Yargıtay aracını rastgele park eden sürücülere acımadı

ve

2010 yılında Batman’da KCK soruşturması kapsamında tutuklanan belediye başkanı N.A. için Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası Perşembe günleri haftalar boyunca eylem düzenledi. Belediyede otobüs şoförü olarak çalışan bir kişi, otobüsün önüne "Başkanımızı İstiyoruz - Genel İş Sendikası" pankartı koyunca polisler tarafından durduruldu.

İKİ ŞERİTLİ YOLA PARK ETTİ

Pankartın sökülmesi gerektiğini söyleyen polislere, "Amirlerimin izni olmadan pankartı çıkaramam" diyen otobüs sürücüsü, trafik cezası kesilmek için kendisinden ehliyet ve ruhsatın istenilmesine öfkelenerek çalıştırdığı otobüsü iki şeritli yolun sol tarafına park etti.

YEREL MAHKEMENİN KARARI BOZULDU

Bu esnada aynı pankartın asılı bulunduğu diğer otobüs sürücüsü de yolun sağ şeridine otobüsü park etti. Yaklaşık 15 dakika boyunca yolda ulaşımın sağlanmadığı, başkalarının hayatının olumsuz etkilendiği için iki otobüs sürücüsü hakkında "Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak" suçlamasıyla Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme verdiği kararla sanıkların beraatine hükmetti.

BAŞKALARININ SAĞLIĞI TEHLİKEYE ATILMIŞTIR

Karara itiraz eden Cumhuriyet Savcısı yerel mahkemenin kararını temyiz etti. Dava dosyasında son sözü söyleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, otobüslerin yolun hem sağına hem soluna park etmesiyle başkalarının hayatını olumsuz etkilediğini belirterek beraat kararını bozdu.

Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Otobüs sürücüsü sanık, trafik cezası kesilmek üzere ruhsat ve ehliyetinin istenmesi sonrasında, sinirlenerek otobüsü çalıştırıp, iki şeritli yolun sol şeridinde durdurup, kontak kapatmış. Bu sırada durağa gelmiş bulunan diğer sanık ise önünde aynı pankartın asılı olduğu otobüsü ile olayı öğrenerek, yolun sağ şeridinde durmuş. Otobüslerini yolun sağ ve sol şeridinde 15 dakika kadar durdurarak, trafiği engelleyen, dolayısıyla başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlike yarattıklarının kabulü gerektiği ve Türk Ceza Kanunu’nun 179/1. maddesindeki suçun unsurlarının oluştuğu gözetilip mahkumiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi kanuna aykırıdır. Kararın oybirliği ile bozulmasına karar verilmiştir."