Sizden aldığım maillere göre, alıntılar içeren bu tarz paylaşımları çok seviyorsunuz. O halde biraz da günümüz yazarlarından alıntılar yapalım diye düşündüm. Selçuk Aydemir’i, Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Ailecek Şaşkınız filmleri ile İşler Güçler, Kardeş Payı, Üsküdar’a Giderken gibi güldüren dizilerden tanıyoruz. Senaryoları ile karşımızda olan Aydemir, sonra da kitapları ile karşımıza çıktı. Öyle de çok sevildi. Mahalleden Arkadaşlar, Liseden Arkadaşlar ve üçüncü olarak da Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlara Giriş 101!
İlk okuduğunuzda nasıl da “sadece” bir öğreti kitabı imajı çiziyor değil mi? Ama tabii Selçuk Aydemir bu, çok daha fazlasının sizi bulacağını biliyorsunuz. Küsurat Yayınları, Evrak Kürek’i, “Selçuk Aydemir’den kahkaha garantili bir kitap” diye sunuyor, ki hiç de haksız değil. Aydemir, sektöre giriş maceralarını mizahi bir dille anlatıyor ve okurken kendinizi kahkaha atarken buluyorsunuz. E o zaman hadi bakalım neler alıntılamışız biraz da birlikte gülelim…
- Hayatımın değişmez kuralıdır bu, ben yanlış ata oynamaya bayılırım. At bile kendine güvenmez, ben ona güvenirim. Dört atın koştuğu ayakta üç at fotofinişe birlikte girer ve ben geriden gelen atı tek yazmışımdır. Hiç sekmez otuz yılı aşkın süredir bu böyle devam ediyor.
*
- Ben günah işlerken bir dururum, ‘Ulan bu günah için yanmaya değer mi?’ derim. Eğer ki, ‘Bunun için yanılır be gülüm’ dersem işlerim o günahı.
*
- Kim oynardı başrolü? Bize karizmatik, uzun boylu, espri satabilen, kamerada güzel gözüken bir isim lazımdı. Imdb.com’dan başlayıp sinematurk.com’a kadar uzanan, saatler süren araştırmaların sonucunda rolü Burak’ın oynamasına karar verdik.
- ‘Sadi sigaran bizden, bir de öğlen üç çeyrek döner ısmarlarız ne diyon?’ dedi. Sadi yarım saat sonra bizim evdeydi. Burak’la çetin bir pazarlığa tutuştular, Sadi kolay ikna olacak bir adam değil, ayran da istiyordu.
*
- “Yalnız Selçuk nasıl denir bilmiyorum, bizim bütçemiz ‘pek’ yok”.
“‘Pek’i biraz aç!”
“Hiç. Paranın tümünü filmin çekimine harcadık” dedi Bünyamin. E haliyle sinirlendim.
“Olmaz ki ama ben profesyonel bir kurgucuyum. O zaman siz gelirken Bim’e uğrayın. Fiyonk çubuk kraker ve torbada satılan ufak hobilerden alın. Bir de 2,5 litrelik Le Cola patlatın bari” dedim.
(Selçuk Aydemir)
- Ulan hani art house sinemaydı, egonun maskeleriydi, benliğin dışavurumuydu, Tarkovsky idi. ‘Krem peynirimi verin’ diye bağırma aşamasına nasıl geçtin! Entel Rejisör Bünyamin gitmiş, Bayburtlu Bünyamin çıkmıştı içinden.
*
- Bünyamin, ‘Zengin bebeler ceket giyer oğlum, ceket verin Sadi’ye. Bu montla sokakta bir lira isteyen adamdan farkı yok’ dedi. Sadi montla oynamakta ısrarcıydı, dışarısı öyle böyle soğuk değildi. ‘Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz oğlum, şekilcilik yapmayın, faşistlik bu!’ diye atladı. Yemezler.
*
- Millet dağılınca kurulduk. Provalar süperdi. Olacak gibiydi. Genel plan için saymaya başladım.
‘Üççç
İkiiii
Biiir…’
Geri sayım biter bitmez meydandaki tüm ışıklar söndü. Mal mal birbirimize bakmaya başladık.
