Aldatan kadınlardan ilginç itiraflar

Kadınlar, kişilik yapısına göre aldatma konusunda farklı tutumlar göstermekte. Bir grup kadın duracağı yeri bilirken, bir grup kadın ise belirli bir çizgide ilişkisini devam ettirebiliyor. Bu, tamamen ilişkisinin gidişatı ve kadının ruh durumu ile bağlantılı.


48 yaşındaki Türkan, kendini genç kuaförün kollarına atarken hiçbir suçluluk duymadı. Bir kerelik ihanet ise Seda'nın hayatını kararttı....



Kadınlarda eğitimin artması ve kadının iş yaşamında daha aktif rol oynaması, günümüzde aldatma konusunda erkek egemenliğinin kırılmasına yol açtı. Kadınlar, kişilik yapısına göre aldatma konusunda farklı tutumlar göstermekte. Bir grup kadın duracağı yeri bilirken, bir grup kadın ise belirli bir çizgide ilişkisini devam ettirebiliyor. Bu, tamamen ilişkisinin gidişatı ve kadının ruh durumu ile bağlantılı. Kadın, aşıksa ve aldatılmak çok avam, aşağılayıcı bir şekilde gerçekleşmemişse çok daha az vicdan azabı duyar. Cinsel Tıp Enstitüsü'nün 500 kadın ve erkek üzerinde yaptığı son araştırma verilerine göre, kadınların aldatma nedenleri bakın neler:

* Mutsuz olduğum için.

* Eşimle fantezilerimi gerçekleştiremiyordum.

* Kocam tatmin edemiyordu.

* Başka birine aşık oldum.

* Kocam beni yıllardır hep ihmal ediyordu.

* Şefkat özlemi çektim.

* Kendimi hep yalnız ve terk edilmiş hissettiğim için.

* Baştan çıkarmanın zevkini tatmak istedim.

* Nüfuzlu biri olduğu için.

* İstediğim erkeği elde edebileceğimi kanıtlamak için.

* İintikam almak istedim.

* Kocama göre espriliydi.

* Romantik birisi olduğu için.

* Kocam çok kıskançtı.

* Adamın parası vardı.

* O akşam çok sarhoştum.

* Kariyer yapmamda bana yardımcı olduğu için.

ALDATAN KADINLAR Türkan, 48 yaşında. 28 yıllık evli ve 2 çocuk annesi. Kendisini duygusal bir boşluğun içinde hissediyordu. Türkan'ın gerçek düşüncesi artık şöyleydi: "Benim gibi 50 yaşına merdiven dayamış bir kadının, bir sabah genç bir erkeğin yatağından çıkarken aldığı pozitif enerjinin ne demek olduğunu kimse bilemez." İşte Türkan'ın aldatma öyküsü:

'KOCAMDAN SIKILDIM' Aslında kocamı çok seviyordum; ama mutlu değildim. Erkek milleti aklından şunu çıkarmasın: Kadının parasal gereksinimleri karşılandıkça, duygusal gereksinimlerinin daha çok farkına varıyor. Belki benimkisi nankörlük olacak; ama hayatımı yokuşa sürecek bir erkek arıyordum. Her istediğimi yapan kocamdan sıkılmıştım artık. Aynı adamın kokusunu içime çekmekten bıkmıştım. Genç bir erkeğin bedeninde kendimi yeniden bulmak istedim.

BOTOX YAPTIRDIM Bir gün aynaya baktığımda acı gerçekle karşılaştım. Aynadan bana yaşlı bir kadın bakıyordu. Saatlerce gözyaşlarım sel oldu aktı. Yıllardır tekdüze giden evliliğime yeni bir acım daha eklenmişti; yaşlılığım! O gün karar verdim, botox yaptırdım. Daha sonra sarkan göğüslerime ve dudaklarıma silikon taktırdım. En az 10 yaş gençleşmiştim. İçimdeki acı biraz olsun hafiflemişti. Kocam beni ilk gördüğü zaman gözlerine inanamadı. O gün fırsatı hiç kaçırmadı ve beni yatağa götürüp saatlerce sevişti. Sanki yıllarca dokunduğu bedene ilk kez dokunuyor gibiydi. Her halinden mutlu olduğu belliydi. Ama ben mutsuzdum. Onunla sevişmek benim için işkence gibiydi. O gün bana, "Madem benim karıcığım benim için gençleşti, ben de göbeğimi onun için eriteceğim" dedi. Bizim herif o gün spora başladı. Adam kafayı yemişti. Halbuki bendeki bu değişim, onun için değildi. Kocam, düzenli olarak yürüyüş ve spor yapmasına rağmen, lahana gibi olan göbeğini eritemedi. Doğrusu umurumda bile değildi. Şimdi sıra ikinci acımı hafifletmeye gelmişti.

