Yapay tatlandırıcılara dair gerçekler

Yapay tatlandırıcılara dair gerçekler

Milyonlarca insan hem zayıflamak için, hem de şeker hastalığı nedeniyle yapay tatlandırıcı kullanıyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yapay tatlandırıcılar hakkında olumlu ve olumsuz söylentiler bulunmaktadır. Sabah'tan Selahattin Dönmez, Amerikan diyabet derneği ve Amerikan beslenme ve diyetetik akademisi diyabet çalışma grubunun şeker yerine tüketilebilecek tatlandırıcılar hakkındaki son bilimsel görüşlerini paylaştı.

1. Sakarin: En çok bilinen yapay tatlandırıcı çeşididir. 19. yy sonlarında toluen denilen kimyasal maddeden sentezlenmiş, çay şekerinden 300-400 kat fazla tatlı olduğu bulunmuştur. Sakarinin ağızda metalik ve acı bir tat bırakmasına rağmen şişman ve şeker hastası bireyler için vazgeçilmez tatlı kaynağı olarak kullanılmıştır. Food and Drug Administration (FDA) 1977 yılında, yüksek doz sakarin tüketiminin hayvanlarda üriner sistem tümörlerine neden olduğunu ortaya çıkarınca; insanlarda sakarin kullanımı yasaklanmıştır. Fakat daha sonra Amerikan Tıp Konseyi kısıtlı kullanımın ( 2,5 mg/kg/gün) sağlık üzerine güvenli olabileceğini bildirmiştir. Fakat daha sonra yapılan çalışmalarda; sakarinin zararsız olmadığı, epitel dokuda yapısal değişikliklere neden olacağı bulunmuştur.

2. Aspartam: 1 gramı 4 kalori enerji verir ancak çay şekerinden 180 kat fazla tatlı olduğu için düşük dozda kullanımın enerji verimine katkısı olmaz. İlk defa 1965 yılında ABD'de sentez edilmiştir. Şeker hastalarında kan şekeri üzerine olumsuz etki yaratmaz. Son yıllarda baş dönmesi, baş ağrısı, adet düzensizliği gibi yan etkileri bildirilmiştir. Aspartamın bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Çay, kahve, tatlı yapımı, kahvaltılık tahıllar, süt ve yoğurtta kullanılabilir. Aspartamın dünyada 90'dan fazla ülkede kullanımına izin verilmektedir. 50 mg/kg/gün güvenilir aspartam kullanma dozajıdır.

3. Sorbitol: Bir şeker alkolüdür. Doğal olarak sebze ve meyvelerde bulunur. Günde 30 gramdan fazla alımı hazımsızlık, gaz ve ishale neden olabilir. Kontrolü iyi olmayan şeker hastalarında kan şekerinin hızla yükselmesine neden olur. Sorbitol; şekerlemeler, çiklet, reçel ve jöle yapımında kullanılmaktadır.

4. Maltitol: Kristal yapıda bir şeker alkolüdür. Şekersiz çikolata yapımında, diş çürüklerini önlemek için kullanılmaktadır. Kristal maltitolün hiçbir yan etkisi bildirilmemiştir.

5. Erititol: Düşük kalorili hacim oluşturan bir tatlandırıcıdır. Kolay emilir ve metabolize olmadan idrarla atılır. Erititol ile yapılan hayvan çalışmalarında kesinlikle sağlıkla ilgili bir sorun olmadığı bildirilmiştir.

6. Laktitol: Bir başka şeker alkolüdür. Laktitol, ağızda diş plaklarının oluşmasını önleyen yapay tatlandırıcıdır. Besin endüstrisinde çiklet yapımında kullanılır.

7. Asesulfam Potasyum: 1988 yılında birçok klinik çalışma sonucunda kullanımına onay verilmiş olan yapay tatlandırıcıdır. Şekerden 130-200 kat daha fazla tatlıdır. Asesulfam idrarla atılır. Bu tatlandırıcının temelde en önemli özelliği, diğer tatlandırıcılarla beraber kullanıldığında tatlılığın daha fazla artmasıdır. Çok yüksek dozlarda kullanılırsa tadı sakarin gibi acı veya metalik olur. Normal depolama koşullarında bozulmaz, pişirme ve fırınlamada yapısını değiştirmez.

8. Siklamat: 1939 yılında sentezlenen şekerden, 30 kat tatlı olan yapay tatlandırıcıdır. Aşırı doz kullanımı, dışkı yumuşaması veya ishale neden olmaktadır. Erkek farelerde yapılan çalışmalarda; testislerde atrofiye neden olduğu bildirilmiştir. Yapılan başka çalışmada, mesane tümörleri geliştiği tespit edilmiştir. Sadece doktor ve diyetisyen kontrolünde diyabet gibi hastalıklarda nasıl kullanılabileceği hastaya bilgilendirilmek kaydı ile tatlandırıcıları kullanmak uygun gibi görünmektedir. Bu nedenle ben tatlandırıcı yerine çaylarınıza bal, evde yapacağınız kek veya kurabiyelerinize ne şeker ne tatlandırıcı; onun yerine pekmez, taze ya da kuru meyve ilave etmenizi tavsiye ederim. Çünkü uzun vadede görülen riskleri ortadan kaldırmayı daha güvenli buluyorum.