Mezarlıklar konusunda geleneksel yöntemler yetersiz kalıyor
ensonhaber.com

e

BBC Türkçe’nin haberine göre, son 50 bin yılda yeryüzünde 101 milyar insanın yaşayıp öldüğü tahmin edilirken bugünkü nüfusun yedi milyarı aştığı ve bunların önümüzdeki yüzyıla dek öleceği düşünüldüğünde bu insanların nereye gömüleceği sorusu yanıtlanmayı bekliyor.

HİNDİSTAN’DA ARTIK AKBABALAR İŞE YARAMIYOR

Nüfus arttıkça geleneksel yöntemler yetersiz hale geliyor. Örneğin Hindistan'da Zerdüştler, ölülerini akbabaların yemesi için üstü açık bir yapıya bırakıyordu. Ancak akbaba nüfusundaki azalma nedeniyle bu yöntem eskisi kadar uygulanamıyor. Onun yerine güneş enerjisi bu alanda yoğunlaştırarak cesedin çürüme süreci hızlandırılmaya çalışılıyor.

Mezarlıklar konusunda geleneksel yöntemler yetersiz kalıyor

AVRUPA ÜLKELERİNDE MEZARLAR YENİDEN KULLANILABİLİR

Avrupa ülkelerinde 15-20 yıl sonra aynı mezarların yeniden kullanılması mümkün. Ancak son yıllarda Almanya, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde 30-40 yıllık mezarlarda bile cesetlerin çürümeden kaldığı görülüyor ve bunun nedeni araştırılıyor.

Hong Kong'da ise canlılar için olduğu gibi ölüler için de yer bulmak zorlaşıyor. Yakılan cesetlerin konduğu ayaklı büyük vazoları yerleştirecek alan bulunamıyor, üst üste yığılmış bir halde bekletiliyor. Yer bulunduğunda ise lüks bir daire fiyatı kadar ödeme yapmak gerekebiliyor.

DİKEY MEZARLAR 7 KAT DAHA ETKİLİ

Bu sorunlar çözüm olarak dikey mezarların tartışılmasına neden oldu. Tabutların uzun koridorlardaki raflarda saklandığı bu çok katlı binalar sayesinde alanlar yedi kat daha etkili bir şekilde kullanılabiliyor.

Bu binalar İsrail ve Brezilya gibi ülkelerde var, Oslo, Verona, Mexico City, Mumbai ve Paris gibi şehirlerde de yeni tasarımlar öngörülüyor. Peki bu dikey mezarlar tutar mı?

Mezarlıklar konusunda geleneksel yöntemler yetersiz kalıyor

YAHUDİ VE MÜSLÜMAN TOPLUMLARDA DURUM DAHA DA VAHİM

Ölülerin yakılmasına kesinlikle karşı olan Yahudi ve Müslüman nüfusun yoğun olduğu kentlerde mezar sorunu daha da acil görülüyor. Gömülmelerin bu oranda devam etmesi halinde 2050'de 6500 km karelik bir alanı mezarlık olarak ayırmak gerekecek (İstanbul'un yüzölçümü yaklaşık 5500 km kare).

Aslında ölüleri binalar içinde saklama geleneği binlerce yıl öncesine dayanıyor. Örneğin Paris'in göbeğinde 'Günahsızlar' (Les Innocents) mezarlığı varmış. Ortaçağ döneminde üst üste konan cesetlerin kilise duvarlarını aştığı görülüyordu.