Nazif Zorlu: Mustafa Koç keşke daha sağlıklı yaşasaydı

Ü

Habertürk gazetesinden Balçiçek İlter'in sorularını yanıtlayan işadamı Ahmet Nazif Zorlu, Mustafa Koç’un ölümü ile ilgili neler hissettiğini anlattı:

"MUSTAFA KOÇ'UN ÖLÜMÜ HALA AKLIMDA..."

"Geç tanıştım ama çok sevdiğim biriydi. İnan, biraz önce bir arkadaşımla hakkında konuştuk. 'Keşke kendisine iyi baksaydı, biraz daha sağlığına özen gösterseydi' diye.. Allah rahmet eylesin. Bugün Türkiye Türkiye olalı bir işadamı için öyle cenaze görmedi. Ama öte yandan alın yazısı işte. Dünyanın en zengini olabilirsin ama neye yarar? Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi? Ölümünü ilk haber alanlardanım. İnanmadım. 'Yok palavradır!' dedim. Her gün önünden geçiyorum yattığı yerin, aklıma geliyor, 'Şurada yatıyor işte'. Şöyle bir baktım hayatıma. 3 hafta boyunca aklımdan hiç çıkmadı. 'Dünyanın en zengin adamlarından bir tanesi, bak gitti işte!' dedim kendi kendime... İşte bu yüzden son 10 yıldır kendime bakmaya karar vermiştim, daha da önemsiyorum şimdi. Sadece ölüm yok ki hastalık var, felç var..."

"KEŞKE BUNU HİÇ YAPMASAYDIM DEDİM"

Forbes Dergisi’nin dünyanın en zenginleri listesinde yer alan Ahmet Nazif Zorlu, iş hayatıyla ilgili bilinmeyenleri de paylaştı:

"Zorlu Center konusunda çok üstüme geldiler. Bazı kesimler bilmeden, duyduklarıyla, sanki biz orayı gasp etmişiz gibi davrandılar. 800 milyon dolar verdik devlete oysa... Çok da ihtiyacı vardı devletimin o zaman. Orada bir ara dedim ki: 'Keşke bunu hiç yapmasaydım!' O hale getirdiler beni. Göz önünde diye eleştirdiler. İyi de göz önünde diye bu parayı verdik. Önce 'Delisin!' dediler. Sonra uluslararası bir marka oldu. Ben ticari düşünmedim bile. Oteli, performans merkezi olsun. Kültür merkezinin eşi yok. Ben oraya yaptığım yatırımla çok başka şeyler yapabilirdim. Ama ülkemi çok seviyorum ve yatırım yapmaya da devam edeceğim.

ALLAH'IN DAĞINDAN GELMİŞ BİRİYİM

Allah’ın dağından gelmiş, Denizlili bir işadamıyım ben, dokuma tezgâhında çalışmış biriyim. Babamdan çok büyük servet kaldı, o da dürüstlük, bu bana yeter."