Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları
Özel İçerik

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

Aynı yıllarda yapıt vermiş şairler arasında birbirine sataşma, amansız polemiklere girişme geleneği Türk edebiyatında neredeyse her dönemde görülüyor. Özellikle Tanzimat ile birlikte yeniden inşa edilen Türk şiir anlayışından kaynaklanan polemikler alevleniyor. Hatta tepki olarak “Demdeme” ve “Zemzeme” gibi karşılıklı eserler yazılıyor. Aslında bu tartışmalar Türk edebiyatının renklenmesine ve şekillenmesine önayak oluyor. Ancak bu polemiklerin hepsi edebiyat anlayışıyla ilgili gerçekleşmiyor. Can Yücel ve Edip Cansever gibi aynı şiir anlayışına mensup şairlerin günlük hayatta yakın arkadaş olmalarından kaynaklanan kavgaları da elbette olabiliyor. Gelin bakalım bu şairler kimler ve neden kavga etmişler...

Peki siz edebiyat dünyasında hangi atışmaları benimsediniz?

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

NAMIK KEMAL - ZİYA PAŞA

Osmanlı İmparatorluğu’na, Batı ülkelerindeki gibi meclisli bir rejim getirmek amacıyla birlikte Avrupa’ya giden Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yolları edebiyata bakış açılarının değişmesiyle ayrılıyor. Namık Kemal ve Ziya Paşa, eski ve yeni tartışmasının fitilini ateşliyorlar.

Namık Kemal, yeni bir düşünce olan, toplumun anlayacağı açık bir dille yazılan şiirin sanat olduğunu savunuyordu. Ancak Ziya Paşa’nın sanat anlayışı çok farklıydı. O eski, kapalı şiir anlayışını benimsiyordu. İki yakın arkadaşın arası bu mesele ile açıldı. Ziya Paşa’nın kaleme aldığı eski şiir anlayışını savunan ve zenginleştirilmesini isteyen “Harabat” adlı eserine karşılık, Namık Kemal’in “Tahribi Harabat” adlı eseri Ziya Paşa’ya ağır eleştiriler içeriyordu. Bu iki şairin yıldızları hiçbir zaman barışmadı.

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

AHMET HAŞİM – YAHYA KEMAL

Ahmet Haşim’in Yahya Kemal ile yolları bir arkadaş grubuyla çıkardığı Dergâh Dergisi’nde kesişiyor. Birlikte zaman zaman mesai ortaklığı yapıyor ve hatta Yahya Kemal, “Haşim büyük şairdir!” diyecek kadar iyi bir dostluk kuruyorlar. Ancak bu övgünün yerini kısa sürede “Hiç şair değildir!” olarak yergiye bırakıyor ve bu sözle birlikte Yahya Kemal ve Ahmet Haşim arasında amansız çekişme başlamış oluyor.

Yahya Kemal’in eleştirileri, Ahmet Haşim öldükten sonra git gide daha çok alevleniyor. Ahmet Haşim, Yahya Kemal’in bu u dönüşünü çok önceden sezmiş gibi Piyale kitabına ön söz olarak koyduğu yazıda, başkalarını hedef alarak, şunları söylüyor: “Düşünüş ayrılığından dolayı hakaret, öteden beri bizde kullanılan aşınmış bir silahtır ki, şerefsiz bir miras halinde, aynı cinsten kalem sahipleri arasında batından batına (kuşaktan kuşağa) intikal eder.” Bu çekişme, şairlerin gündelik hayatlarındaki olumsuzlukları edebiyat hayatına taşıdıklarına örnek niteliği taşıyor.

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

PEYAMİ SAFA – NAZIM HİKMET

Hani derler ya “En büyük düşman, yakın dosttan çıkar!”; Peyami Safa ve Nazım Hikmet’in durumunu da bu sözle açıklamak mümkün. İki büyük şairin dostlukları şu şekilde başlıyor: Nazım’ın şiirini çalıştığı gazetede yayınlayan Peyami Safa, bu yüzden işinden kovuluyor. Nazım Hikmet cezaevinden çıktıktan sonra Peyami Safa ile iki arkadaştan da öte, dost oluyorlar. Önemli yazarların bulunduğu toplantıda yer alan şairlerin içinde Nazım Hikmet, Peyami Safa’ya övgüler yağdırıyor.

