Yaşar Süngü: Bizi yakan güneş değil, hırslarımız
ensonhaber.com

yaşar süngü

"Bizi yakan güneş değil, hırslarımız" Yeni Şafak gazetesinin tecrübeli yazarı Yaşar Süngü'nün yaşama dair bugünkü köşesinde ele aldığı yazının başlığı. Süngü, bir nefeste okunacak yazısında insanoğlunun ihtiraslarına değindi.

Yaşar Süngü'nün bugünkü köşesindeki yazısı;

"BİZİ YAKAN GÜNEŞ DEĞİL HIRSLARIMIZ"

Her yangın toprak altında ve toprak üstündeki milyonlarca börtü böceğin, yeşilliğin yanarak ölmesi anlamına geldiği için ne zaman bir yerde orman yangını çıksa içim acır.

Her yangın atmosferdeki karbon ve oksijen dengesi bozulması demektir.
Her yangın ekolojik dengenin zarar görmesi demektir.
Her yangın gökyüzünde biraz daha zehirli gaz demektir.
Her yangın erozyon ve sel baskınlarının artması demektir.
Her yangın biraz daha kuraklık ve betonlaşma demektir.
Ormanlar dünyanın akciğerleridir.
Orman demek nefes demek, oksijen demek, temiz hava demektir Her orman yangını, faturanın er geç bize ödetileceği anlamına gelir.

Siz toprağa buğday ektiğinde mısır alanı gördünüz mü?
Ya da elma ağacı dikildiğinde ağacın şeftali verdiğine rastladınız mı?
Tabii ki hayır
Sosyal hayatta böyledir; İnsanlara iyi davranırsan sana da iyi davranılır.
Gülersen, gülümseme ile karşılık alırsın.
Söversen sövülürsün, döversen dövülürsün.
Ne ekersen onu biçersin.
Yeryüzünde işleyen sistemle sosyal hayatta işleyen sistem basit ve aynı: Karşılıksız hiçbir şey yok. Ne yaparsan karşılığını bulursun.
O yüzden Arap atasözü olan meşhur “Men dakka duka” tabiri dilimize “Eden bulur” şeklinde çevrilmiş.

Daha çok kazanmak için ormanları yok ettik, yerine ağaç dikmedik.
İçtiğimiz su kaynaklarını kirlettik.
Daha çok üretmek için kimyasal gübrelerle toprağı da bozduk.
Çok kazanma uğruna vardiya sistemi icat ettik ve 24 saat fabrika bacalarından zehirli gazları havaya saldık.
Güneşin yakıcı ısısından bizi koruyan atmosferi deldik.
Köyden şehre göç ettik, toprakları boş bıraktık.
Şehirleri betonlaştırdık.
Şimdi sıcaktan kavruluyoruz.
Küresel ısınmayla dünyanın yaşanamaz hale gelmesinin sebebi uzaylılar değil, biziz.
Bizim bitmek tükenmek bilmeyen hırslarımız.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü’nde hırsın anlamı; Hayvanlara yalatılan bir çeşit tuz olarak geçiyor.
Kafkasya’da hırsa verilen anlam tam yerine oturmuş.
Türk Dil Kurumu’nun güncel Türkçe sözlüğünde ise hırs, sonu gelmeyen istek, aşırı tutku olarak tarif ediliyor.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde de hırsın tarifi şöyle: Bir amaca ulaşma hususunda kişinin bütün benliğini saran istek ve tutku anlamında ahlâk terimi.
Dini literatürde hırs şükürsüzlüktür.
Şükrün ölçüsü nedir?
Kanaattir, iktisattır, kazandığına razı olmaktır, mevcut halinden memnuniyettir. Şükürsüzlüğün ölçüsü nedir?
Kazandığıyla yetinmemektir, kazandığını ölçüsüz harcamaktır.
Emeğe hürmetsizliktir, hak edip etmediğine bakmaksızın tüketmektir.

Hırsımız dünyanın iklimini hızla değiştiriyor.
Küresel ısınma denen afet bugün herkesin sorunu haline geldi. İklim değişimi, canlıların yaşam modellerini değiştiriyor.
Pek çok hayvan türü yok olup çoğalamıyor.
Değişen iklim, hayvanları hayatta kalabilmek için göç etmeye zorluyor.
Soğuk bölgelerde yaşayan somon balıklarının üremesi azalmış.
Kuşlar son 20 yılda bahar aylarında havada görülen sıcaklık artışı yüzünden daha erken yumurtlamaya başlamış.
Beslenecek böcek türleri bulamadıkları için kuşların sayısı hızla azalmaya başlamış.

Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin sınırları yok.
İklim değişiklikleri yüzünden bitki çeşitleri hem azalıyor hem de büyüyemiyor. Bitkilerin çiçek açma dönemleri değiştiği için bazı türler yavaş yavaş yok oluyor. 2003 yılında Avrupa’da 70 bin, sadece Fransa’da 15 bin kişi aşırı sıcakların neden olduğu sağlık sorunlarından dolayı hayatını kaybetmiş.
Küresel ısınmanın sonucunda su ve tarım ürünleri giderek azalacak ve kıtlık bütün dünyayı saracak.
Böylelikle insanların beslenme sorunları artacak, açlığa bağlı birçok hastalık gelişecek.
Adaletsiz bir gelir dağılımı olduğu için açlık ve kıtlık yüzünden ölüm oranları artacak.

Küresel ısınmanın neden olduğu diğer bir sorun enfeksiyonlar; Sıcaklık arttıkça keneler de artacak.
Hastalığa neden olan sivrisinekler daha yüksek bölgelerde daha kolay yaşayıp yayılabilecek.
Küresel etkinin sonucunda oluşan aşırı yağmurlar, bakteriden bol toprakları barajlara sürükleyerek kuraklığa neden olacak ve ishal yaygınlaşacak. Yeryüzünün ortalama sıcaklığı 1-2 santigrat derece daha artarsa yeryüzündeki türlerin üçte biri yayılma alanlarını değiştirecek veya tükenecek.
Şimdiden yüzlerce çiçek ve bitki türü ile balık ve kuş türleri yok olmuş durumda.

Herkes elini taşın altına koymazsa, gelecek nesillere yaşanamaz bir dünya kalacak.
Ve bizi hiç de iyi anmayacaklar!

YAZININ KAYNAĞINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ...