Sabiha Gökçen kazasında kara kutular açıldı
DHA

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 5 Şubat günü pistten çıkan ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği Pegasus Havayolları uçağının kara kutuları, Almanya'nın Braunschweig şehrindeki Alman Havacılık Kaza Soruşturma Bürosu (BFU) tesislerinde, önceki gün Amerikalı yetkililerin nezaretinde deşifre edildi.

PİLOT HATASI DÜŞÜK SEVİYEDE

Kara kutulardan olumsuz meteorolojik şartlardan kule ve hatta pist bakım hatalarına kadar bir dizi ihmal çıktı.

Sanılanın aksine kara kutu kayıtlarına göre, kazada pilot hatasının düşük seviyelerde olduğunun saptandığı öğrenildi.

Sabiha Gökçen kazasında kara kutular açıldı

YABANCI PİLOTA TÜRKÇE KOMUT

Kulenin, uçağa önceki uçakların pas geçtiği bilgisini Türkçe verdiği ve o sırada iletişim başta olmak üzere yardımcı görevlerle ilgili ikinci pilotun Hollandalı olması nedeniyle bunu anlamadığı ve kendisinden yapması beklenen muhtemel uyarıyı yapamadığı ortaya çıktı.

Sabiha Gökçen'de uçağın kaza anı

BUZ ZEMİN ÜZERİNDE KAYDI

Uçağın limitler içerisinde ve pilotların o an için risk almadan yaptığı normal iniş sonrası pistin, son metrelerinde daha önceki iniş kalkışlar nedeniyle frenlemeye izin vermeyerek uçağın buz zemin üzerinde gibi kaydığı anlaşıldı.

Sabiha Gökçen kazasında kara kutular açıldı

YAMAÇ DUVARI UÇAĞI PARÇALADI

Pistin sonunda durma sahası yerine dik açılı bir yamaç bulunması ve yamacın kaymaması için yapılan duvar ise uçağın parçalanmasına neden oldu. Kazanın üzerindeki perde, karakutuların deşifre edilmesiyle aydınlanmaya başladı.

Sabiha Gökçen kazasında kara kutular açıldı

BİR DİZİ İHMAL

İşte kazaya sebep olan hatalar zinciri:

1. Olumsuz hava şartları nedeniyle Pegasus'un kaza yapan uçağına inişinden hemen önce yıldırım düştü. Yıldırımlara karşı donanımlı olan uçaklar, bundan etkilenmiyor. Ancak her iki pilot da prosedür gereği, konsantrasyonlarını yıldırımın uçağın aletlerine bir etkisi olup olmadığına odakladı.

2. Bu sırada uçağı kaptan pilot kullanırken, ikinci pilot ise iletişim ve aletlerin takibi görevine odaklanmıştı. Kule, daha önceki iki uçağın pisti pas geçtiğini söyledi. Ancak bu uyarısını havacılık terminolojisine göre İngilizce yerine Türkçe yaptı. Kaptan “Anladım" diye cevap verdi, ancak iletişimden sorumlu Hollandalı ikinci pilot anonsu anlamadığı ve inişe saniyeler kaldığı için kokpitte koordinasyon bozuldu.

3. Bu sırada bir başka uçak, kaza yapan uçaktan hemen önce aynı arka rüzgarla kalkış yaptı. Bu da pilotlara her şeyin normal akışı içerisinde olduğu hissini yarattı.

4. O sırada arka rüzgar saatte 26.4 km süratle esiyordu. Pegasus Hava Yolları arka rüzgar pas geçme limiti saatte 28 km olduğu için pilotlar, toleranslar içinde olan uçakla iniş kararı aldı.

5. Pistin uzunluğu 3 bin metre. Uçak, sanılanın aksine pistin ortalarına veya sonuna doğru sert olarak değil, normal bir mesafe olan pistin 705'inci metresine indi.

6. Pilotlar uçak indiği anda normal frenleme yapmaya başladı. Uçağın sürati saatte 98 km sürate kadar düşmesine rağmen o anda aniden arka taraftan gelen rüzgarın sürati saatte 51 km'ye çıktı. Bu itiş sürati arttırdı.

7. Pilotlar yine de duracaklarından emin oldukları için sert frenlemeden vazgeçerek ıslak zeminde kaymamak için kendi aralarında konuşarak pistin ortasındaki değil sonundaki çıkıştan dönmeye karar verdi. Bu sırada kabin içerisinde her şey normal olup uçak yavaşladığı için hostesler, “Telefonlarınızı kullanabilirsiniz" anonsu yaptı.

8. Pilotlar sıklıkla kullanılmayan pistin sonundaki dönüşe doğru geldiklerinde, iyice yavaşlamak için tekrar fren yaptı. Ancak muhtemelen uçak, pist üzerinde bulunan daha önceki yüzlerce iniş kalkışla oluşan lastik izlerinin üstüne inince kaymaya başladı ve hız hiç kesilmedi.

9. Sorun tam olarak bu anda başladı ve pilotlar bir anormallik olduğunu bu sırada anladı.

10. Pilotlar sert frene geçmelerine rağmen uçak, 17 saniye boyunca pistin son 700 metresini kayarak ve hiç yavaşlamayarak katetti. Bu süre ve mesafe normal zemin olması halinde daha hızlı bir uçağın bile durması için gayet yeterliydi.

11. Pistin sonunda, “stop way" adı verilen bu gibi durumlarda uçağı hasar almadan durduracak yumuşak toprak zeminli saha yerine dik eğim bulunması nedeniyle uçak aşağıya yuvarlandı.

12. Dik zeminin kaymaması için yapılan istinat duvarı, uçağın parçalanmasına ve hasarın artmasına neden oldu. Ancak yetkililer, bu durumun aynı zamanda uçağın motorlarının koparak gövdeden ayrılmasına neden olduğu ve böylece uçakta yangın çıkmadığı görüşünde de birleşiyorlar.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)