Yeni çıkanlar - 24 Şubat 2020

Yeni çıkanlar raflardaki yerini aldı. Bu hafta da ilginizi çekecek kitapları sizler için listeledik.

EKSİK DÜNYA BALTI

Lataşiba adlı romanıyla çok sevilen İrem Uşar, bu kez okurlarını yeraltında saklı fantastik bir dünyaya davet ediyor. Yerüstündeki bitmeyen bir savaş yüzünden yüzlerce yıldır yeraltına sığınanların yaşam mücadelesi, insanın doğayla eşsiz uyumunu yüceltiyor. Roman, gerçekle bilinçaltı arasında gidip gelen katmanlı kurgusuyla, insan zihninde şiddete karşı koyabilen gizemli güçleri şiirsel bir dille canlandırıyor. Umut, özgürlük, cesaret, bellek ve gerçeklik gibi kavramları usta işi bir kurguyla harmanlayan yazar, zengin metaforları ve incelikli göndermeleriyle görkemli bir anlatı sunuyor...

Eksik Dünya Baltı

İrem Uşar

Günışığı Kitaplığı

S.: 184

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

GÖKTEN ÜÇ HİKÂYE DÜŞTÜ

Darıca’da Yaşayan Ali Umut Seçkin , Doğuştan Serabral Palsi (Beyin Felci) hastasıdır. Konuşamıyor, yürüyemiyor. Yemek dahil tüm günlük yaşam ihtiyaçlarını bir yardımcı olmadan yapamıyor. Hiç okula gidemedi ama bu onu yıldırmadı ve bireysel rehabilitasyon hocası desteği ile, azim ve inançla okuma yazmayı öğrendi. Kitabını 13 yaşında kaleme almaya başladı. Ali bugün 15 yaşında bir delikanlı. Yazmış olduğu bu kitabı kullanabildiği tek parmağı ile tablet üzerinde yazmıştır. Kitabı onun sabrı, azmi ve başarısı sonucunda ortaya çıkmıştır.

Gökten Üç Hikâye Düştü

Ali Umut Seçkin

Goya Kitap

S.: 144

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

HAKİKAT İNCİNMESİN

“Hakikat İncinmesin” dört kadının iç içe geçen hayatlarını; ölüm, mahremiyet, masumiyet, hatıralar, yaşlılık ve gençlik üzerinden başlatılan bir sorgulamaya dönüştürüyor. Fatma Barbarosoğlu bu romanında okuyucusunu yakın tarihin değil, yakan tarihin bellek duraklarında ağırlıyor.

Hakikat İncinmesin

Fatma Barbarosoğlu

Profil Kitap

S.: 208

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

BİR FIRTINA TUTTU BİZİ

Dağ, dağ üzerine konur mu? Bu ne yüce bir hayaldir. Peki, dağ üstüne dağ konulsa dağ olur mu? Olmaz diyor türküde. Bildiğimiz dağ anlamında bir dağın dağ üzerine konulması mümkün mü? Sözün asıl sahibi imkânsız bir şeyden mi bahsediyor yoksa nasıl bir yük taşıdığından, taşıdığı o yükün aklî anlamda yük sayılmayacağından, bir gönül yükü olduğundan mı? Bir de yanık yarası anlamında dağ var. Koymak fiilini kullandığına göre bu uzak anlam ama yine şöyle düşünülebilir: Bu gönül yarasını/yanığını/ dağını başka bir dağ kapatmaz. Kapatmadığı gibi aslî yarayı da çekilmez yapar. Lirik/aşkî şiirin emsalsiz mısralarından biri “Dağ üstüne dağı koysam dağ olmaz”…

Bir Fırtına Tuttu Bizi

Mehmet Aycı

Hece Yay.

S.: 88

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

KEDİNAME

Ben kim miyim? Lokum Yardım.

Bu kitabın hazırlanmasındaki en büyük belki de tek ilham kaynağıyım.

Yıllar önce sahibim Mehmet Nuri Yardım, bana vermiş olduğu sözü tutup bu satırları kaleme aldı. Bu kitap sayesinde biz kedileri biraz daha yakından tanıyacak, kimseye anlatamadığımız hatıralarımızı okuyacaksınız.
Kim bilir belki de sahibimin hayali gerçekleşecek, kedisiz ev kalmayacaktır.

Kediname

Mehmet Nuri Yardım

Akıl Fikir Yay.