Ancak Peyami Safa’nın, Nazım Hikmet’in ‘Jokond ile Sİ-YA-U’sunu eleştirdiği yazısı ikili arasındaki dostluğun ilk kırılması oluyor. İki önemli sanatçı arasındaki ilk ciddi tartışma ise, Peyami Safa’nın Nazım Hikmet’i hırsızlık ile itham etmesinden sebep gerçekleşiyor. Bu ağır itham iki dost arasında derin uçurumlar açmasına neden oluyor.

Artık birbirlerine yaptıkları eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Aynı gazetede köşe yazarlığı yapan şairler bu mecrayı bir arenaya çevirmekten geri durmuyorlar. Peyami Safa, Nazım’ın yazdıklarına “sütçü narası gibi” diyerek onu küçümsüyor. Aynı şekilde Nazım Hikmet de Peyami Safa’yı yerle bir eden sözleriyle adeta tozu dumana katıyor. Nazım rakibine son kez şöyle sesleniyor:

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

Bir düşün oğlum,

Bir düşün ey yetimi Safa

Bir düşün ki, son defa

Anlayabilesin:

Sen bu kavgada

Bir nokta bile değil,

Bir küçük, eğri virgül,

Bir zavallı vesilesin!..

Ben kızabilir miyim sana?

Sen de bilirsin ki, benim adetim değildir

Bir posta tatarına

Bir emir kuluna sövmek,

Efendisine kızıp

Uşağını dövmek!

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

Nazım Hikmet’e karşı Peyami Safa da cevap olarak şu şiiri yazar:

Gel bakayım,

Lüle lüle kıvrım kıvrım samur saçlı,

Pamuk tenli, al yanaklı sarı papam

Gel bakayım yetimlikle maytap eden paşa zadem,

Bre toprak altında yatan

Büyük Türk ölülerine çatan

Bre kaltaban

Bre Türk düşmanı,

Bre vatan haini şarlatan

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

CAN YÜCEL – EDİP CANSEVER

Aynı dönem şairlerinden olan Can Yücel ve Edip Cansever yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen çok yakın arkadaşlardı. Ancak bu arkadaşların yolları kısa bir süre de olsa ayrıldı. Bu ayrılık ise şöyle gerçekleşti: Can yücel vapuru kaçırınca Bebek’te Edip Cansever’in yanında kalıyor. Edip o akşam “Yer Çekimli Karanfil” kitabı üzerinde çalışıyor. Can, kitabın kopyasını alıyor eline, şurası fazla burası fazla derken bütün kitabı çiziyor. Edip bu duruma çok kızıp Can’ı evden kovuyor. Araları bozulan bu iki arkadaş bir kafede rastlaşıyorlar. Can masaya davet ediyor; ama Edip kabul etmiyor. Sonra Güler Hanım’ın devreye girmesiyle aralarındaki buzlar eriyor.

Edebiyatımızdan ünlü şair ve yazarların atışmaları

NECİP FAZIL KISAKÜREK – NAZIM HİKMET

Necip Fazıl ve Nazım Hikmet de düşmanlıklarına ilk önce dost olarak başlıyorlar. Dünya görüşlerinden kaynaklanan ayrılıklar, edebiyat hayatlarına balta gibi iniyor. Karşılıklı birbirlerini eleştiriyor, kalemlerini birbirlerine kılıç gibi kullanıyorlar. Düşmanlığın fitili Nazım Hikmet’in, Necip Fazıl’a “iktidar yalakalığı” yapmamasını söylediği mektup ile başlıyor. ”Cebin para para olacak diye ruhun pare pare olmasın.” gibi ağır ithamlar yer alıyor mektubunda ve böylelikle karşılıklı çekişme başlamış oluyor. Necip Fazıl gibi söz ustası biri için lafı gediğine oturtmak zor olmasa gerek. Karşılık vermek için o da uzunca bir mektup yazıyor ve sözleriyle Nazım Hikmet’in kalbine eski günlere hatır etmeden okları saplıyor. Ve artık bu iki şair yazılarını bir er meydanına çeviriyorlar. Artık yıldızları hiçbir zaman barışmadan hep eli kılıcında yaşamlarını devam ettiriyorlar.

*

Sonay Karaman

Instagram: biyografivekitap