Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

Mimar Sinan’ın “kuş kondurmayan” tekniği

Vakanüvis

Sadece Türkiye’de değil, şimdi sınırlarımız dışında kalan coğrafyalarda da onlarca esere imza atan büyük usta Mimar Sinan’ın, pek çok çalışmasında birbirinden ilginç “sırları” olduğu bir sır değil. Yüksek mimarî zekâsıyla bazen teknik zorlukları aşan Sinan, bazen de inşa ettiği eseriyle “mesaj” veriyordu. İstanbul Üsküdar’daki Şemsi Paşa Camii, büyük mimarın böylesi mesaj yüklü eserlerinden birisiydi.

Sokullu’nun yaptırdığı camiye laf söyleyince…

Şemsi Ahmet Paşa, Padişah III. Murad’ın saltanat döneminde, 1579-1580 yıllarında Sadrazamlık yapmıştı. İsfendiyaroğullarından Kızıl Ahmedzade Mirza Paşa’nın oğlu olan Şemsi Paşa’nın annesi II. Beyazid’in torunu Şahnisa Hanım’dı. Paşa Enderun’da eğitim almış; Mâbeyn’de Kapıcıbaşılık, Yeniçeri Ağalığı, Sipahiler Ağalığı, ve nihayet Sadrazamlık görevlerinde bulunmuştu.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nde Erhan Afyoncu’nun kaleme aldığı “Şemsi Ahmed Paşa” maddesinde anlatıldığına göre, imparatorluğun güçlü ismi Sokullu Mehmet Paşa ile yıldızı pek barışmayan Şemsi Ahmed Paşa arasında nadiren irtibat oluyor, olduğunda da karşılıklı iğnelemeler yaşanıyordu. Osmanlı tarihçisi Dursun Gürlek’in 11 Ekim 2020 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında aktardığı bir anekdotta, ikili arasında yaşanan bir diyalog yine böyle iğnelemeli olmuştu. Şemsi Paşa, Sokullu Mehmet Paşa’nın yaptırdığı camiye dair sırf olumsuz bir şey söylemiş olmak için, “Paşa bak, Sinan’a cami yaptırdın ama tepesine kuşlar pisliyor.” demişti.

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

Mimar Sinan’dan “kuş konmayan cami”

Bu konuşma mazide kalmış, bir süre sonra ise Şemsi Ahmed Paşa da bir cami yaptırmaya karar vermişti. Ancak Sokullu’ya söyledikleri aklına gelen Şemsi Ahmed Paşa, mukabil bir kinayeye muhatap olacağı endişesiyle kara kara düşünmeye başlamıştı.Gidip derdini Mimar Sinan’a anlatan Şemsi Paşa, büyük mimardan, “Gökyüzünü gören her şey kuşların hedefidir ama merak etme, ben sana kuş konmayan bir cami yapacağım.” cevabını almıştı.

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

Şemsi Ahmed Paşa, böylesine iddialı meydan okumayla yapılacak caminin nasıl inşa edilebileceğini düşünürken; Mimar Sinan, dediği gibi Üsküdar’da üzerine kuş konmayan bir cami inşa etmişti. Cami yeri için öncelikle kuşların yanaşamayacağı bir konum düşünen Mimar Sinan, bu amaçla Marmara denizi ile Boğaz’ın kesiştiği noktayı seçmişti. Üsküdar’daki bu yer, gerçekten de çok sert rüzgârlar alıyordu. Mimar Sinan ilk olarak buraya bir dalgakıran inşa etmişti. Dahi mimar, dalgakırana çarpan dalgaların kıyıyla sert bir tepkimeye gireceğini, böylece kuşların camiye yanaşmak istediklerinde ilk engelle karşılaşacaklarını düşünmüştü.

Mimar Sinan, bu tedbirle de yetinmemiş, caminin kubbesini yaparken başka teknik önlemler de almıştı. Buna göre, caminin kubbesindeki kanalları üste doğru eğimli yapmış, bu kanallara gelen rüzgâr da yukarı doğru üfleme yaparken ses çıkararak, kuşları ürkütüp camiden uzak tutan bir düzenek haline gelmişti.

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

Adı, bugün bile “Kuş Konmaz Camii”

Dursun Gürlek, caminin asırlardır “kuş konmamasıyla” ünlü olduğunu belirterek, halkın da camiyi “Kuş Konmaz Camii” olarak isimlendirdiğini anlatmıştı:

“Üsküdar’da kıyıda, Mimar Sinan tarafından yapılmış ‘Şemsi Ahmet Paşa Külliyesi’ (diğer adları ile Şems Camisi, Şemsi Paşa Camii, Kuş Konmaz Camii) bulunmaktadır. Girişte bulunan bir kitabede camiin 1580’de tamamlandığını bildirmektedir. Ne yazık ki, bu Mimar Sinan eseri, tek parti devrinde ahır haline getirildi. Hatta Vakıflar tarafından satılacağı bile söylendi. Şemsi Paşa Camii’nin asli hüviyetini kazanmasında İbrahim Hakkı Konyalı’nın büyük payı vardır. Merhum tarihçimiz, 7 Nisan 1938 tarihli Tan gazetesinde ‘Koca Sinan’ın Ahır Yapılan Son Eseri’ başlığıyla yayımladığı yazıda hem kamuoyunun, hem de yetkililerin dikkatini bu konuya çekti. Gerekli işlemler yapılıp restorasyona başlandı. 1942’nin Haziranında külliyenin onarımı tamamlandı.

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

Mimar Sinan bu camiye bilerek “Kuş Evi” yapmadı

Bu zarif mabedin bir adı da ‘Kuş Konmaz Camii’dir. Acaba hakikaten kuş konmuyor mu? Yıllardır gemilerle yanı başından geçtiğim, defalarca bizzat ziyaret ettiğim halde gerçekten de kubbesine, minaresine, hatta avlusuna kuş konduğunu görmedim. Kuş olsaydım herhalde ben de konmazdım. Çünkü Marmara ile Boğaz’ın kesiştiği bu noktada esen sert rüzgârlar, derin dalgalar camiyi ve çevresini çok etkiliyor. Rıhtımdan yükselen tuzlu deniz suyu her yükselişte bu olumsuz etkiyi daha da kuvvetlendiriyor. İşte bundan dolayı ‘Kuşkonmaz Camii’ne hakikaten kuşlar konmuyor. Sinan da bunu bildiği için ‘Kuşkonmaz Camii’ne kuş evi yapmadı.”

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın

İBB’nin projesi camiyi çatlatmıştı

Bu arada Kuş Konmaz Camii, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yol projesi nedeniyle geçtiğimiz yıl büyük bir tehlike atlatmıştı. İBB’nin projesiyle caminin yalı özelliği ortadan kaldırılarak, denizle arasına yol yapmak için kazık çakılmak istenmişti. Ön çalışmalar başlandığında ise Şemsi Paşa Camii’nin duvarlarında çatlamalar görülmüş, bu durum büyük tepki toplamıştı. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini eleştirerek, “Burayı genişletecekler, sonra da oturup çay içecekler herhalde. Buraya kazık çakılacaksa Mimar Sinan’ın zamanında âlâsı çakılırdı. Niye Mimar Sinan denizi doldurmamış da sen dolduruyorsun?” demişti. Tepkiler üzerine İBB yönetimi projeyi durdurmuştu.

Vakanüvis yazdı: Mimar Sinan’ın