GENÇ SEVGİLİ KUAFÖRDEN... Bir erkek nasıl tavlanır? Bu sorunun cevabını bilmiyordum. Oysa ki, oturup kalkmasını bilen genç ve yakışıklı bir erkek, benim beklentilerime cevap verecekti. O erkekten para beklentim de yoktu. Yeter ki, yatakta bana bir heyecan versin. Sonradan düşündüm. Ya bir spor salonun gidecektim ya da kuafördeki yakışıklı çocuklardan birini ayartacaktım. Ben, ikinci olanı yaptım. Kuaförde çalışan gençlerden birisini gözüme kestirdim. Yakışıklılığı ve ten kokusu beni etkilemişti. Saçlarımı keserken, bir taraftan da bana hoş sözler söylüyordu. Genç bir erkekten güzel sözler duymak hoşuma gitmişti. Ona çok mutsuz olduğumu ve artık kocamın beni tatmin edemediğini söyledim. Yakışıklı gencin gözleri bir anda faltaşı gibi açıldı. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi. Kuaför salonundan çıkarken cep numaramı verdim. Ertesi gün öğle sonrası beni aradı. Sesinden anladım ki heyecanlıydı. Hemen söze atıldım: "Kocam şehir dışında. Bugün, bütün gün boşum. İsterseniz size bir kahve ısmarlayabilirim." Bebek'te buluştuk. Sonra bir balıkçı restoranına gittik. İçtiğimiz şarabın etkisiyle ikimizde rahatlamıştık. Daha sonra Tarabya'daki tek odalı evine gittik. Sabaha kadar deliler gibi seviştik. Sabah olup genç bir erkeğin yatağında uyandığımda, içime dolan enerjinin ne demek olduğunu tahmin edemezsiniz? İkinci acımı da dindirmiştim.

SEDA'NIN HİKAYESİ Seda, ölen eşiyle 14 yıl evli kaldı. Onun için her şey tesadüflerle başlamıştı. Ne yazık ki, tesadüflerle de bitti. Kocasını 14 yıllık evlilikleri boyunca bir kez aldattı; o hata ise ikisinin de sonu oldu. İşte Seda'nın aldatma öyküsü:

ANNEM KANSERDİ Bir gün annemin kanser hastası olduğunu öğrendim. Çok fazla ömrü kalmamıştı. Doktorlar sadece kemoterapi yapmaya karar vermişti. Annemi hastaneye devamlı ben götürüp getiriyordum. Eşim de arada bir yardımcı oluyordu bana. Kocam, yüksek inşaat mühendisiydi. Biz de herkes gibi severek evlenmiştik; ama yılların getirdiği monotonluğa yenilmiştik. Kocam, özünde çok iyi bir insandı. Hep sadakate inanmıştı. Ben ise ona sadık olamadığım gibi, telafisi olmayan ağır bir bedel ödettim.

EVE DAVET ETTİ İki ay sonra annemin doktoruyla garip bir ilişki başlamıştı aramızda. Galiba ikimiz de birbirimizden hoşlanıyorduk. Ama bir türlü adını koyamamıştık. Bir gün annemin tahlil sonuçlarını almak için hastaneye uğradım. Doktorun odasına gittim. Odasının kapısı kapalıydı. Cep telefonundan aradım. O gün hastaneye gitmediğini, izinli olduğunu söyledi. "O zaman yarın uğrarım" dedim. Beklemediğim bir teklifte bulundu. "Sizin için sakıncası yoksa Arnavutköy'deki evime gelin. Annenizin dosyası evde, masamın üzerinde duruyor" dedi. Heyecandan nefesim kesilmişti. Ne yapacağıma karar veremedim. "Ben sizi ararım" dedim ve telefonu kapattım. Arabama bindiğimde kendimi sahil yolunda buldum.

DEFALARCA YIKANDIM... Arnavutköy'e geldiğimde beni tarif ettiği yerde karşıladı. Evine gittik. Bir fincan kahve getirdi ve koltuğa yanıma oturdu. Nasıl olduğunu anlamadım ama bir süre sonra kendimi onun kollarında buldum. Ne kadar süre seviştiğimizi hatırlamıyorum. Suçluluk psikolojisi ile apar topar giyinip, evi terk ettim. Bir süre sahilde dolaştım. Sonra eve döndüm. Defalarca yıkandım. Kendimi kirlenmiş hissediyordum. O anda hatırladım ki; o heyecanla annemin dosyasını almayı unutmuşum.

TESADÜFÜN BÖYLESİ... Gecenin bir vakti kocam eve geldi. Kapıyı açtığımda elindeki dosyayı havaya kaldırdı. "Bak" dedi. "Bugün senin doktorun evinde ne buldum?" Suçluluk duygusu ile ağlamaya başladım. "Amacım seni aldatmak değildi" dedim ve yere yığıldım. "Ne diyorsun sen? Ne aldatması?" dedi. Anladım ki, kocamın hiçbir şeyden haberi yoktu. Ortak bir arkadaşları vasıtasıyla o akşam bir tesadüf eseri doktorla tanışmış. Daha sonra doktor evine davet etmiş. Kocam, salonda masanın üstünde annemin ismi yazan dosyayı görmüş. Şaşırmış. Doktora, "Ne tesadüf! Siz galiba benim kayınvalidemin doktorusunuz?" demiş. Doktor da hayretler içinde kalmış ama durumu idare etmesini de bilmiş. Kocam eve gelirken de dosyayı alıp gelmiş. Kocam, gururundan aldatıldığını kimseye söyleyemedi. Boşanmak istedi ama ailesi karşı çıktı. 6 ay kadar psikiyatriste gitti. Ama bir gün babasının beylik tabancası ile canına kıydı. O günden sonra ise ben yürüyen bir ölüyüm.