Nasıl daha hızlı okuyabiliriz

Hepimiz gerçekten çok yorgunuz. Hayat hepimizi yoruyor. Mevsimlerin bir türlü geçemeyişleri, iklimlerin karışık kafası, evde biriken bulaşıklara göz kırpışlarımız, bazen evden çıkmak dahi istemeyişimiz… Varın uzun listeye siz devam edin.

Kitap okumak pek çok sorunumuz için en etkin çözümlerden biridir. Bir kere pek çok türü vardır ve elbet bir yönüyle bizi kendisine çekecektir. Peki ama yorgunluk artık bedenimizle birlikte ruhumuzu da ele geçirdiyse! İşte teknik çözümler o zaman devreye girebilir.

Tabii bu sorun olduğu zamanda harekete geçişimiz. Bunun yanında zaten daha iyi bir okuyucu olmak için de ihtiyacımız var bu bilgilere. Okuduğunu anlayarak hızlı okuyabilmek için birkaç teknik yönteme göz atalım mı o hâlde? Hem bakalım hızlı okumak bize neler kazandıracak?

Peki sizin var mı hızlı okuma için kendinize has yöntemleriniz?

SAHİ BİZ NASIL OKUYORUZ

Öncelikle şuna bir değinelim: Nasıl okuyoruz? Nasıl gerçekleşiyor bu eylem?

Daha önce yapılan araştırmalarda bilim insanları okurken iki gözün de kelimedeki belirli harflere odaklandığını düşünüyordu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre durum gösteriyor ki, her bir göz, genellikle ayrı iki karakter üzerine odaklanarak aynı anda farklı harflere odaklanıyor ve bu iki görüntüyü birleştirerek “kelime”yi okuyor. En azından bilim insanları en son bu düşünceye varmış.

Ama bir düşünsenize, bu durum sayfalar arasında gezinirken ne kadar da hızlı oluyor…

NASIL DAHA HIZLI OKURUZ

Hızlı okuma, öğrenilmesi mümkün bir beceridir. Okumayı ilk öğrendiğimizde salt hedef, okuyabiliyor olmaktır. Bir dakikada kaç sözcük okuyacağımız daha sonra önem kazanır; ama biz de bu süreçte okumada kötü alışkanlıklar geliştirebiliriz.

Peki ne yapacağız?

- Hızlı okumak özelde bir roman okumak ya da iş yaşamı fark etmeksizin, artık sizin için gerekli gördüğünüz bir beceriyse işe kolay metinler seçerek başlayın. Tıpkı okumayı ilk öğrendiğiniz zamanlardaki gibi. Tabii bol bol pratik de yapmayı ihmal etmeyin.

Örneğin zevkinize uygun bir roman seçin, hızlı okuduğunuzda anlamını kaçırmayacağınız bir kitap olsun…

*

- Kitabınızı elinize aldınız; önce bir göz gezdirin. Bunu bir ön izleme olarak düşünebilirsiniz. İşinize yoğunlaşın. Sayfalar arasında hızlı bir tura çıkın. Verimli birkaç denemeden sonra sayfalarda dikkatinizin yoğunlaşacağı kısımları gerçekten görecek ve ona göre bir akış sağlayacaksınız.

- Okurken iç seslendirmenizi duymamaya çalışın. Kelimeyi gözlerimizle okurken aslında iç sesimizle de bunu tekrarlarız. İşte o sesin varlığını duymazdan gelin. Bu sesler, beynimizin içinde de söylenir ve okurken gereğinden fazla zamanımızı harcar.

Bu sesi nasıl kapatacağımızı bilmiyoruz tabii. Önce bir ses olduğunu fark edin. Bu ses gerçekten var. Sonra da okumaya başlarken, bu sesi kullanmayacağınıza dair kendinize telkinlerde bulunun. Bir başka yöntem de kelimeleri bloklar halinde söylemek. Böylece onları seslendirmeniz de zorlaşır.

*

- Elbette tüm motivasyonumuza rağmen dikkatimizin dağıldığı anlar olacak. Bir sayfanın sonuna geldiğinde aslında hiçbir şey okumamış gibi hissedebiliriz. İşte yazının girişinde bahsettiğim yorgunluk sonuçlarından biri bu. Siz o zaman ne yapıyorsunuz? Genelde başa dönüp tekrar okuyorsunuz, değil mi? Yapmayın! Bu, sizi yavaşlatmaktan başka bir şeye yaramaz. Bir satırı yeniden okumak yerine, kendinizi fark edin ve bir sonraki satırları daha özenli okumaya dikkat edin. Böylece metnin temel bütünlüğünü hala kavrayabilirsiniz. Bu size bir önceki satırda anlam bütünlüğünü de getirir.

