Nevşehir'deki yer altı şehri yılın 12 ayı ziyaretçi akınına uğruyor

Derinkuyu ilçesinde yumuşak tüflü kayalara oyularak yapılan ve 8 kattan oluşan yeraltı şehri, 1967 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor. Yeraltı şehri, büyük bir topluluğu içinde barındıracak odalardan oluşuyor.

YER ALTI ŞEHRİNE BAĞLANIYOR

Şehrin ilk iki katında mutfaklar, kiler, şarap depoları ve ağıllar yer alıyor. Üçüncü ve dördüncü katlarda da yaşam alanları, büyük bir kilise, konferans salonu, misyonerler okulu, günah çıkarma alanı ve tüneller bulunuyor.

Bu tünellerin bölgedeki diğer yer altı şehirlerine bağlantı sağladığı da düşünülüyor. Ancak bu bağlantıyı kanıtlayacak henüz bir bulguya rastlanmadı. Üçüncü kattaki yaklaşık 10 kilometrelik tünelin de diğer bir şehir olan Kaymaklı Yeraltı Şehri’ne bağlandığı tahmin ediliyor.

TÜNELLER BİRBİRİNE BAĞLANIYOR

Derinkuyu’nun ilk yerli kolonisi Asurlar olarak biliniyor. Uzmanlar, tarihte II. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun zulmünden kaçan ilk Hıristiyanların Antakya ve Kayseri üzerinden Kapadokya’ya gelerek burada yaşadıklarını belirtti. İsminin açıklanmasını istemeyen bir uzman, "Bölgedeki yer altı şehirlerini kuran ilk Hıristiyanlar, girişleri belli olmayacak şekilde yapılmış bu şehirlerde saklanarak Romalı askerlerden kurtulmuşlar. Yeraltı şehirlerinde uzun süre içeride yaşamak zorunda olacakları için erzak depoları, havalandırma bacaları, şarap imalathaneleri, kiliseler, manastırlar, su kuyuları, tuvaletler, akıl hastalarının tedavi edildiği varsayılan hastane, mezarlık ve toplantı odaları yapmışlar. Odaların çoğu ise ancak bir insanın geçebileceği genişlikteki tünellerle birbirlerine bağlı durumda." dedi.

Derinkuyu Yeraltı Şehri, turistlerin de ilgisini çekiyor. Yılın 12 ayı boyunca Kapadokya bölgesine gelen yerli ve yabancı turistler, yeraltı şehrine gelerek bu anıtsal yapıyı ziyaret ediyor.

DERİNKUYU İLE İLGİLİ ‘MELEKLER’ EFSANESİ

Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin açığa çıkarılmamış katlarının da olabileceği belirten uzmanlar, buranın nesiller boyu efsanelere de konu olduğunu bildirdi. Rivayete göre, uçarak gelen melekler, çok beğendikleri bu bölgede yaşamaya karar verirler. İlerleyen zamanlarda kötü huylu cinler de gelir. Cinler, melekleri yok etmek ister. Uzun süren mücadelenin ardından melekler, cinlerle baş edemeyeceğini anlayınca, yer altı şehrini inşa eder, burada yaşamaya başlar.