@berbatedebiyat: Ukalalık yapmış olmayalım, ama fikrimiz bu
Özel İçerik

berbatedebiyat

@berbatedebiyat, Twitter’de “Ben Edebiyat Değilim” başlığıyla yer alan bir hesap. Günden güne popüler olan bu hesap, “Biz edebiyat bilirkişisi değiliz. Herhangi bir şeyin bilirkişisi de değiliz” sloganı ile kendilerini açıklayarak yol almaya devam ediyor.

Edebi değer konusundaki fikirlerini konuştuk @berbatedebiyat ile. İşte o röportaj…

@berbatedebiyat röportaj

NEYİN EDEBİYAT OLDUĞUNA KARAR VERECEK BİR MECRA DEĞİLİZ ELBETTE


Edebi değer taşımayan kitapları nasıl tespit ediyorsunuz?

Paylaşımların büyük çoğunluğunu bize takipçilerimiz gönderiyor. Biz de ufak çaplı bir inceleme sonucunda takipçilerimizle paylaşıyoruz.

Sayfayı ilk açtığımızda da belirtmiştik, biz edebiyat bilirkişisi değiliz. Herhangi bir şeyin bilirkişisi de değiliz. Yani neyin edebiyat olduğuna karar verebilecek mecra değiliz elbette. Ama her şeyden önce bir okur ve edebiyatsever olarak, neyin edebiyat olmadığını tespit etmesi çok da zor değil. Sayfada yer verdiğimiz kitapların birçoğu biçim bakımından birbirinin aynısı. Kocaman bir sayfa, yanında günlük konuşma diliyle yazılmış üç beş cümle. Sağdan soldan yapılmış alıntılar veya vıcık vıcık bir aşk teması. Emek yok, uğraş yok, üzerine düşünülmüş herhangi bir iş yok. Kitaplar “Ben edebiyat değilim!” diye bağırıyor yani.

Edebi nitelik taşımadığını düşündüğünüz eserlerden bahsetmeye nasıl karar verdiniz?

Birçoğumuz gibi biz de edebiyatın geldiği noktadan mustariptik ve kendi şahsi hesaplarımızdan sık sık bu konuya değiniyorduk zaten. Biz aynı zamanda yayıncılık işiyle de uğraşan insanlarız. Gerek artan kağıt fiyatları gerekse kitabevlerindeki “çok satan” raflarının niteliği, uzun zamandır aklımızda olan bu fikri faaliyete geçirdi.

@berbatedebiyat röportaj

İLK OLARAK YAYINCILIĞA EL ATILMALI


Bu kitaplar sizce edebi değer taşımıyorlarsa neden Türk Edebiyatını temsilen raflarda bulunuyor?

Bu soruyu biz de sık sık kendimize ve etrafımıza soruyoruz. Neden edebiyat adı altında sunuluyor bir fikrimiz yok açıkçası. Bir pazarlama yöntemidir muhtemelen. Sonuçta o kitapları bir şekilde raflara sokmak zorundalar. Ee kitapçılarda da “bomboş kitaplar” rafı olmadığı için, mecburen mevcut bir şeyler adı altında sunuluyor insanlara.

@berbatedebiyat röportaj

Bu kitaplardan hangi bakımdan rahatsızsınız?

En çok yayıncılık kısmından rahatsızız. Yani bu kitapların ortaya çıkmasının temel nedeni bu dosyaları basan yayıncılar. Şu an ülkemizde çarpık bir kitap endüstrisi (kitap piyasası) oluşmuş durumda. Para kazanmak kaygısı niteliğin çok önünde tutuluyor. Bir yerden düzeltilmesi gerekiyorsa eğer bu işlerin, ilk olarak yayıncılığa el atılmalı. En çok, müteahhit zihniyetiyle yönetilen yayınevlerinin payı var geldiğimiz bu noktada.

Bu konu canınızı sıkmış belli…

Gerçekten bir hikayesi olduğu için kalemi eline alan, yazma eylemini kendini ifade etme biçimi olarak kullanan, yirmi okuyup bir yazan gerçek(!) yazarlarımız kitaplarını yayınlatacak yayınevi bulamadığından yazmaya küsüyorken; sırf sosyal medyada biraz takipçisi olduğu için, “yazar” kimliğiyle piyasaya sürülen insanların varlığı ve bu durumun giderek artması herkes gibi bizim de canımızı sıkıyor.

@berbatedebiyat röportaj

HERKES TUTAN İŞİN PEŞİNDEN GİDİYOR


Sizi takip ettiğimizde anlıyoruz ki Türkiye’de edebi değer taşımayan pek çok eser var. Neden böyle bir furya var sizce? Genel yorumunuz nedir?

Bu furyanın oluşmasında yine büyük pay yayıncıların. Sosyal medyanın nabzını tutup, popüler isimlere ulaşarak talebe göre arz oluşturuyorlar. Yazmakla hiç alakası olmayan insanlara “kitap çıkarma” fikrini sunuyor bu yayıncılar. Ee o insanlar da bu fırsatı kaçırmıyor tabii. Bu tarz kitapları basan yayıncılar ellerinde maddi güç bulundurdukları için, hem bu kitapların basılması hem de insanların gözüne gözüne sokulması kolay oluyor. Yolda, durakta, raflarda her yerde boy boy görebiliyorsunuz. Bir yerden sonra da insanlar “Bari bir şeyler okuyayım” mantığıyla merak edip alıyorlar ve sürekli başka popüler isimlerle yineleniyor bu durum. Herkes tutan işin peşinden gidiyor yani.

