Prof. Dr. Öncü: Kıyamet saatine iki kaldı
ensonhaber.com

SDE tarafından, “Kapitalizmin Krizi ve Küresel İktisadi Sistemin Geleceği” paneli düzenlendi. Programa katılan, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ahmet Öncü, “Bütün insanlık bir yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır, kıyamet saatine iki kaldı” dedi.

"ABD - ÇİN ARASINDA TİCARET SAVAŞINDAN ÖTE CEPHE SAVAŞI VAR"

Program içerisinde, “Kapitalist Sistemde Hegemonya Krizi ve Küresel Ekonominin Geleceği” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Prof. Ahmet Öncü ABD ve Çin arasındaki ekonomik savaş çerçevesinde yaptığı değerlendirmede, “Amerika ve Çin arasında iktisadi bir ticari savaş sürüyor ama aslında büyük savaş arkada cephedeki büyük savaş. Bu savaş daha sıcak bir hale gelmedi. Ancak sıcak hale gelme işaretleri ve emareleri veriyor. Çin, Rusya ve ABD nükleer füzelere sahip ülkeler. Bunların birbirlerine rest çekmesi hepimizin bekası, geleceği için tehlikeli. Olası bir sıcak savaş durumunda bunlar dünyanın en büyük askeri güçleri olarak bir noktada nükleer silahları kullanma durumunda kalabilirler ki, o da dünyanın ekolojik krizden önce nükleer bir kışa girip, açlık ve sefaletle karşı karşıya kalabiliriz. Bu pek gündeme getirilmese de böyle bir durum var” dedi.

Prof. Dr. Öncü: Kıyamet saatine iki kaldı

"KIYAMET SAATİNE İKİ KALDI"

“Bir tane Kıyamet Günü Saati diye bir saat vardır. Kıyamet Günü Saati 12’ye geldiğinde dünya bir kıyametle yok olacaktır. Bilim insanları ölçüyorlar çeşitli şekillerde… Ekolojik kriz, savaş tehditleri, açlıklar… Çok ciddi bir araştırma bu yani… Bu 1947’den beri hesaplanıyor. Bu saat 13 Nisan 2018’den önce iki dakika kaldığını göstermekteydi. Bu Soğuk Savaş esnasındaki ciddi sürtüşmelerde 7-8 dakikalardaydı. Dünya, bütün insanlık bir yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır. Bütün bilim buna işaret ediyor. Ama maalesef bu gündeme gelip tartışılmıyor.

FRANSA VE SARI YELEKLİLER HAREKETİ: YETER ARTIK

Bu 'Sarı Yelekli' arkadaşların Fransa’da birkaç haftadır ortaya çıkıp, 'Yetti artık' demesi, eşitli biçimlerde, toplumun değişik kesimlerinden insanların, varlıklarının artık tehdit altında olduğunu ifade etmesi. Bir 'Sarı Yelekli' protestocunun sözü ile ifade edecek olursam, protestocu, “Biz artık sadece var olmak istemiyoruz, varlığımızı sürdürmek istemiyoruz. Yaşamak istiyoruz. Ve yetti” diyor.

Prof. Dr. Öncü: Kıyamet saatine iki kaldı

Burada devletle sermaye arasında, millete karşı oluşmuş çok güçlü bir cephe var. Bu Fransız 'Sarı Yelekliler' meselesinde ortaya çıkan durum şudur ki, 'Millet, devlet ve sermayenin evliliğinden, uygulamalarından mutlu değil.' Bu her yerde böyledir. Bu beraberinde demokrasi açığı sorununu gündeme getiriyor. Bir ülkede sermaye ve devlet bu ülkeyi oluşturan yurttaşların refahını sağlamakta güçlük çektiği gibi bunu bastırıyorsa, o zaman orada demokrasi sözü boş bir söze dönüşür.

