Yargıtay çalınan araçtan otoparkı sorumlu tuttu
İHA

Arkadaşlarıyla yemek için bir restorana giden genç, lüks aracını park etmesi için restoranın otopark görevlisine emanet etti. Görevlinin lokantanın diğer müşterilerine ait araçlarla ilgilendiği esnada lüks araç, kimliği belirsiz kişilerce çalındı.

KASKODAN PARAYI ALDI

Mağdur araç sahibi soluğu, aracını kaskolattığı şirketin kapısında aldı. Sigorta şirketi 74 bin lirayı araç sahibine iade etti. Olayda otopark görevlisi ve lokanta işletmecisinin kusurlu olduğunu öne süren sigorta şirketi, ödenen bedelin iadesi için sorumlular hakkında icra takibi başlattı. Lokanta sahibi ve otopark görevlisi icra takibine itiraz etti.

SİGORTA ŞİRKETİ İPTAL İÇİN DAVA AÇTI

Bu kez sigorta şirketi, itirazın iptali talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Mahkeme, sigortalı araç sahibinin aracı kendi rızası ile otopark görevlisi davalıya teslim ettiğine dikkat çekerek, davayı reddetti. Kararı davacı sigorta şirketi temyiz etti. Yargıtay, teslim alanın aynı zamanda aracın başkaları tarafından götürülmemesi veya çalınmaması için her türlü tedbiri almak zorunda olduğuna hükmetti.

MAHKEME KARARI BOZULDU

Aracın emanet edildiği otopark görevlisinin, davalı işletme sahibinin çalışanı olduğuna dikkat çekilen kararda; işletme sahibi işverenin, meydana gelen zarardan mesul olduğunu hatırlatan Yargıtay, mahkeme kararını bozdu. Mahkeme, ilk kararında direnince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi. Kurul, lokanta sahibi davalı ile otopark görevlisi diğer davalının haksız olduğuna hükmetti. Aracın, lokanta otoparkına bırakıldıktan 45 dakika sonra çalındığına vurgu yapılan Hukuk Genel Kurulu kararında şu ifadelere yer verildi:

“KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

"Araç işletenin aracın yeterli muhafazası sağlanmadan 45 dakika boyunca anahtarları üzerinde, her an çalınabilecek şekilde bırakılmasına rıza gösterdiğinin kabulü mümkün değildir. Taraflar arasındaki sözleşmesel sorumluluklar ve halefiyete (bir kimseye ait hakların başka birine geçmesi) dair düzenlemeler gereğince, davalılar meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu sebeple de mahkemece zarar kapsamı araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Yargıtay dairesinin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usûl ve yasaya aykırıdır. Karar oy çokluğuyla bozulmuştur."

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)