Taner Yıldız ile Faruk Çelik'ten ortak basın açıklaması

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik maden faciasının meydana geldiği Soma'da bir basın toplantısı düzenledi.

4 GÜN SONRA SİYAHLAR İÇİNDE

Taner Yıldız facianın ilk gününden itiabaren hükümet adına arama kurtarma çalışmalarının başındaki isim oldu. Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in de Yıldız gibi ilk günden itibaren orada olması bekleniyordu. Ancak Çelik, ilk açıklamasını bile olaydan 25 saat sonra yaptı. Faciadan 4 gün sonra ise Soma'ya giden Çelik'in siyah giymesi dikkat çekti.

Taner Yıldız ile Faruk Çelik'ten ortak basın açıklaması

"787 KİŞİDEN 769'U MADENDEN ÇIKARILDI"

Taner Yıldız'ın açıklamaları;

Daha yüzlerce işçi kardeşimizin içeride olduğunu söyleyenler var. 787 işçi kardeşimizle başladık kazanın olduğu saatte. 769 işçi kardeşimiz bir şekilde çıktılar. Geriye kaldı belki 17 belki 18 kişi. Bunun sebeplerini sizler biliyorsunuz, adli tıpla ilgili bir durum var.

485 işçi kardeşimiz bir şekilde çıktılar sağ olarak, bazıları eve gitti, bazıları hastaneye gitti. 284 işçi kardeşimiz de hayatlarını kaybetti. 284 işçi kardeşimizden 282'si ailelerine teslim edildi. Bugün de DNA desti sonucu bir işçimizi ailesine teslim ettik. 284 işçimizden birisi ailesine teslim edilmemiş olarak bu saati geçiriyoruz. Bu rakamların özellikle vurgulanmasını isterim. İçeride yüzlerce işçi bulunduğu haberini kati bir dille yalanlıyorum.

Üç işçimiz ağır olmamakla beraber kontrol altında tutulmak maksadıyla şu anda hastanede bulunmaktadır.

Şu anda ocağımızın tehlike ve risk teşkil etmeyen bölümlere, işçi kurtarma arama faaliyetlerinin olmadığı bölümlere savcımız ve bilirkişi girmiştir. 3 iş müfettişi, 4 bilirkişi, 2 savcı bulunmaktadır. Kontrollü olmak kaydıyla böyle bir işlem kazanın oluş tarihiyle beraber idari ve adli soruşturmanın başladığını söylemiştim.

Buraya otobüslerle bazı STK'lar gelmek istedi. Böyle bir hayat kurtarmayla alakalı faaliyetin bulunduğu bir yerde nümayiş yapan, geleneklerimize göreneklerimize yetişme tarzımıza da ters. Bir hayatını kaybetmiş işçimizin defnedilmeden bu kadar nümayişi yetişme tarzımıza aykırı buluyorum ve bunu ölüye yapılan bir saygısızlık olarak buluyorum.

Gerek kurtarma ekibi olarak gelen, bir şişe su vermek için gelen her biriyle alakalı içeride bulunan işçi kardeşlerimizin aileleri ve yakınlarıyla alakalı burada bulunuyorlar.

Bugün farklı yazılar da yazıldı. Suskunluğumuzun yanlış anlaşılmaması lazım. Hayatını kaybetmişlere bir saygı olarak tanımlanması lazım. Tek bir şeye odaklandık. İşçilerimizin oradan çıkarılmasını, mümkünse ümitlerimiz çok azaldı. Hayatlarını kaybetmiş bile olsalar çıkarmaktır.