"İÇİNDE DEVLETİN OLMADIĞI BİR İKTİSADİ SİSTEM OLAMAZ"

Liberal Ekonomiden Korumacı Politikalara: Kapitalist Sistem Nereye Evriliyor?” başlıklı sunumunda Kapitalizmin tarihsel süreçte farklı durumlara bürünebildiğini belirten Prof. Dr. Abuzer Pınar, “Kapitalizm doğuşundan itibaren hem ulusal hem evrensel ya da bugün küresel dediğimiz şey olabildi. Hem özel hem devletçi olabildi. Hem rekabetçi hem tekelci olabildi. Teorilerde buna göre üretildi. Şimdi bunu biraz açacağım… Bu anlamda en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, kapitalizm dediğimiz şey her zaman, her yerde aynı şekilde ortaya çıkmıyor. Kapitalizm pragmatiktir, tırnak içerisinde, menfaatine göre o dönemin hâkimi, hegemonu kimse onun menfaatine göre sistem tekrar organize edilebilir. Teoriler ona göre ortaya atılabiliyor. Düzenlenebiliyor” dedi.

Prof. Dr. Öncü: Kıyamet saatine iki kaldı

İçinde devletin olmadığı bir iktisadi bir sistemin olamayacağını belirten Pınar, Devletin Tekelci kapitalizmde de, Rekabetçi kapitalizmde de var olduğunu ve olacağını işaret etti. Pınar, “Üretim için gerekli olan altyapıları özel sektör ya yapmak istemiyor ya da yapamıyor. Çünkü bunlar çok ciddi para gerektiriyor. Bir demiryolunun yapılması, otoyolun yapılması, barajların yapılması, havaalanlarının yapılması özel sektörün kendisinin yapabileceği alanlar değil” dedi.

SOSYAL DEVLET UYGULAMASI VE AVRUPA'DAKİ DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sosyal devlet uygulamaları, büyük ölçüde Avrupa’da uygulandığını ve iş gördüğünü belirten, Prof. Dr. Pınar, “Ancak onun da şu anda sonuna gelindi. İtalya zorlanıyor. İtalya’nın bütçesini Avrupa Komisyonu iki defa reddetti. Şu anda didişiyorlar. Reddedilen şey ne biliyor musunuz? Toplumun belli bir kesimi ciddi bir refah düşüşü ile karşı karşıya, bunu yeniden sağlamak için bütçe büyütmeniz lazım. Ancak Avrupa Komisyonu bütçeye karşı. Bunun belli bir kuralları var. O kurallar devlet savurgan olmasın diye var. Çünkü devlet bütçesi kötü olduğu zaman ekonomide kötü olur” dedi.

Prof. Dr. Öncü: Kıyamet saatine iki kaldı

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mabid Ali Mohamed Al-Jarhi “İktisadi Sorunlara İslam Ekonomisi Perspektifinden Bir Bakış” başlıklı sunumunda, İslami İktisat sisteminin gerekliliklerine vurgu yaparak, “Öncelikle entelektüel bir mesaj vererek işe girişmeliyiz. Ama gerçekçi olmalıyız. Neo-Klasik İktisat ve Marksist İktisat gibi hayali olmamalıyız. Tarihsel ve fıkhi olarak bakabilmeliyiz ama asıl mesele iktisadi bir çizgi oluşturabilmektir. Mevcut iktisat teorilerinin yanlışlığını da göz önünde bulundurmalıyız. Bunların üzerine gidebilecek yeni bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. İyi bir matematiğe dayalı, doğru bir eğitimle yeni bir nesil yetiştirmeliyiz” dedi.

İslam’da şura kavramının çok önemli olduğunu vurgulayan, Prof. Dr. Al-Jarhi, “Türkiye, Endonezya ve Malezya sahip oldukları liberal demokrasiyi kolay bir biçimde şuraya dönüştürebilir. Burada şuradan kasıt, her vatandaşın kendini ifade edebilmesidir” dedi.