Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk
Özel İçerik

Atakan ile yıllar önce, yine söz konusu kitapken tanışmıştık. Zaman ilerledi, hayatımız dönüştü. Şimdi iki arkadaş olmanın yanında bizi işlerimiz buluşturdu ve son romanı Kimsesiz İzler’i konuştuk. Bugünü mühürlemek üzere bol bol fotoğraf çekildik...

Atakan, Kimsesiz İzler’de, bir önceki romanı Sakın Geç Kalma Mualla’nın izini sürüyor. Onda hikaye, Muhsin karakteri tarafından akmıştı. Şimdi Mualla’nın tarafından okuyoruz... 
İşte keyifli sohbetimiz...

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

SOKAKLAR, YAZMAK İSTEYENE BOLCA MALZEME VERİR

- Atakancığım, bu hep ilk sorum. Ulaşılanın dışında, kaleminle, duygularınla kendini nasıl anlatırsın? Kendi gözünden Atakan Kelleci kimdir?

Merhaba Damlacığım, öncelikle teşekkür ederim kıymetli vaktini ayırdığın için. Bu soruna vereceğim cevap en kısa hali ile: Bütün somut ve soyut hallerim ile ‘’iyi insan’’ olma yolunda kitaplar ve onların emekçileri ile yolculuğa çıkmış biriyim.

- Yazmaya nasıl başlamıştın? Anlatsana…

Okumaya heveslendiğim zamanlardan beridir yazıyorum esasında. Kitap emekçisi olduktan sonra, ustalarıma ve sevdiğim değer verdiğim tüm yazarlara derin bir saygı duyarak, -hatta hala yazar olduğumu iddia etmiyorum- elimden geldiğince hikayelerimi toplama ve kitaplaştırma çabası benimkisi.

- Yazma rutinin nedir? Yazarken nasıl birisin?

Sürekli not tutarım, gördüğümü, şahit olduğumu, yaşadığımı… İnsan sürekli devinim halindedir ve sokaklar yazmak isteyene bolca malzeme verir. Titreşimleri duymak gerekir. İşte tüm bunları bir araya getiririm sonunda.

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

YAKLAŞIK 20 YILDIR KİTAPLARIN İÇİNDE BÜYÜYORUM

- Lugat-ı Aşk/Aşkın En Kısa Hali ile 2017’de başladı kitapların. Sonra “Sakın Geç Kalma Mualla.” Şimdi de “Kimsesiz İzler.” Hızlı mı yazıyorsun?

Yaklaşık 20 yıldır kitapların içinde büyüyorum. Birçok yazarla birebir çalışma şansına sahip oldum.  Ve yaklaşık üç yıla, bir deneme (sözlük tarzı) devam niteliği taşıyan iki roman sığdırdım. Mualla’nın hikayesi 2014 yılında başlamıştı ilk olarak, demlenerek geldi bu vakte : )

- Bu son kitabın hikâyesi nedir? Mualla ve Muhsin’in aşkı devam ediyor, değil mi?

‘’Sakın Geç Kalma Mualla’’ kitabında, tamamen Muhsin’in ağzından, onun tarafından yaşadığı terkedilişin ona yaşattıklarını okuduk. ‘’Kimsesiz İzler’’de ise Mualla’nın neden terk ettiğinden daha ziyade dünyaya olan sorusuna, Türkiye’de meskun mahallerde yetişen kız çocuklarının çığlığına, dostluk kavramına, ideallerine ve sonunda yüzleşmesine şahit oluyoruz.

- Bir sorayım istiyorum, nedir aşkı yazma, ondan bahsetme telaşın? (aslında telaş değil belki de şimdi buraya çok şık durdu : ))

Bunun özellikle seçildiğine inanmıyorum. Tecrübe ve deneyimlerin sonucu kalem kendini yönlendiriyor diye düşünüyorum. Bir de aşk her an kendini canlı tutuyor ve yeniliyor. Ben sürekli şiirlerin, beyitlerin, deyişlerin okunduğu bir evde büyüdüm. Bu açıdan şanslıyım : )

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

ŞAİRLERİN VE ŞİİRLERİN OLMADIĞI BİR DÜNYA HAYAL EDEBİLİYOR MUSUN?

