Emrullah İşler: Cemaat parti kurmaya cesaret edemez

Emrullah İşler: Cemaat parti kurmaya cesaret edemez

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Ahaber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti'de uygulanan 3 dönem şartının kaldırılıp kaldırılmayacağı yönündeki sorular üzerine İşler, bu konunun uzun zamandır tartışıldığını ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konu ile ilgili defalarca açıklama yaptığını dile getirdi.

"BAŞBAKANIMIZ TAVİZ VERMEYECEK"

Başbakan Erdoğan'ın bunu kesinlikle reddettiğini ifade eden İşler, “En son Hüseyin Çelik'in de böyle bir konu partide gündeme gelmedi diye bir açıklaması var. Bir takım odaklar bunu sürekli gündeme getiriyorlar. Ben şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum; Aslında Tayyip Erdoğan'ı Tayyip Erdoğan yapan sözünün arkasında durmasıdır. Başbakanımız bunu söylemişse kesinle uygulayacak, kesinlikte taviz vermeyecektir” diye konuştu.

İşler, yapmış oldukları toplantılarda da bu konunun gündeme geldiğini ve Başbakan Erdoğan'ın tavrını çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “Sayın Başbakanımız bu işin başında olduğu sürece bu kararından vazgeçmez. Benim şahsi kanaatim de partimizin bu ilkeden taviz vermeyeceği yönünde” dedi.

“CEMAAT PARTİ KURMAYA CESARET EDEMEZ”

Gülen Cemaati'nin parti kuracağına yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine ise İşler, şunları kaydetti: “Bazı önde gelen şahıslar, cemaatin parti kurmayacağını belirtiyor. Cemaati iyi bilen bazı yazarlarımız da kesinlikle 30 Mart'tan sonra bir parti kurulma girişimi yapılacağı yönümde açıklamaları yazıları oldu. Benim kanaatim keşke parti kursalar. Cemaat cemaat olmaktan çıktı. Son zamanlarda, özellikle dershane olaylarından sonra tamamen bir siyasi parti gibi davranıyor, bir güç odağı gibi davranıyor. O zaman siz siyaset yapacaksanız, bunu bir cemaat şemsiyesi altında, Hizmet Hareketi adında değil de bir siyasi parti ismi adı altında gelin yapın. Benim şahsi kanaatim onların bir parti kurmaya cesaret edemeyecekleri yönünde. Bir takım diğer partiler ile dirsek temasında bulunarak siyasi emellerini gerçekleştirme gayreti içinde olacakların düşünüyorum.” “Dershane olayı, ardından 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarına baktığımız zaman ben hep şunu söyledim, bazıları yanlış yaptılar, özellikle de cemaate mensup arkadaşlar çok ciddi yanlışlar yaptılar” diyen Başbakan Yardımcısı İşler, “Bu sadece AK Parti'yi bitirme hükümete yapılan bir operasyon değil aynı zamanda cemaate karşı yapılan bir operasyon demiştim. Bundan 3-4 ay önce söylediklerimde ne kadar haklı olduğumu bugün gelinen noktada görüyoruz. Cemaat bir akıl tutulması yaşıyor ve sergilediği tavır bunun bir göstergesi demiştim. Dört ay önceki Türkiye kamuoyundaki cemaat algısı ile bu günkü cemaat algısı arasında dünya kadar fark var. Maalesef kaybeden taraf olmuştur” şeklinde konuştu.

“CEMAAT ÖZÜR DİLEMELİ”

Hizmet Hareketi içinde iyi niyetli olarak çalışan milyonlarca insan olduğunu belirten İşler, “Üzülerek belirtmek isterim ki; bu cemaate hizmet eden 10 binlerce saygı duyduğumuz insan var. Onlar bugüne kadar ülkenin ve dünyanın dört bir yanında bu eğitim hareketini yürüttüler. Ama şimdi onların bu güzel imajının arkasına sığınıp da bu kirli oyunlara kalkışmak, devlet içerisinde bir yapı kurmak, hükümeti tehdit etmek, başka insanları partileri tehdit etmek, şantajlara başvurmak. Bugün artık kamuoyunda şöyle bir algı var; bütün bu yaşanan olayların arkasında bu yapının olduğu kanaati yaygınlaştı. Bu güzel insanların arkasına sığınarak böyle kirli işlerin yapılması kabul edilebilir değildir. Hem o insanlardan hem de milletimizden özür dilenmeli. Ben bu kanaatteyim” ifadelerini kullandı.

"ÇOK ÇİRKİN"

STV'deki yayınlanan bir dizide Hz. Muhammed'in görüntüsünün sorulması üzerine ise Başbakan Yardımcısı İşler, sert açıklamalarda bulundu. İşler, “O görüntüler, o sahneler son derece yakışıksız olmuş. Hz. Peygamber'in reklam aracı olarak, siyasi emellere alet edilmesi çok çirkin olmuştur. Daha önce de Hz. Peygamber'i rüyada gördükleri ve tweetleri ikiye katlayın yönündeki ifadelerle o zaman da aynı şekilde Hz. Peygamber'e karşı saygısızlık yapılmıştır. Ama bu son olayda peygamberin bu şekilde gösterilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Malum kanal; hükümetle girdikleri kavgada Hz. Peygamber de bizimle mesajını vermek istiyorlar. Ama bunu aynı zamanda bitmişliğin, tükenmişliğin, çaresizliğin de bir göstergesi olarak okunması gerekir diye düşünüyorum. Son derece yanlış olmuştur. Sadece 76 milyonluk Türk milletinden özür dilemek yetmez, tüm İslam aleminden bu yapılan saygısızlıktan dolayı özür dilenmesi kanaatindeyim” dedi.