Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk
Özel İçerik

Yakup Almelek, ülkemiz için özel isimlerden biri. Tiyatro oyunu, roman, öykü türünde pek çok eser verdi. Oyunları yurt dışında da dahil olmak üzere pek çok kez basıldı ve sahnelendi. Yazmak, Almelek’in en büyük tutkusu. Kendisi ile, gelecekteki projeleri, hayalleri, bugüne dek yaptıkları üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Kendimi çok şanslı hissediyorum. İşte o röportaj…

Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk

O GÜN TİYATROYA CAN EVİMDEN VURULMUŞTUM

- Yakup Almelek, geçirdiği sanat yaşamının üzerine kendisini nasıl anlatır. Kendi gözünden Yakup Almelek kimdir?

Kendi gözünde Yakup Almelek basit ve sade bir insandır. Okumayı çok seven, yazmayı çok seven, tiyatroyu çok seven, müzik dinlemeyi çok seven yalın bir kişidir. Gösterişten hiç hoşlanmaz, süsü püsü hiç istemez, kendi halindedir. Yarım asırdır evlidir, iki çocuğu vardır. Mutluluğu kendi içinde arar ve bulmaya çalışır.

- Sizi sanatla buluşturan ilk anınız neydi?

Annem ve babam evde devamlı okurlardı. Ankara’da, devlet ve özel bütün tiyatrolara giderdik. Babam, o günlerin en tanınmış kitapevlerinden biri olan Akba Kitabevi'nde kesintisiz 25 yıl çalıştı. Çok küçüktüm, babamın çalıştığı kitabevine gider kitaplarla oynardım. Sanıyorum 17 yaşımda idim. Amerikalı yazar John Stainbeck’in yazdığı ‘’Fareler ve İnsanlar‘’ adlı oyununu gördüm. O gün tiyatroya can evimden vurulmuştum.

- Peki yazmaya ne zaman başladınız? Ne zaman ben kitap yazmalıyım dediniz?

Rahmetli babam Cumhuriyet gazetesi okuru idi. Yalnız Cumhuriyet okurdu. Baba diye sorardım. Niye yalnız Cumhuriyet? “Oğlum” diye yanıtlardı, “Çünkü onlar hep gerçekleri yazarlar.” “Peki” derdim “Sen Dünya’da Falih Rıfkı Atay’ı, Bedii Faik’i oku. Vatan’da Ahmet Emin Yalman’ı oku. Onlar da doğrucu yazarlardır. Onlara da arada sırada göz gezdiriyorum.” yanıtını alırdım. 1962-1963 yılı için Cumhuriyet gazetesinde Yunus Nadi yazı yarışmasında konu Liberalizm mi Sosyalizm mi tartışması vardı. Hiç, ama hiç ümidim yoktu; ama cesaret edip ben de bir yazı yazdım. Başlığı ‘’Karma Ekonomi’’ idi. 7 Ocak 1963 günü çıkan yazımı Cumhuriyet’te görünce sevinçten havalara uçtum.  Ve o gün yazar olmak için mücadele etmeğe karar verdim.

Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk

- Ne güzel… Peki sonra?

İleriki günlerde 7 yazım daha aynı gazetede çıktı. Daha sonraki yıllarda Şalom gazetesine haftalık köşe yazıları kaleme aldım  ve bu 14 sene devam etti. İşim için gittiğim Viyana’da oyunlar yazdım. Sonra bunlar New-York’ta Broadway’de sahnelendi…

- Yazma rutininiz var mı?

Yok. Bir şey çok sevilince rutin de benimsenmiyor. Son yıllarda gece saat 12.00’den erken yatmıyorum. İşimin ve vakit geçirmenin dışında hep yazıyorum. Galiba bu yüzden olacak 18 kitabım var.

Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk

BU O KADAR GÜZEL Kİ, ANLATACAK KELİME BULMAK ZOR…

- Tiyatro oyunu, roman, öykü pek çok türde eser verdiniz. Bu türlere hayat verirken nasıl birisiniz? Roman yazarken başka, oyun yazarken başka mısınız örneğin?

Hayır, sanırım hep aynıyım; ancak yazdıklarımda yazdığım karakterlerin kıyafetlerine bürünüyorum. Onlarla bütünleşmeğe çalışıyorum. Önce onları anlamağa, sonra da dilim döndüğünce anlatmağa çalışıyorum.

- Oyunlarınız yurt dışında da hem basılıyor, hem sahneleniyor. Oda komşum Richard Wagner de şimdi sahnede. Yazdığınız bir şeyi sahnede izlemek nasıl bir duygu?

Bence duyguların en ulvi olanlarından biri. Yazdığınız şey statik. Halbuki izlediğiniz dinamik. Yazdığınız  cansız, gördüğünüz canlı,  Bu o kadar güzel ki, anlatacak kelime bulmak zor…

- İlk izlediğinizde ne hissetmiştiniz? Bu zamana kadar ne değişti?

Hiçbir şey fazla değişmedi. Aynı heyecan, aynı şevk, aynı arzu arta arta devam ediyor ve emin olun bu kişide yaşama devam etme arzusunu kamçılamakta…

- Bu arada bir de tiyatro kurdunuz. Onu da konuşalım yeri gelmişken…

Tiyatroyu her zaman çok sevdim, bu böyle; ancak ben iş insanlığından gelmeyim. Büyük düşünür ve tiyatro insanı Muhsin Ertuğrul ve dahi oyuncu Cüneyt Gökçer, yaşadıkları için isimlerini saymayacağım pek çok tiyatro insanına hala hayranım ve onlara karşı hislerimde bir değişiklik yok; ancak benim bir tiyatro açma cesaretim hiç olmamıştı. Yağmur Ürker’e rast gelinceye dek. Ondan aldığım cesaret ve şevkle işe başladık ve bugüne kadar geldik.

Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk

ÇOCUKLUĞUMDAN BAŞLAYARAK BUGÜNE DEK YAŞAMIMI KALEME ALMAK BUGÜNE KADARKİ HAYALLERİMDEN BİRİ

- En son bir roman yazdınız; Belleğimin Şövalesi Ömrüm. Biraz romanınızdan konuşalım mı?

Büyük bir memnuniyetle… Bu kitabım hayatımdan kesitler ihtiva ediyor. Büyük bir keyifle yazdım. Yazdıkça o günleri tekrar yaşadım. Yaşadıkça keyiflendim. Bir insan için bundan daha mutlu ne olabilir ki…

- Belleğimin Şövalesi Ömrüm ’’fikir ve deneyimlerin‘’ biyografisi olarak niteleniyor. Bu konuda ne dersiniz?

İnsanı oluşturan ve bir yere getiren fikir ve deneyimleridir.  Onlarsız her birimiz birer hiç değil miyiz?

- Şimdi neler yapıyorsunuz? Yeni projeler neler?

Her ay bir öykü yazıyorum. Bunu düşünmek ve planlamak çok güzel. Ayrıca çocukluğumdan başlayarak bugüne dek yaşamımı kaleme almak bugüne kadarki hayallerimden biri… Yeni projeler, tiyatroyu geliştirmek, ülkemizde bir şeyler yapabilmek. Tiyatroyu hudutlarımızın ötesine taşımak. Bunun bir ekip meselesi olduğunu çok iyi biliyorum. Arkadaşlar birlikte çok çalışacak ve temenni ediyoruz ki özveri ile ümit ile hep beraber hedefimize ulaşacağız…

: Teşekkür ederim.

Yakup Almelek: Teşekkür ederim.

Yakup Almelek ile yazarlığı ve kitapları üzerine konuştuk

Belleğimin Şövalesi Ömrüm

Yakup Almelek

Librum Kitap

S.: 192

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

*

Instagram: biyografivekitap