Anti-entelektüalizm nedir
Detay Haber

Larousse sözlüğünde "aklın üstünlüğünü ve bilimin değerini tanımayı reddetme" olarak tanımlanır. Genelde eğitim ve felsefenin küçümsenmesi, sanatın, edebiyatın ve bilimin pratik yanı olmayan ve hatta aşağılık alanlar olarak görülmesi şeklinde dışa vurulur.

AKIL YÜRÜTMEYE GÜVENİLMEDİ

Anti-entelektüel düşünüş biçimleri arasında pragmatizm ve bergsonculuk yer alır. Bu gibi felsefeler akıl yürütmeye güvenilmemesi gerektiğini; hissiyatın düşünceden, içgüdünün mantıktan, derhal hareket etmenin eleştirel düşünüp değerlendirmeden, sonuçların sonuçlara ulaşılan yoldan daha önemli olduğunu savunurlar.

ELİTİZME KARŞI POPÜLİZM

Anti-entelektüeller kendilerini sıradan halkın savunucuları olarak tanıtırlar ve bu şekilde algılanırlar. Algıdaki siyasi ve akademik elitizme karşı popülizmin temsilciliğini yaparlar. Eğitimli insanları halkın çoğunun endişelerinden uzak, özel statüye sahip bir sınıf olarak görme, entelektüellerin siyasi tartışma ve yüksek eğitim ortamına hakim olduğunu düşünme eğilimleri bulunur.

ÖLÜM TARLASINDA ÖLÜM

Totaliter hükümetler anti-entelektüalizmi siyasi tatminsizlik ve muhalefeti baskılamak için kullanır. İspanya'da iç savaş (1936-39) ve sonrasında Francisco Franco'nun sağ görüşlü diktatörlüğü (1939-1975) sırasında gerçekleşen irticai Beyaz Terör (1936-1945) anti-entelektüel özelliğe sahipti. Öldürülen 200 bin kişiden çoğu İspanyol entelijansiyasına mensuptu, aralarında İkinci İspanya Cumhuriyeti'nde siyasi etkinlik göstermiş öğretmenler, akademisyenler, sanatçılar ve yazarlar vardı. Komünist Demokratik Kampuçya'da (1975-1979) Pol Pot önderliğindeki Kızıl Kmerler rejimi yürüttükleri soykırım sırasında komünist olmayan aydınların çoğunu ölüm tarlalarında öldürdü.

AYDINLARDA HARS YOK

Sosyolog Ziya Gökalp ise Türkçülüğün Esasları adlı eserinde aydınlarda yüksek bir eğitim bulunduğunu ve bunun onlara medeniyet getirisi sağladığını belirtiyor. Ona göre halkta hars, yani milli kültür bulunur fakat aydınlarda olan medeniyet bulunmaz. Aydınlarda ise hars yoktur. Dolayısıyla bir aydın halka inerek hem harsı öğrenebilir hem de onlara medeniyeti öğretebilir. Gökalp halka inen aydınları "milli" olarak vurgulanırken, Aleksandr Puşkin gibi isimleri örnek verir.