Stockholm Sendromu nedir
ensonhaber.com

Sendrom, rehin alınan kişilerin kendi bulundukları tehlikeli durumu görmezden gelerek kimi zaman rehin alan kişi ya da kişilere bağlılık sergiledikleri bir psikolojik tepki olarak ortaya çıkar.

ŞİDDETE MARUZ KALMA SONUCU ORTAYA ÇIKAR

Rehin alma durumuna benzer bir baskı yaratan kaçırılma, tecavüze uğrama, savaşta bulunma, toplama kamplarından kurtulma, yakınları tarafından ev hapsine maruz bırakılma ve hatta kadın ve çocukların aile için şiddete maruz kalması gibi kişisel vakalarda da Stockholm Sendromu terimi kullanılabilmektedir.

OLUMSUZ DURUMU SAVUNUR, SUÇLUNUN YANINDA YER ALIR

Stockholm sendromu için kısaca rehine ile rehin alan kişi arasındaki sempati oluşumu denilebilir. Rehine kötü koşulları benimser, savunur ve koşulları göremeyerek, rehin alan kişinin yanında yer alır. Rehineler saldırganla özdeşleşir ve hayatta kalma duygusuyla onunla beraber hareket etmeye başlar. Aslında bu durum kişinin kendi seçeneği değil, şiddetin direkt olarak doğurduğu sonuçlardan birisi.

KİŞİYE YANSIMASI

Rehin alma, tecavüze uğrama, taciz, savaş, pazarlanan hayat kadınları, aile içi şiddet, dini ve siyasi baskı gibi birçok durumda Stockholm sendromuna rastlanır. Zamanda baskı altındaki kişinin ona sevgi ve saygı duyması ile sonuçlanır. Zamanla suçlu kişi bu yöntemle haklı konumuna girer. Uzmanlar bu durumun yaşanmasındaki en büyük etkenin beyinin tehlikeye karşı koruma kalkanı oluştururken ortaya çıkan teslimiyet duygusundan kaynaklanıyor.

Yapılan bir diğer araştırmada aşk duygusunun da bir süre sonra bu sendromu tetiklediği ve aşık olan kişinin kendisini diğer kişiye ait hissetmesi ile başladığı tespit edilmiş.

STOCKHOLM'DEKİ TARİHİ OLAY

Olay 23 Ağustos 1973 günü Jan Erik Olsson’un Stockholm’un Normalmstorg semtinde bir banka şubesine girmesiyle başladı. Saat 10:03’te banka şubesine giren soyguncu, silahını çekip elindeki patlayıcıları da havaya kaldırarak “Hepiniz yere yatın parti başlıyor” diye bağırdı ve tavana da birkaç el ateş etti. Müşterilerin ve bu arada bazı memurların dışarıya kaçmasına göz yuman sıyguncu üç banka memuresini esir aldı.

REHİNELER HIRSIZA SEMPATİ BESLİYORDU

Soyguncular ve rehineler geceyi bankada geçirdi. Altı günlük gergin bekleyiş sırasında polisin tutumu halk arasında tepki yarattı. Polisi agresif bulan halk, soygunculara acımaya başladı. Pazarlık sırasında soyguncularla rehineler arasında iyi bir diyalog olduğu ve rehinelerin de polise kızdığı öğrenildi. Olay bu boyutuyla dünyanın ilgini çekerken, bu ruh hali ‘Stockholm sendromu’ diye anıldı ve zamanla benzeri durumlar için bu tanımlama kullanılmaya başlandı. Olay sırasında telefonla basına konuşan rehinelerden Kristin Enmark’ın “Asıl korktuğum polis. Biz burada iyi vakit geçiriyoruz” demesi, ülkede büyük etki yaratmıştı. İşte rehinenin bunu düşünmesi Stockholm Sendromu olarak tanımlanıyor.