Kafkasya’dan sıcacık bir hikaye: Karlı Dağın Aşıkları

Özel İçerik

Karlı Dağın Aşıklaı

Kafkasya’da yaşanmış sıcacık bir aşk hikâyesini konu alan Karlı Dağın Aşıkları, Sevim Reşat’ın altıncı romanı. Bu roman, sınıf sisteminin toplumu bıçak gibi böldüğü bir dönemde dengi olmayan bir gence aşık olan Albina’nın dokunaklı, gerçek hikâyesi… Reşat’ın içten sözcükleri ile okurunu sarmayı düşlüyor…

Kafkasya’dan sıcacık bir hikâye: Karlı Dağın Aşıkları

(Sevim Reşat)

KARLI DAĞIN AŞIKLARI

Jan, köle sınıfına mensupken Albina, soylu bir ailenin kızıydı. Her mükemmel aşkın hikâyesi gibi, bu duygu onların da kalbine düşmüştü. İçinde bulundukları koşullar, onların büyük aşkının da üzerinde asılı bir kem göz gibi duruyordu. İmkânsızdı…

Jan, köle olarak yaşayamayacağını bildiği aşkını geride bıraktı. Kalbine özgürlük vaat eden Kafkas Savaşlarına katıldı. Albina, Jan’ın öldüğünü sanmış ve artık büyük aşkını kalbine gömmüştü. Sonunda kendi sınıfından biri ile evlendi…

Ne Jan’ın gidişi ne de Albina’nın bir başkası ile evlenmesi engellemişti bu aşkın varoluşunu. İlahi bir güç koruyordu bu aşkı. Kader, nihayet dize gelecek; bu aşkın üzerine bir gölge indirecekti…

Kitaptan bir bölüm de şöyle:

“Jan, Sen gittiğinden beri dağ gölleri gibi suskun kaldım. Konuşsam da kelimelerim toz zerreleri gibi dağılıyor. Işığı, renkleri, kelebekleri, çiçekleri, her şeyi beraberinde götürdün, artık hiçbirini göremiyorum. Nerde benim masmavi göğüm, pembe bulutlarım, mor pürenlerim nerde? Hiç mi geriye bir şey bırakmadın? Bilsen günleri öyle zor sürüklüyorum ki, hayat önümden bulanık bir dere gibi akıp geçiyor, her bir gün sırtımda büyüyen bir kambur gibi. Akşamları penceremi açıp rüzgâra ismini fısıldıyorum. Beni duyuyor musun? Sonsuza dek senin Albina…”