Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat
Özel İçerik

Oktay Rifat, 10 Haziran 1914’te, Türk Dil Kurumu’nun ilk başkanı, Şair Samih Rifat’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ankara Hukuk Fakültesi eğitiminin ardından Paris’te Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başlatan eğitimi, II. Dünya Savaşı nedeniyle yarım kaldı. Türk Edebiyatı’nda, Garip Akımı şairleri arasında anılarak ve sıradan insanların gündelik hayatlarını yansıttığı şiirleri ile tanındı…

18 Nisan 1988'de hayata veda etti...

Onu, edebi yönünü tanıyarak ve şiirlerini okuyarak analım…

Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat

(Soldan sağa: Orhan Veli, arkadaşları Şinasi, Oktay Rifat, Melih Cevdet)

EDEBİ YÖNÜ

48 yıl boyunca şiir yazan Oktay Rifat, Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile Garip Akımı’nı başlattı. Ancak şiirlerinde sürekli bir değişim içinde oldu. Bu akımın 1960’larda etkisini yitirmesi ile “Sanat toplum içindir” anlayışıyla yazdığı şiirlerinde daha soyut bir anlatıma büründü ve “Sanat, sanat içindir” anlayışını benimsedi. Soyut şiirleri, “Perçemli Sokak” adını verdiği eseri ile 1955’te, II. Yeni Akıma, yani imgeci şiire yönelmesiyle başladı. Rifat, şiir yaşamı boyunca Garip Akımı anlayışından toplumculuğa, toplumculuktan bireyselliğe ve gerçeküstücülüğe, sonra da yine toplumculuğa yöneldi…

Rifat, Garip Akımı’nın etkisindeydi; ancak bir yandan da bunun dışında görüşleri de değerlendiriyordu. Toplumu yükselten, ileri götüren sanat olarak tanımladığı “ileri şiir” anlayışını da benimsedi. Böyle çeşitli etkilerle sanatından yola çıkarak hayatı anlamak, yaşamak istiyordu. Yönünü çevirdiği her bakış açısında şiirini mutlu bir gözden duyurdu. Adeta bir modern ressam gibi sanatını işliyor, bir parçadan bütüne geçişin güzelliğini kelimeleriyle yansıtıyordu.

Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat

Rifat, ilk şiirlerinde şehir insanının hayatına değindi. Halk şiiri geleneğini geliştirme çabasıyla ilerleyen yolunda şiirlerinde mecaz kullanıma sıkça yer veren Rifat, bunun yanında günlük konuşmalardan, deyimlerden de sıkça faydalanıyordu. Ancak daha sonraki dönemlerde şiirlerinde toplumsal konularda yergiye, yöresel ağızlara, hatta şiveye yer verdi. Şiirlerinin yanında “Bay Lear, Danaburnu, Bir Kadın Penceresinden” adını verdiği romanlar, Oyun İçinde Oyun, Atlar ve Filler, Yağmur Sıkıntısı, Çil Horoz, Zabit Fatma’nın Kuzusu” adını verdiği tiyatro oyunları da yazdı ve çeviriler yaptı…

Hangi etkide yazarsa yazsın Rifat, şiirlerinde her zaman yaşama sevinci temasına yer verdi…

Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat

EVVEL ZAMAN İÇİNDE

Her ağacın arkasından karşıma siz çıktınız
Öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan

Her köşe başından karşıma siz çıktınız
Öylesine yoktunuz ki ağladım deliye döndüm

Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat

ESKİ ZAMAN AŞIĞI

Ben eski zaman âşığıyım
Sevda çeker düşünürüm ağlarım
Bazen tilki kadar kurnaz bazen akılsız
Bazen çocuk gibiyim bazen bakakalırım.
Herkes âşık olur sevdalanır
Bir yolu var gönül çekmenin de
Benimki sevda değil ateşten gömlek
Bir kor düşmüş ışıl ışıl yanar içimde

Edebi yönü ve şiirleriyle Oktay Rifat

KARIMA

Elmanın yarısı sen, yarısı ben
Günümüz gecemiz evimiz barkımız bir
Saadet bir çimendir bastığın yerde biter
Yalnızlık gittiğin yoldan gelir

*

Instagram: biyografivekitap