Fikirci Bey yazdı: FAKE NEWS MEDYASI TRUMP'IN GİDİŞİNİ KUTLUYOR
Özel Yazı

Malum yeni başkandan beklentiler büyük.

ABD Başkanından söz ediyorum tabii.

AB, Biden’ın Atlantik ittifakını yeniden canlandıracağını ümit ediyor.

Çin daha rasyonel ticari ilişkiler bekliyor.

İran yaptırımları nasıl kaldırtacağının hesabını yapıyor, hatta bizi kötüleyerek yeni başkanın gözüne girebileceğini sanıyor.

Rus hackerlar çoktan ABD’nin hassas kurumlarına daldılar bile.

Tabii bir de aylar önce bizim muhalefete verdiği söz var Biden’in, iktidarı seçimle devirecek, onları başa getirecek.

Peki ABD ne bekliyor başkanından?

Bunu da müesses nizamın bekçisi, ABD basınının amiral gemisi “The New York Times”dan öğrenelim. ABD medyası bizim eski medya sistemi gibidir, bazı gazeteler siyasileri tehdit eder, hele New York Times ve Washington Post direkt hükümete ayar verir.

Şöyle başlıyor New York Times’ın 19.12.2020 tarihli başyazısı: (New York Times linkini yazmayı düşündüm ama okumak için paralı üyelik şart koşuluyor. Bunun ülkemizde de işlediğini görmeyi çok arzuluyorum. Medyanın bağımsızlığının ilk unsuru parasal güçtür. Ayrıca bir takım reklam modellerinden en az bizler de sizler kadar rahatsızız çünkü.)

“Büyük ulusal felaketlerden ya da hükümet başarısızlığından sonra, aynı şeyin tekrar olmaması için gerekli politikaları oluşturabilmek amacıyla önce felaket veya başarısızlığın ne olduğunu ve neden olduğunu araştırmak çok önemlidir”.

Devamında hemen öğreniyoruz ki büyük ulusal felaket veya hükümet başarısızlığı dedikleri bizzat Trump.

Trump’ın suçu çok, normları ortadan kaldırmış, çok sayıda suç davranışı göstermiş, yolsuzluklar almış yürümüş, görevden alıkonulduğunda bile (bir süre askıya alınmıştı ya) görevi kötüye kullanmış. Ve ağzından baklayı şöyle çıkarıyor New York Times: Eğer yeni yönetimi hesap verir hale getiremezsek bir sonraki Trump yönetimini nasıl önleriz?

Yani diyor ki Trump bizim kontrolümüzden çıktı bunlar oldu, öyle ise yeni yönetimi kontrol edelim ki Trumplaşmasın veya Trump tekrar seçilmesin.

Epey kuyruk acısı var bu müesses nizamcı medyanın.

Biden’i ahlaka dayalı bir yönetime davet etmişler medya olarak, ilk önce keskin şekilde bölünmüş ülkeyi birleştirmeliymiş (bölünme dedikleri de kendi yarattıkları ve sosyal medya dahil her yolla halkı galeyana getirdikleri algı operasyonları). Biden, ABD’nin ruhunu restore etmeliymiş, son dört yıl olanlardan kurtulmak için gerekirse şeytan çıkarmalıymış. Görevi buymuş Biden’in.

Trump'ı sandıkta yenmek, ülkenin ahlaki pusulasını kalibre etme yolunda atılan ilk adımmış, Asıl iki zorluk daha varmış:

Bir, geçmiş yönetimi nasıl soruşturacağını belirlemek. Önceki yönetimi mahkemeye götürüp yargılatmak. Devri sabık yaratmak deriz biz buna, Trump gitmiş ama acısı gitmemiş, Trump’ı illa bir temiz de dövdürmek istiyor New York Times. Trump’la ilgili bir yığın dava açma konusu sayarak Başkan’a akıl da veriyor gazete. “Seçmenlerin yarısı bunu siyasi hesaplaşma sanacaklar ve sana kızacaklar ama aldırma sen Biden” diyor.

E, tabii ki siyasi hesaplaşma bu, ne süsü vereceğinizi sanıyorsunuz ki?

İkincisi de genel olarak başkanların Trump gibi başına buyruk olmamaları için ne engeller konması gerektiğini düşünmek.

Yani adama diyorlar ki kendini nasıl sınırlayacağını düşün ve bunu yasalaştır. Yürütme kendi ayağına sıkacak yani. Ama New York Times’ın deli gönlü öyle istiyor.

Başka işi yok muymuş yeni başkanın?

Varmış tabii, salgında ölen binlerce Amerikalı, işsizlik, kilometrelerce uzayan gıda yardımları, iklim krizi, sağ terörizm ve ırkçı şiddeti varmış. (Kendileri solcu tabi) Ama bunlar yazının sonuna doğru aklına geliyor yazarın, önce kendi sıkıntıları, yani başkanın medyaya biat etmesini sağlamak.

Yazının hiçbir yerinde medyayı sorgulayan bir özeleştiri yok. Sanki “fake news” diye bir şey hiç olmamış, sanki Twitter birçok yerde Trump’a sansür uygulayıp paylaşımlarını silmemiş veya “doğrulanmaya muhtaç” notu düşmemiş.

Neyse ki yeni başkanın bir de Türkiye’deki hükümeti devirmesi gerektiği hatırlatılmamış, demek medyanın çok umurunda değil bu, onlar içeride tepişmekle meşguller.

Bana gazetecilik hayatımın ilk zamanlarındaki Türk medyasını hatırlattı,

Ha, ellerine fırsat geçse yine yapar mı bizim medya? Allah fırsat vermesin, yapar.

@kalemciler