- “Sen çıkardın utancını duvara astın” sözü ile Cemal Süreya karşılıyor bizi önce. Sonra her bölümün başında bir başka şair Edip Cansever, Ece Ayhan, Özdemir Asaf, Turgut Uyar… Onlar olmadan olmaz, değil mi?

Şairlerin ve şiirlerin olmadığı bir dünyayı hayal edebiliyor musun ? Çok yoksun olmaz mıydık?

- Haklısın. Peki anlattığın hikâyenin ne kadarı seni anlatıyor?

Her kurguda yazarın kendinden izleri elbette vardır. Ve bu onun sırrıdır : )

- Sırrın kalacak yani, peki. Mualla ve Muhsin nasıl karakterler, anlat desem? Nasıl bir aşk onlarınki?

Muhsin tarafı biraz patalojik, melankoli. Mualla ise yitik ve bitimsiz.

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

BU ŞEHİRDE İNSAN İSTEDİĞİ HER AN YALNIZ KALAMIYOR

- Arka kapakta kendi kendine konuşup alınan kararların kolay olduğundan bahsediyorsun. Bu duygunun girdabına çokça girer misin? En çok kendisinin sohbetini sevenlerden misin?

Fazlaca konuşurum kendimle, deliliğimle, sırlarımla, hissettiklerimle. Fırsatını buldukça uzun uzun yoldaş olurum kendi içime. Bunu bir girdap olarak görmem, aksine İstanbul gibi bir şehirde kendime ayırdığım özel vakit olarak değerlendiririm. Malum bu şehirde insan istediği her an yalnız kalamıyor.

- Bir de korku var. En büyük korkun ne?

Korkularımı en büyük olarak sınıflandırmam, sevdiğim her şeyin sona erme-bitme- tükenme korkusu var bende de.

- Ya karakterlerinin gözünden baktığında, Mualla ve Muhsin’in en büyük korkuları ne?

Muhsin sevdasız kalamaz, onun tutunduğu en büyük şey sevdası. Mualla ise geçmiş zaman izlerinin canlanmasından korkardı.

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

SORMAYI VE SORGULAMAYI DAHA GÜZEL ÖĞRENECEĞİZ

- Bir romanı yazıp bitirdiğinde kendinde ne gözlemliyorsun? Şimdiye kadar bir değerlendirme yapsan, yazdıkların sana ne kattı?

Bitti dediğimde bir rehavet çöküyor; fakat ardından okurların vereceği tepki tuhaf bir heyecan yaratıyor. Ve aldığım her olumlu-olumsuz eleştiri beni bitmek bilmeyen bir öğrenme sürekliliğine itiyor.

- Sen hep kitapların içindeydin. 2019 henüz bitmiş, 2020’ye merhaba demişken nasıl değerlendiriyorsun kitapların durumunu?

2019 yılında yapılan bir araştırmada, dünyada kitap üretiminde 11. sırada yer alırken, okuma oranında çok geride olmamız üzdü. Ben romantik kitap emekçisiyim, umutsuz değilim. Katıldığım fuarlarda yeni neslin hevesli olması, ilgili olması yeşertiyor umutlarımı. İnanıyorum ki daha güzel yerlerde olacağız. Sormayı ve sorgulamayı daha güzel öğreneceğiz.

- Ya sen neler yapacaksın 2020’de?

Kitaplarla yoğrulmaya, üretmeye, okumaya, yayımlamaya, dağıtmaya, raflara dizmeye devam edeceğim…
: Teşekkür ederim. 
Atakan Kelleci: Teşekkür ederim.

Atakan Kelleci ile Kimsesiz İzler üzerine konuştuk

Kimsesiz İzler

Atakan Kelleci

Librum Kitap

S.: 152

Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R

*

Instagram: biyografivekitap