Erkan Sarıyıldız: İnsanın kendini yaşaması en büyük mutluluk
Özel İçerik

erkan sarıyıldız

Evet, Erkan Sarıyıldız bir İç Hastalıkları Uzmanı’ydı ve sonra buna bir de kişisel gelişim yolculuğu ekledi. Bu yol kavramsal olarak kısa görünse de oldukça uzun bir yolculuktu. Sarıyıldız’ı onuncu kitabı, Geleceğini Değiştirme Kılavuzu'na kadar taşıdı. Aslında sorulacak çok soru var konu insan olunca. Biz dilimiz döndüğünce keyifli biri sohbet gerçekleştik kendisiyle. Bakalım neleri nasıl algılıyor, öfkemizi neden dindiremiyor ya da neden affetmeyi bilmiyoruz…

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

İÇİMDEN BİR SES “BEN KİMİM” DİYE SORDU


- İç Hastalıkları Uzmanı iken kendinizi bambaşka bir yolculuğun içinde bulmuşsunuz. Nasıl başladı ve ilerledi bu süreç?

Hayatım normallerin içinde giderken bir klasik gerçekleşti ve içimde bir ses “Ben kimim?” sorusunu sordu. Ondan sonra bir rüya gibi zamanda kısa, anlamda çok uzun bir serüven başladı ve Doktor Erkan hayatın göründüğü gibi olmadığını, çok boyutlu ve çok açılımlı, tüm sorumluluğu kişinin kendisine ait olan bir süreç olduğunu gördü.

Ya sonrası?

Bütün bu arayış süreçlerinin sonunda elime aldığım hazineleri kişilere sunmak için içimden bir eğitmen, rehber ve yazar dünyaya geldi. Kişiler hayatlarının içinde sıkışmış ve güçsüz hissederken onlara gerçeğin çok daha başka olduğunu ve aslında gerçekliğin gerçek olmadığını anlatmak ve hayatlara dokunmak amacıyla üretiyorum.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

NASIL DAHA MUTLU OLUNUR ARAYIŞINDAYIZ


- Kendinizde başlattığınız değişimi yazmaya başlamaya ilk ne zaman karar verdiniz? İlk yazı yazma kararım, kendime verdiğim bir sözün neticesi oluştu. 1 yıl boyunca her gün, yaşadıklarımı anlatan, çıkarımlarımı toparlayan birer yazı yazmaya karar verip blogger oldum. Bu sözümü hiç bozmadan 200 ü aşkın yazı yazdım. Sonrasında yazmanın kendimi şifalandırmanın çok özel bir yöntemi olduğunu ve bunları kitap haline getirirsem yazdıklarımı hem ölümsüzleştireceğini hem de çok daha fazla kişiye ulaştırabileceğimi düşünüp ilk romanım “Kendime Doğuşumun Güncesi”ni ortaya çıkardım.

- Onuncu kitaba ulaşmış olmak nasıl bir duygu?

Bugün geriye dönüp baktığımda benim için hepsi birbirinden özel anlamı olan 10 adet evladım olduğunu görüp çok mutlu oluyorum.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

- Kişisel Gelişim Uzmanlarının elinde bir sihirli değnek var da her şeyi değiştireceklermiş gibi bir algı oluşuyor. Sosyal medyanın da getirisiyle çok uzman görüyoruz. Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Çağımızın bireyselliği içinde gerçekte yalnız sanal kalabalıkların içinde sıkışmış bireyler daha mutlu nasıl olunur arayışı içinde. O yüzden de kişisel gelişime ilgi büyük.  Şunu unutmamalıyız, kimse kimseyi bir yere götüremez, kişi kendisi yolu yürümeli. Ortalıkta sihirli değnekler yok; ama iyi bir rehberin önderliğinde kendini bulma yolculuğu çok kolaylaşıyor. Bazen söylenilen bir cümle bile kişideki alanları tetikleyip yaşamları güzelleştirebiliyor.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

ÇOK ŞÜKÜR Kİ ARTIK YAŞAMIMIN İPLERİ ELLERİMDE

- Genel bir soruyla kitaba giriş yapalım. Kitabınızın adı “Geleceği Değiştirme Kılavuzu”. Peki nasıl değişecek bu gelecek?

