28 Şubat'ta 9 saatlik MGK'nın perde arkası

28 Şubat'ta 9 saatlik MGK'nın perde arkası

28 Şubat sürecinin mimarı kabul edilen Çevik Bir, o dönemi "hükümeti irticadan korudukları" teziyle savunurken, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın 9 saat süren MGK toplantısında, kararlara itirazı olup olmadığını soran Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e "Hiç bunlara itiraz edilir mi?" dediği ortaya çıktı.

HÜKÜMETTEN GİTMEMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPAR

Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek'in "11 Cumhurbaşkanı 11 Öykü-Çankaya" adlı kitabında verdiği bilgiye göre Erbakan, o kritik toplantıda "Bu gerici hareketler büyümeden tedbir alınmalı, Müslümanlık iyi öğretilse bu millette bu hareketler olmaz" diyor. Demirel ise Erbakan'ın bu tavrını "Bu adam hükümetten gitmemek için her şeyi yapar" sözleriyle eleştiriyor.

Cumhuriyet'in haberine göre; Çankaya Köşkü'ne çıkan 11 Cumhurbaşkanı ile ilgili öyküleri 2 ciltlik kitabında toplayan Arcayürek, bu yıl başında çıkan ikinci ciltte, 28 Şubat sürecinde yaşanan ilginç ayrıntılara mercek tutuyor. Bugün, o dönemde hükümeti kurma görevini Tansu Çiller'e vermeyerek hükümeti düşürmekle eleştirilen Demirel'in 1997 yılını darbeyi önleyecek önlemler aramakla geçirdiğini belirten Arcayürek'in anlatımıyla, o dönem yaşanan bazı çarpıcı ayrıntılar şöyle:

ERBAKAN ASKERİN ÖNÜNDE DÖRT TAKLA ATAR

Cumhurbaşkanı ile 26 Şubat 1997 Çarşamba görüştüm. O gün Çiller, Çankaya'ya çıktı. "Kafalar 28 Şubat'a endekslendi. Başka bir konu yok" dedim. Fakat, Erbakan'ın bir sözü kulislerde hararetli tartışmalara yol açmıştı. "Herkes otursun oturduğu yerde" demişti Erbakan.
Cüneyt Arcayürek: Bu söz şöyle yorumlanıyor: Askerlere söylenmiş bir söz diye algılandı, algılanıyor.
Süleyman Demirel: Yok canım sen de!
C.A: Böyle bir numara yapabilir mi Erbakan?
S.D: Diyebilir mi canım?
C.A: Bilmem ki... Böyle bir laf eder, sonra işine geldiği yerde, 'o sözü askerlere söylemiştim' der, çıkar işin içinden.
S.D: Askerlerin önünde dört takla atar, dört!

ERBAKAN'IN AĞZINDAN O KRİTİK TOPLANTI

Arcayürek, 28 Şubat'ın ardından 12 Mart günü akşamüzeri Demirel ile yaptığı görüşmede yaşanan diyaloglara yer verdiği kitabında, Demirel'in toplantıya ilişkin anılarını da okurla paylaşıyor:
* Demirel: MGK toplandı, askerler önce projeksiyonla anlattılar. Çok güzel toparlanmıştı. Bir sorunu söylüyorlar ve tedbiri şu diyorlar. Nitekim daha sonra bir mitingde örtünmüş kadınlar da gösterildi.
Arcayürek: Kara çarşaflı kadınlar.
S.D: Evet. Bunu gösteren, Arapça yazılı pankartları... Fotoğrafı Genelkurmay Başkanı çevirip, bu ikisine (Erbakan ve Çiller) gösterdi ve eliyle işaret ederek, "İşte bu İran" dedi. Sonra komutanlar tek tek konuştular. Sıra sivillere geldi. O içişleri bakanı... Meral. (Akşener) Onlara söylemiştim: "Bizatihi bu kadının kendisi bakan, hele içişleri bakanı olamaz" demiştim. Öylece bir konuşma yaptı ki... Ne söylüyor, ne istiyor?
S.D: Sonra sıra geldi Tansu Çiller'e. İşte... Biraz AB falan... Bir ara "biz, ben, laikliğin teminatıyız" deyince... Karşı sırada oturan Jandarma Komutanı Teoman Koman Paşa, "Onca olay geldi geçti" dedi. Yani Sincan, Kayseri gibi demek istedi. "Siz neyin teminatısınız?" dedi. Tabii Denizci de...
C.A: Güven Erkaya Amiral.

BUNA HİÇ İTİRAZ EDİLİR Mİ

S.D: O da sıraladı olayları. "Siz neyin teminatısınız?" "Siz laikliğin güvencesi olamazsınız" dedi. 14, 24 ve 174. maddelerin uygulanmadığını söyleyerek... Erbakan garip bir konuşma yaptı.
C.A: Acayip bir konuşma dediniz. Ne dedi?
S.D: Önce, "Bu gerici hareketler büyümeden tedbir alınmalı" dedi. Sonra, "Müslümanlık iyi öğretilse bu millette bu hareketler olmaz" dedi.
(...)C.A: Ne zaman verecekler hükümete MGK Genel Sekreterliğinden bu metni ve Erbakan alacak mı?
S.D: Pazartesi verecekler ve alacak ve imzalayacak!
C.A: Önlemler MGK'den geçti, değil mi?
S.D: Tabii. Ben okunurken her maddede Erbakan'a soruyordum: "Buna itiraz eden var mı?" diye soruyordum. Elini kaldırarak bana, "Hiç buna itiraz edilir mi?" diyordu. (kahkahalar) Şimdi... Bu adam (Erbakan) hükümetten gitmemek için her şeyi yapar.

ERBAKAN TEK KELİMESİNE DOKUNMADAN İMZALADI

Kitapta, MGK kararlarının Erbakan tarafından imzalanıp imzalanmayacağı konusunda süreçte tartışmalara da yer veren Arcayürek, gerilimli sürecin ardından Demirel'in kendisini arayarak kararların imzalandığı bilgisini verdiğini anlatıyor: "Bu sabah Savunma Bakanı Turhan Tayan'ı çağırdım. Hani, Çiller, bakanlarına 'imzalayın' der. Bir ihtimal. Bana 'imzaladım' dedi Tayan. Ona da içinde bulunduğumuz şartları bir kez daha anlattım. Gitsin, bu kadına anlatsın diye (Çiller). Zaten imzalamasalar ne olacak? Karar tamam. Bakanlar Kurulu'na gidecek. Adam imzalamasa, kadın imzalamasa DYP hükümetten çekilmek zorunda kalacak. İkisi imzalamasa hükümetin istifası söz konusu. MGK Genel Sekreteri geldi bana. Erbakan için, 'İmzaladı. Tek kelimesine dokunmadı' dedi."