Roma Termini tren istasyonunda indim. Hemen istasyonun içerisinde bulunan emanet bavul kısmına eşyalarımı teslim edip, koştur koştur merkeze geldim. Navigasyona Trevi Çeşmesi'ni işaretleyin, güzergah kolayca götürüyor.
Roma desem aklına ne gelir? Heralde gladyatörler, Kolezyum, dondurma, pizza, Aşk şelalesi falan dersin. Bense sana "Roma'da alışveriş" derim, "ucuz butikler" derim, "sıra beklemek" derim, "seyyar satıcılardan kaç, Kolezyum çevresinde pizza yeme" derim.
Bu kaotik şehirden en büyük keyfi almak için, size İtalyanlar kadar rahat ve eğlenceli olmanızı öneririm. 5 saatte ne kadar gezilebilirse naçizane bir gezi rehberi hazırladım. Buyurun yürümeye başlayalım!
DAKİKA BİR GOL BİR: ALIŞVERİŞ YAPTIM
Roma'nın o meşhur barok mimarisiyle donatılmış binalarını süzerek yokuş aşağı yürürken sokak aralarındaki ikinci el mağazalar dikkatimi çekti. "Her şeyin 5 euro" olduğu bir dükkana girdim. İçeride dünyaca ünlü İtalyan markalarının ufak tefek hasarlı ürünleri vardı.
Satış danışmanı bu kaliteli malların beni 5 euro olduğuna olduğuna inandırması uzun zaman aldı. Ne var ne yok toplayıp götürecektim. Yola devam ederken bu tarz butiklerden çok sayıda olduğunu fark ettim. Yani diyeceğim o ki, Roma'ya gelirken alışveriş payını ayırın.
KAPALI RESTORAN KÜLTÜRÜ HOŞUMA GİTMEDİ
Merkeze doğru yürürken köşe pizzacıları, dondurmacıları göreceksin. Sakın ha her gördüğün pizzacıyı İtalyan sanma. Heralde dünyanın en kötü dilim pizzasını Roma'da yedim. Dışarıda oturma alanı olan o köşe başı Paris kafelerinin tadı yok burada. Restoran kültürü var ve hep içeri çalışıyorlar. Dışarıya iki sandalye masa atıyor, hesabı kitliyorlar. Kolezyum çevresindeki şık restoranlara kanma, çok fahiş fiyatları var.
Sosyal medyadaki restoran önerilerini dikkate al. Dışarda bakman için mönüler var, risk almak istemiyorsan margarita pizza veya carbonara makarna yemeni öneririm.
İKONLARIN HEPSİ ZİYARET EDEMEDİM
Büyüleyici kalıntıların, hayranlık uyandıran sanatın ve canlı sokak hayatının çarpıcı bir karışımı olan İtalya'nın sıcak kanlı başkenti, kuşkusuz dünyanın en romantik ve karizmatik şehirlerinden biri.
Kolezyum, Roma Forumu ve Pantheon, Vatikan gibi antik ikonlar kentin gelir kaynağı desek yeridir. Turist gelmiyor adeta yağıyor!
Paha biçilemez hazinelerle dolu bir şehir. Eski heykeller birinci sınıf müzeler süslüyor; Bizans mozaikleri ve Rönesans freskleri sanat zengini kiliselerde göz kamaştırıyor.
SOKAK SOKAK GEZ, PİZZA YE, FOTOĞRAF ÇEK
Arnavut kaldırımlı caddelerde dolaşmak, cadde kenarındaki kafelerde saatlerce vakit geçirmek, pizza yemek hepsi birer Roma deneyimi.
Eski Romalılar buraya “Ebedi Şehir ” derlermiş; çünkü dünyanın geri kalanında ne olursa olsun, Roma'nın her zaman ayakta kalacağına inanıyorlarmış. Böyle bir efsaneyi dinlerken ben de keyifli bir restoranda lazanya yiyordum :)
TURİST YIĞININDAN TREVİ ÇEŞMESİ'Nİ GÖREMEDİM
Dünyanın yıllık bazda en çok turist çeken şehrinden bahsediyoruz. Hong Kong'un nüfusunda böyle bir sıra beklemek görmedim. Turistik mekanlarda adım atacak yer yok. Travi Çeşmesi'ni insan kalabalığından göremedim. Önüne etten duvar örmüşler adeta.
Kolezyum'a giriş sırasını sormayın bile. İçeriye girdim fakat 20 euroma değdi mi dersiniz, tartışılır. Etkileyici olan kısım müzede sergilenen antik parçaların hikayeleri. İngilizcen yoksa o da bir işine yaramayacak.
VATİKAN'A GİTMEYE VAKTİM YOKTU AMA SEN GİT
Bu şehir tarih boyunca Batı medeniyetinin en önemli merkezi olmuş. Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Roma İmparatorluğu bu kentten çok geniş bir coğrafyayı kontrol etmiş daha sonrasında da; Vatikan, dünyadaki Katolikleri uzunca bir süre buradan yönetmiş. Devlet binaları şehrin içine başarılı bir şekilde izole edilmiş.
ROMA'DA KÜÇÜK BİR GÜZERGAH ÇİZDİM
Klişe diyeceksin ama eğer senin de vaktin azsa, şehrin sembolü olan Kolezyum’u gezerek işe başla. Yolda yürürken mimariyi fotoğrafla, butik kafelerin birinde kahve iç, sokak sanatçılarına eşlik edip alkış tut. Romantizm havasını her yerde soluyacaksın.
Roma’nın bir tepeden görünüşünü merak ediyorsan, Trastevere’den Piazzale Giuseppe Garibaldi’ye doğru yürü. Gün batımını izlemek için güzel bir nokta. Akşamları kalabalık oluyor, yazın yürünecek yer olmuyor.
Ara sokaklara girip çıkarak Campo de Fiori’ye ulaş. Bu meydanı gördükten sonra rotanı Piazza Novona’ya doğru çevirebilirsin. Aslına bakarsan ben biraz gelişigüzel gezdim. Önüme çıkan devasa binaları araştırdım, tarihi hakkında bilgi edindim.
Birkaç sokak ileride Roma İmparatorluğu'ndan kalan en iyi korunmuş yapı olan Pantheon’u da görebilirsin. Burası da şehrin ikonlarından biri. Kalabalığından anlaşılıyordur zaten.
Pantheon’un ardından büyük binaların arasından Fontana di Trevi’ye doğru ilerle. Fontana di Trevi, yani Aşk Çeşmesi tüm kalabalıklığı ve içindeki bozuk paralarla Roma’nın önemli simgelerinden. Trevi efsanelere konu olan bir çeşme. Hemen yanında renkli merdivenler var. Burada da fotoğraf çekilebilirsin.
Ve son olarak, Roma’ya gelmişken en azından yarım gününü Vatikan’ı gezmek için mutlaka ayır. İlk olarak Piazza San Pietro’yu ve Basilica San Pietro’yu ziyeret edebilirsin. Kendi rotanı daha geniş bir zamanla planlayabilirsin. Benim 5 saatlik Roma maceramın sonuna geldik.
İtalya'da şehirlerarası tren seferleri hakkında ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki linke tıkla!
Çav bella!
İtalya'yı trenle gezecekler için ayrıntılı rehber
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış