Türkeş 27 Mayıs'ta ABD elçiliğini tankla basmıştı
ensonhaber.com

27 Mayıs darbesinin üzerinden tam 55 yıl geçti. Başbakan Adnan Menderes'in idamı hala hafızalarda yerini korurken, 27 Mayıs üzerine yapılan tartışmalar da günümüze kadar geldi.

Son olarak Başbakan Davutoğlu Menederes'i anarken, "MHP ve CHP bu darbede ne yapıyordu, ona bakmak lazım" demişti. Ardından başta Bahçeli olmak üzere MHP'liler Davutoğlu'na tepki göstererek "MHP o tarihte yoktu" dedi.

TÜRKEŞ'İN 27 MAYIS'TA KRİTİK BİR ROLÜ VARDI

Ancak MHP'nin "başbuğ" olarak tanımladığı Alparslan Türkeş'in 27 Mayıs darbesini gerçekleştiren askeri ekibin içinde olduğu da bilinen bir gerçek. Alparslan Türkeş, darbe sürecinde kritik bir role sahipti.

37 KİŞİLİK KADRODA YER ALDI

27 Mayıs 1960'dan kısa süre önce Elazığ'daki birliğinden Ankara'ya atandı ve Albay Talat Aydemir'in önerisiyle Milli Birlik Komitesi'ne (MBK) alınan Türkeş, darbeyi planlayıp yürütecek olan 37 kişilik MBK içinde yer aldı.

Türkeş'in de içinde bulunduğu "14'ler" olarak adlandırılan grup, ülkenin köklü yapısal sorunları çözülmeden kısa süre içinde yapılacak seçimlerle iktidarın sivillere bırakılmasını reddediyordu.

HİNDİSTAN'A SÜRGÜN

MBK üyesi Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla, 14’ler grubu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden de emekli edilerek çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne gönderildiler. Alparslan Türkeş de bu operasyon sonucu Yeni Delhi Büyükelçilik Müşaviri olarak Hindistan'a gönderilmişti.

AMERİKALI GENERALİN TÜRKEŞ NOTU

Ancak darbe sürecinde yaşanan bir ayrıntı tarihte özel bir rol oynuyor. Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’nde askeri ataşe olarak görev yapmış Fred Haynes'in, darbe sürecinde Alparslan Türkeş’le ilgili aktardığı anektod oldukça ilginç... Fred Haynes, bu girizgahın devamında Türk tarihi açısından önemli bir dönüm noktasındaki rolünü de aktarmaktan çekinmemişti:

TANKLA ABD ELÇİLİĞİNİN KAPISINA DAYANDI

‘Neyse... İhtilal oldu... Biz, bütün personelimiz ve ailelerimizle büyükelçilik binasındaydık. Ön güvenlikte görevli deniz piyadeleri, bir Türk tankının elçilik dış kapısına dayandığını ve üzerindeki albayın bizden biriyle mutlaka görüşmek istediğini bildirdiler. Askeri ataşe olarak görüşmekle ben görevlendirildim. Gittim. Gerçekten de büyükelçiliğin Atatürk Bulvarı’na bakan tarafındaki kapısına dayanan bir Türk tankının namlusu, bahçemize kadar girmişti ve üstünde son derece sert görünümlü bir Türk albayı bulunuyordu. Kapıya yanaşınca albaya selam verip kendimi tanıttı, o da tanktan aşağıya atlayıp kendini tanıttı: Albay Türkeş!..

50 MİLYON DOLAR TRANSFER EDİLDİ

Ne istediğini sorduğumda son derece düzgün bir ifadeyle, yıkılan hükümetin devletin kasasında bir tek dolar bile bırakmadığını, acil para bulunmazsa devletin işini yapamayıp, memur maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma geleceğini ve ihtilalin parasızlık nedeniyle daha başlamadan biteceğini söyledi. İsteği; benim kendisiyle başbakanlığa gitmem, oradaki kriptolu teleksten Washington ile temas kurarak ihtilalin acil ihtiyacı olan 50 milyon dolarlık transferin gerçekleşmesini sağlamamdı.

TÜRKEŞ ÇOCUKLAR GİBİ SEVİNMİŞTİ

Büyükelçi izin verdi, Türkeş’le birlikte başbakanlığa geçtik, ben teleksi ilettim, sonra Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı’ndakilerin saat farkı nedeniyle uyanıp işlerinin başına gelmelerini beklemeye başladık. Saatler sürdü bu ve çok sıkıntılı bir bekleyişten sonra teleksten, istenilen paranın Türkiye’ye transferin yapılacağı bildirildi. Albay Alpaslan Türkeş çocuklar gibi sevinmişti... O günden sonra Türkeş’le ne zaman karşılaşsam, 27 Mayıs’ta olduğu gibi selamlaşırım...’