@berbatedebiyat röportaj

Sayfanızda aynı zamanda okuma önerilerinde de bulunuyorsunuz. Karşıt iki durumu bir arada sunmanızın bir sebebi var mı?

İnsanlara, kendimizce, neyin okunmaması gerektiğini sunduktan sonra, yine kendimizce okunması gereken eserleri paylaşıyoruz. Bir şeyleri kuru kuru eleştirmek kolay. Eleştirilen şeyin karşısına alternatif, yapıcı bir şeyler de sunmak gerektiğine inanıyoruz. Toplum olarak en büyük sorunlarımızdan biri bu zaten. Problem çözmeye odaklanmayıp, sürekli olarak var olan problemi eleştirmek. Bunu biz de yapmak istemedik. Naçizane öneriler sunuyoruz ve gayet olumlu geri dönüşler aldık şimdiye kadar.

@berbatedebiyat röportaj

İŞLERİN BURALARA GELDİĞİNDEN HİÇBİRİMİZİN HABERİ YOKMUŞ


Sosyal medya hesaplarınız nasıl reaksiyon alıyor?

İnsanların uzun zamandır mustarip olduğu bir konuyu irdelediğimiz için, genel olarak olumlu reaksiyonlar alıyoruz. Yani bizi takip eden arkadaşlarımız zaten şahsi hayatlarında bu konuları konuşan, tartışan insanlar. Bizim yaptığımız bu insanları bir araya getirmek oldu biraz. Daha doğrusu biz bir şey yapmadık. Onlar bizi buldular. Eksik olmasınlar.

@berbatedebiyat röportaj

Türkiye’de edebiyatın anlaşılması, ilgi görmesi yolunda katkınız olduğunu düşünüyor musunuz?

Yani, edebiyatla ilgilenenlerin birçoğunun bu kitaplardan ve işlerin buralara geldiğinden haberi yoktu. Bizim de yoktu açıkçası. İşin ne derece ele ayağa düştüğünü bize gönderilen paylaşımlarla herkesle beraber biz de görmüş olduk. Sayfadan sonra bu konularla ilgili yapılan paylaşımların sıklaşmasında bir nebze de olsa payımız olduysa, küçük bir farkındalık kazandırabildiysek ne mutlu bize.

@berbatedebiyat röportaj

UKALALIK YAPMIŞ OLMAYALIM, AMA FİKRİMİZ BU


Sizce edebiyat dışı olarak değerlendirdiğiniz bu kitaplar, genç-acemi okurların kitapla tanışmasına, belki zamanla edebiyata yönelmesine vesile mi oluyor, yoksa onlara zarar da veriyor olabilir mi?

Bahsi geçen kitaplarda yer alan cümleler zaten sosyal medyada, sokakta her gün denk gelebileceğimiz türde. Edebi, öğretici veya insanlara bir şeyler katabilecek nitelikte değiller. İnsanların her yerde duyacakları, okuyacakları cümlelere para ve zaman harcaması çok akilane gelmiyor bize.

Ne yapmalılar sizce?

Sosyal medya zaten bu tip paylaşımlar için var. Misal, bir Nilgün Bodur kitabı almak yerine o parayla bir öğün yemek yesinler. Zihinleri köreleceğine, karınları doymuş olur. Sonra twittera girip boş zamanlarında bu tarz yazıları, bedavaya yine okuyabilirler. :) Ukalalık yapmış olmayalım ama bizim fikrimiz bu.

@berbatedebiyat röportaj

HEPSİ BU KİTAPLARI ELEŞTİRECEK İNSANLAR


Normalde bu kitapları bilmeyen, ama sizden sonra fark eden insanlar da bu kitapların edebi değer taşımadığına hemfikir olabilir. Peki sizden sonra tanıyıp seven var mı? Örneğin “Bu yazarı çok mağdur ettiler, alıp okuyayım” diyen oluyor mudur?

Muhtemelen olmuyordur. Çünkü bu kitapları alıp okuyanlar, ilgi duyanlar zaten bu kitaplardan haberdardı. Sadece biz bilmiyorduk. Bahsi geçen yazarları @berbatedebiyat sayfası üzerinden tanıyanlar, bu kitapları eleştirecek türde insanlar. Yani neredeyse aldığımız tüm geri bildirimler bu yönde.

Enteresan anılar illa ki yaşamışsınızdır, paylaşır mısınız?

Konuyla ilgili çok da enteresan şeyler yaşamadık aslında. Nilgün Hanım’ın Instagram sayfasında bizi eleştirdiği paylaşımından sonra bir gecede on iki bin takipçi katıldı sayfaya, bu biraz enteresan olabilir belki. Demet Akalın da altına yorum yapmıştı. İlginçti yani :)

: Teşekkürler...

@berbatedebiyat: Biz teşekkür ederiz...

Instagram: biyografivekitap