İngiltere Yunan'ın yanında gözüküp esir düşürdü
Özel Haber

Yunan ayaklanmacılar başlattığı savaşla, onlarca yıl ticari bir faaliyet olarak gören İngilizlerin, sömürgesi altında kalacaklarından bir haberlerdi.

1460’da Osmanlı’nın elinde olan Navarin Limanı, Avrupalıların malum saldırısıyla 400 yıl sonra Osmanlı himayesinden çıkıyordu. Navarin’e yapılan bu saldırı, başta İngilizler olmak üzere Avrupalıların savaşı bir ticari faaliyet olarak gördüklerine en büyük örnek niteliğindeydi.

İngiltere Yunan'ın yanında gözüküp esir düşürdü

AYAKLANMA İNGİLTERE’NİN İŞİNE GELDİ

Yunan’ın Osmanlı’ya karşı ayaklanması İngiltere’nin liberal çevrelerinde büyük ilgi gördü. Londralı finansçılar burada bir fırsat gördüler ve Londra borsasında işlem görebilecek Yunan isyanı senetlerini teklif ettiler. Senetler, Yunanistan’ın savaştaki başarılarına ve başarısızlıklarına göre inip çıkıyordu. Türklerin savaşta üstün geldiği sıralarda hissedarlar, tüm paralarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Yunan’ın yenilgisiyle para kaybetmeye başlayan İngilizler tabii ki boş durmayacaktı. Uluslararası bir filo hazırlayarak Osmanlı’nın ana donanmasını 1827’de Navarin’de batırıp hem Yunan’ı hem de paralarını kurtardılar.

İngiltere Yunan'ın yanında gözüküp esir düşürdü

İNGİLTERE’YE BAĞIMLI HALE GELDİLER

Yunanistan kurulmuştu, Yunan milleti de Osmanlı himayesinden kurtulmanın mutluluğunu yaşıyordu ki, bu mutlulukla savaşı borsadan yönlendiren İngilizler'e karşı bağımlı hale geldiklerini bile anlayamadılar. Yunanistan’ın özgürlüğü, ülkenin asla ödeyemeyeceği bir borç yükü karşılığında elde edildi. Bu bağımsızlıktan sonra Yunan ekonomisi, yıllarca İngiliz finansörlere bağımlı halde yaşadı.

İngiltere Yunan'ın yanında gözüküp esir düşürdü

KREDİYLE ESİR DÜŞÜRME TAKTİĞİ

İngiliz kapitalistler Navarin Savaşı’ndan sonra paralarını riskli denizaşırı olaylara yatırmaya daha da istekli hale geldiler, doymuyorlardı. Borçlunun geri ödemeyi yapmaması durumunda, majestelerin ordusunun paralarını geri alabileceğini görmüşlerdi.

Sermaye ile siyasetin iç içe geçmesi, kredi piyasası üzerindeki etkileri çok derin. Bir ekonomideki kredi miktarı, sadece yeni bir petrol yatağının keşfi gibi tamamen ekonomik etkenler değil, aynı zamanda rejim değişikliği ve daha aktif dış politika gibi siyasi etkenler tarafından da belirleniyor.