S.: 224

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

KARAOVA

Çağlar Çetok'un tarihin unutulmaz iki efesinin gerçek hayat hikâyelerinden kurgulayarak kaleme aldığı Karaova hem bir dönemin siyasi ve toplumsal panoramasını gözler önüne seriyor hem de derinlikli psikolojik tahlilleriyle iki efenin mücadelesi üzerinden iyilikle kötülük meselesini tarafsızca sorguluyor.

Karaova

Çağlar Çetok

Destek Yay.

S.: 240

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

KÜL SESLERİ

Elinizdeki kitap, Akın Olgun’un ikinci öykü denemesidir. Duyduğu, tanık olduğu, etkilendiği gerçek yaşam kesitlerini yeniden kurgulayarak öyküleştirmiştir.

Öykülerinin hiçbiri için mekân, zaman ve yer belirtmemeye özen göstermiştir...

Kül Sesleri

Akın Olgun

Tekin Yay.

S.: 168

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

GÖKTEN KUŞ YAĞDI

Romanımız; büyük kayıplar, yaşama heyecan katan bir ölüm anlaşması, ormanın güçlü çağrısı ve hayata değer veren bir aş hikâyesi. Hikâyemiz alışılmadık bir hikâye. Ancak görgü tanıkları olduğundan, inanmamız icap ediyor. Hikâyenin yaşandığı, eşi benzeri bulunmayan varlıklara ev sahipliği yapan bu sıra dışı yerleri de göz ardı etmeyelim. Özgürlük sevdalısı üç yaşlı adamın, ormanda kaybolmayı seçmesiyle açılıyor romanımız. Özgürlük nasıl yaşayacağını seçmektir. Ve tabii ki nasıl öleceğini de. Tom ve Charlie'nin misafirlerine söyleyecekleri şey buydu. İkisinin yaşı toplamda neredeyse iki yüz yıl ediyordu. Üçüncü ise artık konuşmuyordu. Yeni ölmüştü. “Öldü ve gömüldü.” Diyecekti Charlie, adının ve kaderinin tutarsızlığı hikâye boyunca sizlere musallat olacak şu Boychuck, Ted veya Ed ya da Edward'a giden yolun uzunluğundan dolayı ona inanmak istamayan misafirine. Peki aşk? Biraz beklemeniz gerek. Aşk için de vakit ve romanımızda yeteri kadar sayfa var.

Gökten Kuş Yağdı

Jocelyne Saucier

Çev.: Özge Pekdemir

Yeni İnsan Yay.

S.: 136

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

ŞEHİRDEKİ KÜÇÜK

Büyük şehirde yaşayan küçük bir çocuksanız insanlar sizi görmez, sesler sizi korkutabilir ve ne yapacağınızı bilmek bazen zordur.

2018 Kate Greenaway Medal ödüllü çizer Sydney Smith, kayıp kedisini arayan bir çocuğun bakış açısından şehrin karmaşasını anlatıp sığınakları tarif ediyor.

Şehirdeki Küçük

Sydney Smith

Çev.: Gonca Özmen

Kırmızı Kedi Yay.

S.: 40

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

HAFIZA SANATI

Yates’in, hafıza sanatının Antik Yunan, Ortaçağ ve Rönesans boyunca geçirdiği dönüşümü inceleyen bu klasikleşmiş kitabının estetik, psikoloji, tarih felsefesi, bilimler ve edebiyat alanlarına paha biçilmez katkıları oldu. Bu kitap karşısında akla şu soru gelebilir: Bir akademisyen, bir yazar nasıl bu kadar derin sulara dalabilir? Yates, bu tarihsel anlatıya hayat veren tutkusunu vaktiyle şöyle dile getirmiş: “Rönesans’ın büyüye dayalı veya batıni hafıza sistemleri benim için büyük bir soru işaretiydi. Sonunda, ardındaki itkinin Rönesans Hermetizm geleneği olduğunun farkına vardım... geçmişin bu geleneklerini ne kadar anlaşılır hale getirmeye çalışsam da, onlarla aramda her zaman asla ele geçiremediğim bir mesafe kalıyordu. Ama peşi sıra gitmeye devam ettim.”

Hafıza Sanatı

Francez A. Yates

Çev.: Ayşe Deniz Temiz

Metis Yay.

S.: 432

Kitabı satın almak için tıklayınız: kitapyurdu

*

Instagram: biyografivekitap