Senelerdir yaşamı ve gerçekliği sorgulayan birisi olarak birikimlerimin bana kattığı en önemli şey, kişilerin hayatlarının mimarları olduğunu anlamak oldu. Herkes sürekli kendi gerçekliklerini yaratarak ilerliyor; ama fark etmeden bunu yaptıkları için yarınlar dünlerin kopyası olarak gerçekleşiyor. Geleceğin değişmesini istiyorsak, yaşamın şekillenmesinde bilinçli bir şekilde katılmayı öğrenmek lazım!

- İnsanların çoğunun ‘kurban alanında’ yaşadığını vurguluyorsunuz. Nedir bu kurban alanı? Siz de orada mıydınız?

Kurban alanı, başına gelen her şeyin kendi dışında olan kişi ve şartlardan olduğunu düşünen ve bunları değiştirme gücü olmadığını düşünenlerin bulunduğu bir alan. Ben de farkındalıklı yaşama geçmeden aynı alandaydım tabii ki. Sürekli, olandan, yapandan, sistemlerden şikayetçi olarak yaşıyor ve çözümüm dışarıdan geleceğine inanıyordum. Çok şükür ki artık yaşamımın ipleri ellerimde…

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

KİŞİNİN EN ÖNEMLİ İLİŞKİSİ KENDİSİ İLE OLANDIR


- Kendimizi sevip sevmediğimizi nasıl anlayacağız?

Kendimizi sevip sevmediğimizi anlamanın en kolay yolu kendimizle yaptığımız iç konuşmalarımızı takip etmektir. İçinizde kendisine sürekli kızan, yaptığı seçimlerden pişman olan ve yapılan hatalarda kendisine eziyet etmeyi seven bir ses konuşuyorsa, acilen bu konuya el atmak lazım. Hep söylediğim gibi kişinin en önemli ilişkisi kendisi ile olandır.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

- Kitabınızda özellikle ilgimi çeken bölümler var. Mesela “Algının Tutsakları”? Algımızın bize oynadığı oyunlar mı hayatımızı yönlendiriyor? Biraz bu konudan bahsedelim mi?

Kişi dünyaya algıları sayesinde ulaşabilir, olanı anlayabilir. İnsan olmanın gereği algılarımız gerçekliğin çok ufak bir bölümünün farkında olmamızı sağlıyor. Algıladığım vardır, başka bir şey yoktur dediğimizde gerçekliğin küçük bir yüzdesinin dışındaki alanından habersiz oluruz. Yani bir bakıma algılarımızın tutsaklarıyız. Algıladığımızın ötesinde koskocaman bir alan bizim onu keşfetmemizi bekliyor.

- Bir başka bölümde de “Bedenin Acı Bağımlılığı”nı konu ediniyorsunuz. Kuşkusuz acıya bağımlıyız, kronikleşen acılarımız bizi engelliyor belki. Nedir bu acı beden?

Acı beden dediğimiz şey çocukluğumuzdan itibaren aldığımız kararlardan köklenen ve sürekli kısır döngü içinde olayların içindeki acı potansiyellerinin gerçekleşmesinden beslenen bir alan. Oluşan olaylardan uzun süre beslenen bu alanımız gerçekliğe bakışımızı kendisine hizmet eder halde çarpıtarak sürekli stres hormonlarının salınmasına sebep olup yaşamımızı çekilmez hale sokar.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

16 SANİYE – 21 GÜN – KUANTUM FİZİĞİ


- Her şeyin 16 saniyede olduğundan bahsediyorsunuz. Bir de 21 günde alışkanlık kazanacağımızdan. Bu konuyu da açalım mı biraz?

Bir düşünce beynin ön bölgesinde 16 saniye kesintisiz olarak yer aldığında gerçeklik haline dönüşmeye başlar. İşte kitabımda kullandığım teknikte bu bilgi çok işe yarıyor.  21 gün meselesi de öğrenme mekanizmasıyla alakalı. 21 gün bir şeyi zorla da olsa yaptığınızda 22. Gün artık bu olay size ait olur ve alışkanlık haline döner. Yani beyninizde o olaya ait bir sinir ağı gelişir.

- Kuantum Fiziğinden de yararlanmışsınız. Burada kurduğunuz bağlantı nedir?

