Başbakan'la yer sofrasını paylaşan arkadaşından Davutoğlu
Giriş:
12.09.2014 - 00:00 Güncelleme:
Karaman'da yaşayan Musa Demirci, Ürdün Üniversitesi'nde tanıştığı ve yaklaşık bir yıl aynı sırada oturduğu Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili anılarını paylaştı.
Davutoğlu'nun Ürdün Üniversitesi'nde eğitim gördüğü sırada aynı sırayı paylaştığı arkadaşı Demirci, sıra arkadaşının başbakanlık koltuğuna oturmasının mutluluğunu yaşıyor.
Davutoğlu ile geçirdiği günleri AA muhabiriyle paylaşan Demirci, 1988-1989 öğretim yılında Türkiye'den 5 arkadaşıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ürdün'e kültürel anlaşmalar çerçevesinde Arapça eğitimi için gittiği sırada Davutoğlu ile tanıştıklarını söyledi.
O sırada Davutoğlu'nun da iki arkadaşıyla Arapça öğrenmek için bağlı olduğu üniversite kanalıyla Ürdün'de bulunduğunu belirten Demirci, yaklaşık bir yıl beraber zaman geçirdiklerini ifade etti.
DAVUTOĞLU ARAPÇAYI KISA SÜREDE ÖĞRENDİ
Demirci, Davutoğlu'nun Arapçayı bilmediği halde kısa sürede öğrendiğini dile getirerek, "Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu çok çalışkan, zeki ve kabiliyetli bir kişiydi. Ahmet Davutoğlu'nda şunu gördüm; biz yıllardır Arapça okumamıza rağmen kendisi sıfırdan geldiği halde, hiç Arapça bilmediği halde, Arapçayı kısa sürede en az bizim kadar başarmış, öğrenmişti. Kursun sonunda başarılı bir şekilde, bizim gibi başarı belgesini elde etmişti. Halkla ilişkileri gayet iyiydi. Arapçayı onlarla beraber rahat konuşabiliyor, onlarla iyi bir ilişki kurabiliyordu" ifadelerini kullandı.
BÜYÜKELÇİDEN DAVUTOĞLU'NA: ARAPÇAYI NE YAPACAKSINIZ
Ahmet Davutoğlu ve Türk öğrencilerle Ürdün'deki Türk Büyükelçiliğini ziyaret ettiklerini söyleyen Demirci, ziyaretle ilgili hatıralarını aktardı.
Türk Büyükelçiliğinin o dönemde Türk öğrencilerle ilgilenmediğini ve bu konudan dolayı Davutoğlu'nun sitemde bulunduğunu belirten Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakanımız ve arkadaşlarla beraber Türkiye Büyükelçiliği ziyaret ettik. Biz orada şunu gördük; Çinli, Rus ve diğer ülkelerden gelenlerin, büyükelçilikleri tarafından yakın takibe alındığını, çok takip edildiklerini, nerede yatıp kalktıklarını çok sıkı takip ettiklerini biliyorduk. Bizim büyükelçiliğimiz ise böyle bir çalışma yapmıyordu. Büyükelçi bizi kabul etti. Bize şunu sordu büyükelçi, 'siz buraya niye geldiniz?', biz de Arapça öğrenmeye geldiğimizi söyledik. "
"Bunun üzerine büyükelçi tekrar 'Arapçayı ne yapacaksınız, ne ilginiz var?' dedi. Bizim bu çok garibimize gitti. Ziyaretin ardından Başbakanımız bu yapıya çok hayret etmişti ve bu yapının değişmesi gerektiğini, büyükelçiliklerin içinde bulunduğu toplumun diliyle, kültürüyle sıkı bir ilişki kurması gerektiğini o günlerde bize söylemişti."