Yerli ve milli bir kahraman geliyor: Tozkoparan
Özel İçerik

TRT 1 EKRANLARINA YENİ BİR TÜRK KAHRAMAN GELİYOR

TRT 1’de tüm çocukların ve onlarla birlikte ailelerin de severek izleyeceği, sıra dışı ve macera dolu bir hikaye ekrana geliyor; Tozkoparan! 11 Kasım pazar ilk bölümünü izleyeceğimiz dizide, gelmiş geçmiş en uzun menzilli oku atarak Osmanlı kayıtlarına giren Tozkoparan İskender de süprizler arasında.

Yerli ve milli bir kahraman geliyor: Tozkoparan

HEYECAN DOLU OKÇULUK MÜSABAKALARINA HAZIR OLUN!

Hayal dünyasında kendisini şahbaz okçu Tozkoparan olarak hayal eden karakter, rahatsızlığı ve annesinin korumacı tavırlarından dolayı bugüne kadar okçuluk yapamamıştı. Mete, taşındığı kasabada bu fırsatı yakalayacak ve büyük bir maceranın içine girecek. Yapımcılığını Veya i.m.p. yapım Elif Hamamcı’nın, yönetmenliğini Şevki Es’in üstlendiği Tozkoparan, gelişim çağındaki çocukların ve gençlerin, ruhsal ve bedensel gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor.

TOZKOPARAN 1. Fragman

TOZKOPARAN İSKENDER'İN HİKÂYESİ

Türk ordusuna en usta, en ünlü okçuları yetiştiren İstanbul Kemankeşler Ocağı'nda bir gün bir yarışma düzenlenmişti. Sabahın erken saatlerinde Ok Meydanı’na gelen seyirciler, heyecanla yarışmanın başlamasını bekliyorlardı. Ocağın en yaman atıcılarından 30 okçu yarışacaktı. Servi boylu, dev cüsseli, demir pazulu, çelik pençeli yiğitler ellerinde yaylarıyla meydanın ortasında sıralandılar. Yalnız içlerinde bir tanesi vardı; yaşça da boyca da çok ufak. Babası, ağası yaşındaki usta kemankeşlerle yarışacak olan bu küçük okçu, ocağın en genç eri İskender’di.

OKUN TOZLUĞU KOPARAK EN UZAK HEDEFE SAPLANDI

Ünlü ve yaman bir atıcı olan Yıldırım Baba yönetiyordu müsabakayı. Gözleri İskender’e takılmıştı. Ona baktıkça kendi gençliğini hatırlıyordu. Yıldırım Baba bunları düşünürken sıra İskender’e geldi. Küçük okçu, üç ayrı uzaklıkta yerleştirilen nişangahların en uzakta olanını seçmişti…İskender kuvvetli avuçlarıyla yayını kavradı, kirişi bağladı, oku tozluğa oturttu ve nişangâhı hizaladı. Küçük okçu, yayı öyle büyük bir güçle germişti ki, yayın tozluğu kopuverdi fakat ok uçtu ve en uzaktaki hedefe saplandı.

Yerli ve milli bir kahraman geliyor: Tozkoparan

“BU ASLAN YAVRUSUNUN ÜNÜ TOZKOPARAN OLSUN”

O anda Ok Meydanı'nda bulunan herkes şaşkındı. İskender’in gücüne, ustalığına hayran kalmışlardı. Yıldırım Baba ona doğru ilerledi, gözleri dolmuştu;”Bu tozkoparan çocuk hepinizden baskın çıktı, bundan sonra bu aslan yavrusunun ünü Tozkoparan olsun.”

TOZKOPARAN SEFERE KATILMAK İSTİYOR

Bu olayın ardından tam 2 yıl geçti ve 13 yaşına geldiğinde yaman bir güreşçi, kılıç, palada değme yiğitlere denk, okçulukta ise boy ölçülmez bir savaşçı olmuştu. Tam da o yıl padişah II. Beyazıt İnebahtı ve Mora’daki Venedik kaleleri üstüne karadan bir sefer düzenledi. 1499 yılı Mayıs’ında Venedik’lilere karşı savaşacak Türk donanmasının Kaptan paşasına seçilen okçuların arasında Tozkoparan İskender de vardı.

Yerli ve milli bir kahraman geliyor: TozkoparanKÜÇÜK BİR ÇOCUK GİBİ DEĞİL YİĞİT GİBİ...

Temmuz sonlarına doğru Mora sahillerine varabildiler. 28 Temmuz sabahı ise büyük deniz cengi başlamıştı artık. Kırk koruyucu okçu etrafını çevirip, yaylarını gerdiler. Paşaya atılacak oka, savrulacak gülleye karşı kendilerine siper ettiler.

Tozkoparan İskender, Paşa’nın sağında savaşmaya başladı. 2 Venedik teknesi, kalyona sokulmuş, Türk denizcilerini ok yağmuruna tutmuştu.

Yerli ve milli bir kahraman geliyor: Tozkoparan

"SANCAK GİDERSE ASKER BOZULUR"

Venedik donanmasının kumandanı, tekneyi yok edebilirse bütün Türk donanmasının çözüleceğini düşünüyordu. İçlerinden biri yere yattı, sancak direğine doğru sürünmeğe başladı. Tozkoparan İskender, sinsi sinsi ilerleyen Venedikliyi görmüştü. Fakat tam o sırada yanında savaşan kemankeş şehit düştü. Onun yerini alan İskender, yaklaşmaya çalışan 3 Venedikliyi okladı. Yerde sürünene bakabildiği zaman, iri yarı Venediklinin sancak direğine tırmandığını gördü. Birden Davut Paşa haykırdı; “Sancağa saldırdı kâfir.. Sancak giderse asker bozulur.”

SANCAĞI UĞRUNA ŞEHİT OLDU

Tozkoparan, yayını gerdi. O anda Venedikli sancağı kapıp denize atladı. İskender’in oku omuzuna saplanmıştı ama kendi kadırgasına doğru yüzüyordu. Tozkoparan İskender, elindeki yayı fırlatıp, belindeki palayı çekti kalyonun korkuluğuna fırlayıp kendini denize bıraktı.

Bekleyenlere yıl kadar uzun gelen saniyeler geçti.. Nihayet dalgaların arasında Tozkoparan İskender’in başı gözüktü… İskender, sarkıtılan halata tek eliyle tutunup kalyona tırmandı. Davut Paşa’nın önünde diz çöktü, kesik başı yere bıraktı. Sancağı hâlâ göğsünde tutuyordu. Bağışla Paşam dedi… Görevimi bırakıp gittim ama Paşa Gemisi sancaksız olamazdı, işte geri getirdim. Venediklinin başını kesmeden önce, göğsüne kama yemişti Tozkoparan, 13 yaşında sancağı uğruna şehit olmuştu…

OSMANLI OKÇUSUNUN OK ATMA REKORU HALA KIRILAMADI

Tozkoparan’ın bundan başka 10 ayrı rekorun daha sahip ve bu rekorların hiçbiri bu güne kadar kırılamadı. Öyle ki 846 metrelik mesafe, okçuluk alanında hala yanına bile yaklaşılamayan bir dünya rekoru. Günümüzde en iyi okçular bile en fazla 500 metreye kadar ok atabiliyorlar.