Davutoğlu'nun edepsiz dediği Aysel Tuğluk'tan cevap geldi

Davutoğlu'nun edepsiz dediği Aysel Tuğluk'tan cevap geldi

Aysel Tuğluk, "Taş atma eylemi halka karşı fütursuzca gerçekleştirilen saldırı karşısında yansıyan bir savunma refleksidir. Bu asla saldırı niyetiyle değil, tamamen savunma amaçlıydı. Halkımız ve partimiz bu davranışımı tasvip etmediyse, eleştiriye tabi tutuyorsa, kendilerine özeleştiri vermeye de hazırım. Ancak durmadan şahsımda Kürt kadınına hakaret eden ve halkımıza ve Rojava Devrimi’ne karşı pervasızca saldıran iktidar sahiplerinin yönelimine karşı da hep bir demokratik direniş içinde olacağımızın bilinmesini isterim" dedi.

Aysel Tuğluk'un yaptığı yazılı açıklama şöyle;

"ATTIĞIM O KÜÇÜK TAŞIN BU KADAR BÜYÜTÜLECEĞİNİ BEKLEMİYORDUM"

IŞİD çetesinin Kobani’ye saldırısından sonra HDP ve DBP’nin öncülük ettiği demokratik ve sivil direniş eylemleri, sınırda nöbet tutma ve oturma eylemi ile devam ederken, asker ve polisin alışıldık bir öfke ve nefretle yaptığı saldırılar sonucu onlarca insanımız yaralandı. Saldırılara karşı kendini savunmak zorunda kalan halkımızla aynı safta yer alan biri olarak ben de o ortamın etkisiyle bilinen ’taş atma’ ediminde bulundum. Attığım o ’küçük’ taşın bu kadar büyütüleceği, polemik konusu haline getirileceği, siyaset gündemine oturacağı tarafımdan pek de beklenen bir durum değildi.

"EDEPSİZLİK NE DEMEK SAYIN BAŞBAKAN?"

Bir Başbakan’ın bir kadın milletvekiline edepsiz demesi, AKP siyasetinin duygu ve düşünce yapısıyla, tarz ve üslubuyla nasıl lümpenleştiğinin bir kanıtı gibidir. Rüyalarında bile Hegel’le tartıştığını söyleyen Başbakan Davutoğlu’nun uyandığında kafasındaki sorunlu fikirlerle yüzleşmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Teorik derinlikten yoksun, yaratıcı pratikten uzak, taklitçi, demokratik değerlere yabancı, kendileri dışında herkese şüpheyle yaklaşan bir duygu haline sahip; çapsız, beceriksiz, hırslı ve maddiyat tutkusuyla yanıp tutuşan bir siyasal hareketin Kürt siyasetine ve Kürt kadınına başka türlü yaklaşması zaten beklenemezdi. Sayın Davutoğlu da bunun istisnası olmadı, olamazdı. O halde soruyorum: ’Edepsizlik’ tam olarak ne demek sayın Başbakan? Siz kime hitap ediyorsunuz? Hırsızlığı, yolsuzluğu, yalanı ve riyakarlığı, IŞİD gibi vahşi bir cinayet şebekesiyle ilişki ve işbirliği bu kadar ayyuka çıkmış bir iktidarın başkasını ’nankör, edepsiz, densiz’ diye suçlamasının ahlaken/siyaseten bir izahı ve kıymeti harbiyesi yoktur.

"KÜRTLER KENDİLERİNE YENİ MEVZİLER AÇABİLİR"

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve yardımcısı böyle düzeysiz bir üslupla gündem oluşturacaklarına, çözüm sürecini nasıl kurtaracaklarını ve yakında gelip onları da vuracak olan IŞİD belasından nasıl kurtulacaklarını düşünmeliler. Zira, IŞİD ve Kobani’den sonra ’çözüm süreci ve demokratik Türkiye’ tamlaması Kürtler için artık tebessümle karşılanan bir oksimorona dönüştü. AKP iktidarı ve onun kurmay sözcüleri unutmasınlar ki; Kuzey Kürdistan’ın istikrarı artık Rojava’dan geçer. Ve kendilerini kandırmasınlar; Kobani düşerse, en çok Türkiye kaybeder, AKP iktidarı kaybeder, ama asla Kürtler değil. Kürtler, 40 yıllık deneyimleriyle çok daha farklı ittifaklara yönelip kendilerine pekala yeni mevziler açabilir" ifadelerinde bulundu.