*
- Sırf başkaları sever diye film mi yapılır? Kimse sevmese de önemli olan filmi yapanın sevmesi değil midir? O filmi yazarken, revize ederken, provalarda, çekimlerde, kurguda, renkte, müzikte, ses miksajında, DCP basımında ve galalarda toplamda belki yüzden fazla kez izleyeceksem, kusura bakmayın da perdede görmek istediğim filmleri yaparım.
*
- Nickimi duyunca Gökmen Abi'nin ağzı kulaklarına vardı.
‘Ha sen o musun? Tanıyorum ya. Ben sitede bir filme kötü bir yorum yazmıştım, yorumlar kısmında senle tartıştık, sen bana baya küfretmiştin...’
İşte bahsettiğim tam olarak bu. Hayatımın özeti. Uzak durmam gereken tek insana zorla kendimi tanıtırım. Ve ben orada canımla uğraşırken Burak içeride ucuz tişörtten para kazanmaya çalışır.
‘Sen bir filme kötü yorum yazdın diye küfredecek adam değilim ben. Demek ki benim filmime kötü yorum yazmışsın. O durumda küfredecek adamım, evet’.
‘Hehehe kötü filmdi ama. —Elini uzattı.— Kökhan ben, yok lan değil, Kökhan kardeşim, Gökmen ben.’
- Hayat hayat değil lunaparktaki gondol, uçlarda yaşıyordum her şeyi. Film çekicem diye başlayan süreç hiç de tahmin ettiğim gibi gitmiyordu. F-16 mı? Kokpitini mi yeniden tasarlayayım? Olur. Ben görev adamıyım.
*
- Tercihlerimiz kim olacağımızı belirler. Ben muhtemelen yine yanlış ata oynarım çünkü seçenek sundular. Klasik yazılılarda yüksek notlar alıp çoktan seçmelilerde bir türlü istenilen performansı gösteremeyen öğrenci talihsizliğim devam ediyordu.
*
- Şirket derken? Ha bizi yapım şirketi sahibi sanıyorlar. Yok be oğlum iki tane işsiziz biz.
*
- Dizeldi benzindi, otomatikti, manueldi derken nargile kafeden, hepimizdeki paraların toplamına yani 30 bin liraya bir film çekme kararı alarak çıktık.
*
- Tavşan dağa göz kırpıyordu. Dağ hiç oralı değildi; ama tavşan Sivaslı’ydı, o gazla o gece yazıp bitirdim Çalgı Çengi'nin senaryosunu.
- İstifa mektubumu tamamlayıp ertesi gün hayallerini kurduğum efsanevi istifa sahnesini canlandıracaktım. Müdür odasına girince daha kahvaltısını yapmadan koştum ofisine, kapıya tekmeyi koydum... Evet hayallerimdeki efsanevi istifa sahnesi amirimin kapısına tekmeyi vurarak başlıyordu. O gazla nasıl abandıysam kapının cam kısmı indi aşağıya, sol bacağıma irice bir cam girdi. Her yanım kan revandı.
*
- ‘Kanal D. Biliyor musun yerini?’
‘Bilmez miyim? Dörtte.’
Ne Erdal Abi ne de kanal yöneticileri anladı; ama olsun. Ben kumandada dörde kaydetmiştim Kanal D'yi. ‘Kanal D. Biliyor musun yerini?’ diye sorduklarında, ‘Yahu nerden bileyim ben Kanal D binasının yerini, benim dünyam belli Kanal D’nin yeri dört tuşudur’ demeye yeltendim, görmemişim efendim ne yapayım?
*
- Bir yapımcıya bedavaya yapacağınızı söyleyin size Lord Of The Rings de çektirir Star Wars da...
*
- Reddedilmek sonuç değil, sonuca götüren bir diğer basamak sadece.
Evrak Kürek: Sektörden Arkadaşlar Giriş 101
Selçuk Aydemir
Küsurat Yay.
S.: 224
Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R
*
Instagram: biyografivekitap
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış