Bilal Erdoğan: İslam'ın ılımlısı, aşırısı olmaz
AA

bilal

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Erdoğan, İlim Yayma Vakfı Kur'an ve Tefsir Akademisi'nce Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Raşit Küçük Salonu'nda düzenlenen, "Kur'an Araştırmalarında Akademik Tefsir Tezleri-Batı ve İslam Dünyası Mukayesesi" sempozyumunda yaptığı konuşmada, Kur'an'a hizmetin her Müslümanın görevi olduğunu söyledi.

GÖREVİMİZ KUR'AN'I DOĞRU ANLAMAKTIR

Kur'an'ın Müslümanların hayat rehberi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Kur'an'ın muhatapları olarak görevimiz, Kur'an'ı doğru anlamaktır. Kur'an'ı doğru anlamaksa, ilahi bir kelam olan Kur'an'ın zaman, mekan ve çağlar üstü evrensel mesajını, ruhunu, hikmetlerini, hakikatlerini yakalayabilmek demektir. Bu da başta tefsir ilmi olmak üzere ancak Kur'an ilimleri sayesinde olabilir." diye konuştu.

Erdoğan, günümüzde zihinleri modern ve seküler virüslerin sardığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Modern Batı paradigmasının günümüzde hakim paradigma olması nedeniyle, tüm eğitim süreçleri ve akademik süreçler bu paradigma tarafından kuşatılmıştır. Bugün, Kur'an'ı doğru anlamak için, öncelikle atmamız gereken ilk adım, bu modern paradigmanın farkında olarak ama içinde kaybolmadan, sahih bir İslami zihin ile Kur'an'ı anlamaya, yani tefsir ilmine girişmek gerekmektedir. Aksi halde tarih boyu olduğu gibi bugün de Kur'an'ı sadece kendisinin doğru anladığını iddia eden, biri diğerini sapkın ve çizgi dışı gören akımlar ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda, siz ilahiyat camiasına ve tefsir ilmi müntesiplerine naçizane bir önerim olacak, bahsettiğim bu sahih zihne ulaşmak için, fakültelerinizde, enstitülerinizde hem İslami temellere sahip ve hem de dönemini iyi okuyan, yerinde ve yeterli şekilde dönemine müdahale edebilecek, iz bırakabilecek kabiliyette akademisyenler yetişmesi büyük bir zarurettir."

Kur'an'ı doğru anlamak için başvurulacak birinci kaynağın Hazret-i Muhammed olduğunu aktaran Erdoğan, Hazret-i Peygamberin doğru anlaşılmadan Kur'an-ı Kerim'in doğru anlaşılamayacağını kaydetti.

GENÇLERİMİZİ KUR'AN VE SÜNNET BÜTÜNLÜĞÜ İÇİNDE KORUYABİLİRİZ

Sünnet-i Seniyye'nin Müslümanlar için yol gösterici olma vasfını her zaman koruduğunu belirten Erdoğan, "Aksi halde ifratçı ve tefritçi akımlar ortaya çıkar ki bu ifratçı ve tefritçi akımlar, maalesef dinimize en büyük zararı veren akımlardır. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi bunlar neslimizi ifsat ederler. Bu marjinal ifrat ve tefrit fırkaları gençliği maalesef dinden soğuturlar. Gençlerimizi deizm, nihilizm, agnostizm gibi din dışı akımların pençesinden ancak Kur'an ve Sünnet bütünlüğü içinde koruyabiliriz." şeklinde konuştu.

İSLAM'IN ILIMLISI, AŞIRISI OLMAZ

Erdoğan, emperyalist güçlerin İslam üzerine büyük oyunlar oynamaya devam ettiklerini ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti: "Coğrafyamızda bir yandan ellerine silah verdikleri, kimliğinde Müslüman yazan kişiler üzerinden 'İslami terör' imajı ve algısı üreterek, Müslümanlar üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışırlarken, bir yandan da bunların panzehiriymiş gibi, ''Ilımlı İslam' adı altında, kendi imal ettikleri bir dinin pazarlamasını ve dayatmasını yapıyorlar. Ilımlı İslam dedikleri, tamamen kendilerinin emrinde ve kontrolünde, kendilerine hizmet eden bir din anlayışıdır. İslam'ın ılımlısı, aşırısı olmaz. İslam, İslam'dır. İslam devletlerini ve Müslüman şahsiyetleri, 'İslami terörizm' yaftasıyla korkutup, ılımlı İslam'a razı etmeye çalışıyorlar. Bu proje, bir emperyalizm oyunudur. İslam'ın orta yolu ve vasat ümmeti hiç şüphe yok ki Ehl-i Sünnet yoludur."

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)