John Steinbeck’in derin gözlem yeteneğinin ürünü:  Rusya Günlüğü
ensonhaber.com

Ülkemizde daha çok Gazap Üzümleri, Cennetin Doğusu, Bitmeyen Kavga, Fareler ve İnsanlar gibi toplumsal yönü kuvvetli romanları ile tanınan John Steinbeck’in kendisine has bakış açısı ile kaleme aldığı, gezi kitabı olmasının ötesinde dönemin politik ruhunu vermesi bakımından da eşsiz günlükleri, ilk kez dilimize kazandırıldı.

Bu eserde özellikle Moskova’ya gelişlerinden itibaren başta yolculukları olmak üzere, devlet yetkililerinden habersiz herhangi bir gezi programı yapamamaya değin klasik Stalin dönemi bürokrasisinin kuşatıcı hali edebi bir tat ile okuyucularının önüne seriliyor.

Günümüzden bakılınca oldukça tuhaf bulunacak bazı ulaşım uygulamaları, kıvrak bir dile sahip olan Steinbeck’in o ironi dilinden nasibini alıyor.

Derin gözlem yeteneği

Özellikle Cumhuriyetler Birliği olan bu büyük devlette federasyon içindeki ülkelerin benzer ve farklı yanları bir bütün olarak önümüze seriliyor. Günümüzün acılı Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kimi sebepleri aslında bir bakıma bu kitapta yazılanlarda saklı.

Ve Gürcü toplumunun daha neşeli halleri, Moskova ve Stalingrad’da yaşayan Rusların ise Nazi ilerleyişini durdurmalarından kaynaklı o haklı gurur ve geleceğe dair umutlarını da yine yazılanlardan çıkarmak mümkün.

John Steinbeck’in derin gözlem yeteneğinin ürünü:  Rusya Günlüğü

Okurun ilgisini çekecek olan kitap

Kitap, bunun yanı sıra yeni rejimin edebiyatçıları olan başta Konstantin Mihayloviç Simonov, İlya Ehrenburg gibi yazarlar özelinde edebiyat ve rejim ilişkisi gibi konulara değinmesi ve günün edebi tartışma başlıklarının sunulması bakımından da oldukça önemli tespitlerle dolu.

Ve kitapta yer yer Türkler ile Türkiye hakkında gerek Rusların gerekse Steinbeck’in ilginç tespitleri de okuyucuların ilgisini çekeceğe benziyor.

Kadrajdan yansıyanlar

Aslında kitap sanki John Steinbeck’in günlüğü olarak karşımıza çıksa da, kitabın bir diğer önemli yönü hatta belki de kitabın kolektif bir yapıda olduğunu haber eden önemli bir durumu da ünlü fotoğrafçı Robert Capa’nın başka yerde görülmesi zor olan Rus coğrafyası kadrajından yansıyanları önümüze sermesi olarak görmek mümkün.

Capa aslında İkinci Dünya Savaşı’nda cephe gerisindeki fotoğraflarındaki o cesur çekimlerini kapalı kutu olan ve Batı dünyasınca oldukça merak edilen Stalin topraklarında da yapmak ister.

Fakat bürokratik zorluklar, özellikle Kremlin Sarayı çekimlerine izin verilmemesi, ülkeden ayrılışta tekrar film kutularının kontrol altına alınması ya da izin prosedürleri onun da bakışıyla kitapta “Haklı Bir Şikâyet” başlığıyla okurun önüne çıkıyor.

John Steinbeck’in derin gözlem yeteneğinin ürünü:  Rusya Günlüğü

Eşsiz fotoğraf çekimleri

Fakat yine de Capa, özellikle sosyal yaşayışa dair eşsiz fotoğraf çekimleri ile ülkesine dönüyor. Ve sayfaları çevirdikçe yer yer o bitmez Steinbeck ve Capa kavgaları, Steinbeck’in sabahları Capa’nın bilgisini sınayan muzip halleri de kitabın biraz da mizahi kısmına karşılık geliyor. Bunları da yine Steinbeck samimi dil kullanımı ile aleni hale büründürüyor.