- Okurken gözlerinizin yanında mutlaka parmaklarınızı da kullanın. Okumayı ilk öğrendiğiniz zamanları hatırlayın. Hani parmaklarımızla okuduğumuz satırları takip ederdik. Ya da aynı işlem için bir beyaz kağıttan da faydalanabiliriz. Bu, dikkatimizin başka satırlara kaymasını önleyecektir.

*

- Göz hareketlerimiz verimli olmalı! Gözlerimiz bir kerede 4 santimetrelik bir alanı kapsayabilir. Yani bir kerede dört beş kelime okuyabiliriz. Oysa insanlar her bir satırın sonundaki kelimeleri görmek için çevresel görüşlerini kullanmıyor. İşe bakışlarınızı yumuşatarak başlayın. Böylece bakış alanımız genişler ve kelimeleri ayrı ayrı görmek yerine bloklar halinde görürüz. Gözlerimiz sayfalar, satırlar üzerinde adeta dans eder. Bu, iç seslendirmemizi susturan yöntemle de örtüşür.

- Aslında tüm bu yöntemler bizi hep çocukluğumuza götürüyor. Okumayı ilk öğrendiğiniz zamanlara dönün. Okumayı yeni keşfetmiş bir çocuk olarak sesiniz çıkmasa da dudaklarınızı sürekli hareket ettiğinizi hatırlıyor musunuz? Hah, işte onu yapmayın. Aslında bu durum iç seslendirmemizi durdurmamızla bağlantılı. Çünkü bu ses, metnin geri kalanından bizi koparan bir tür ön hazırlık demek! Belki de bir şeyler içerek kitap okumak buna yardımcı olur. Böylece dudaklarımız sadece içeceğe odaklanmış olur.

*

- İçeceğimizi de aldığımıza göre, bir de uygun ortam gerekiyor tabii. Çoğu zaman rahatlamak için okuyoruz. Ki mesleki bir sebepten de okusak, aslında okumak her koşulda insanı canlı tutan bir eylem. Bunun için kendimizi rahat ve mutlu hissettiğimiz ortamlarda okumak, en doğrusudur. Bu yöntemi aynı zamanda okumayı sevdiren yöntemlerden biridir.

- Aynı şeyler düşüncelerimiz için de geçerli. Okumak bize iyi gelecek diye düşünüyorsak, buna izin vermeliyiz. İç dikkatimizi dağıtacak tüm unsurlardan arınarak okumaya başlamalı, bu işi ciddiye almalıyız. Televizyon açık olmamalı, beynimizi bizi yoran her düşünceden arındırmalıyız.

*

- Ve tabii bol bol okumalıyız. Eğer hızlı okumayı öğrenmek, bunu kendimizde geliştirmek için bir yola girdiysek, mutlaka belirli bir düzende olmalı, bol bol okumalıyız. Hayat kısa, okunacak çok şey var, değil mi?

HIZLI OKUMAK BİZE NE KAZANDIRACAK

İnsanlar, dakikada ortalama 250 kelime okur. Yani buna göre, bir sayfalık metin, ortalama 1-2 dakikada okunur. Hızlı okuma teknikleriyle kelime sayısını iki katına çıkarıp, sürenizi yarıya düşürebilirsiniz. Tabii bu daha çok şey okumak, iş yerinde daha fazla başarı ve açık bir zihin de demek. Çünkü farkında olmadan bu yöntemler bize geniş bir bakış açısı da kazandırır ve büyük resmi daha kolay, daha net görmemizi sağlar.

Tüm bunlardan bahsederken şunu da unutmamak gerek. Tabii ki hızlı okumak bize pek çok şey kazandırır. Ancak bu tekniği kullanmanın uygun olmayacağı durumlar da olabilir. Hızlı okuma konusunda yetenekli olabilirsiniz. Bu durum sizin özgüveninizi de okşamış olabilir. Ancak örneğin, çok önemli bir makale okumanız gerekiyorsa, sizi strese sokuyorsa, işte o zaman bu metni daha yavaş ve tüm detayları ile okumakta fayda var…

Kaynak: Bustle

*

Instagram: biyografivekitap