Kuantum fiziği bize etrafımızdaki madde dünyanın aslında gözlemlediğimiz için var olduğunu söylüyor. Bu bilgi benim için dönüştürücü bir bilgi. O zaman gerçeklik benim algılarımla oluşuyorsa ben algımı ve gerçeklikle iletişimimi değiştirirsem yaşamımda değişecek demektir. Kitabımda geleceği dizayn etmede bu bilgiyi temel alıp gerçekliği inşa etmenin mümkün olduğunu anlatıyorum.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini  Değiştirme Kılavuzu kitabı röportajı

İNSANIN KENDİNİ YAŞAMASI EN BÜYÜK MUTLULUK


- Peki farkındalık konusunda okurlarımıza ne önerirsiniz? İnsanlar alanlarında huzurlu olmadıklarını, gerçek kendilerini keşfetmeleri gerektiğini nasıl fark edecek, daha doğrusu nasıl kabullenecekler?

Benim burada önerim, yaşamda dışarıya sundukları kimlikleri ile içerideki gerçekleri arasında paralellik olup olmadığını gözlemeleri. Eğer gerçekten olmak istedikleri ve sundukları arasında büyük bir fark varsa mutlaka kendisini keşfetme yolculuğa çımalarını öneriyorum. Eğer bunu yapmazlarsa her gün biraz daha küçülerek, biraz daha parçalanarak yaşayacaklarını bilmeliler. İnsanın kendini yaşaması en büyük mutluluk!

Erkan Sarıyıldız Geleceğini Değiştirme Kılavuzu kitap röportajı

ÇÜNKÜ AFFETMENİN GERÇEKTEN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ


Stres başta olmak üzere birçok şey içimizi kemiriyor. Ama en çok affedememek yaralıyor. Gerçekten biz hiçbir şeyi yada kimseyi neden affedemiyoruz? Affetmenin bir çözümü, bir başlangıcı var mı?

Çünkü affetmenin gerçekten ne olduğunu bilmiyoruz. Affetmek aramızda sorun olan kişiyle veya olayla bağlarını koparmaktır ve özgürleşmektir. Birçok kişi affettiğinde karşı tarafın yaptığının yanına kalacağını ve ona değer kazandırdıklarını zannetme yanılgısı içinde. Sırtında bu yükü taşımaktansa içimizde olayı bitirip bu gereksiz bağı koparmak en büyük iyileştiricilerden birisidir.

Galiba her şeye çok fazla öfkeliyiz? İstifçiyiz sanırım, eskilerimizi bırakamıyoruz…

Biraz önce dediğimiz gibi, kişiler kurban alanı içinde acı bağımlılıkları içinde yaşamayı normalleştirmiş bir şekilde yaşıyor. Yaşamın içinde her an muhteşem güzellikler olduğunu, bunları görmenin ve mutlu olmanın birer seçim olduğunu unutmamalıyız.

Erkan Sarıyıldız Geleceğini Değiştirme Kılavuzu kitap röportajı

HAYATIN AKIŞINA TESLİM OLMAK HER ŞEYİ ÇÖZECEKTİR


- An’a dönmeyi ya da an’da kalmayı nasıl başaracağız?

An’a dönmek bu konunun önemini farkına varmak ve bu alışkanlığı kazanmakla olur. Zihnin geçmiş gelecek koşturmasının yönetiminde yaşamaya alışmış birisinin bun başarmasının zor olduğunu biliyorum; ama yaşamın gerçeğinin anlarda saklı olduğunu unutmadan bu kasımızı geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

- Etrafımızda enerjimizi sömüren çok insan var. Şöyle ki, biz kendimizi değiştirmeye gönüllü olabiliriz. Ancak bu anlık bir karardan fazlasını istiyor; bunu sürdürmek de gerek. Ama ilişki içinde olduğumuz insanlar ve onların kendini bulamamış halleri devam ederken bu çok zor. Nasıl cesaret edeceğiz?

Benim hayata bakışım çok farklı. Ben tüm gerçekliğin kişinin kamerasından görülenler olduğunu düşünüyorum. O yüzden kişinin değişiminin etrafını da değiştirebileceğini biliyorum. İşin sihri burada saklı. Siz yeter ki bir karar verin ve yola çıkın; gerisi size göre şekillenir. Hayatın akışına teslim olmak her şeyi çözecektir.

: Çok teşekkür ederim.

Erkan Sarıyıldız: Ben teşekkür ederim.

Erkan Sarıyıldız sosyal medya hesabı için tıklayınız.

Erkan Sarıyıldız röportaj

Geleceğini Değiştirme Kılavuzu

Erkan Sarıyıldız

Destek Yay.

S.: 256

Kitabı satın almak için tıklayınız: D&R

*

Instagram: biyografivekitap