Hollanda’nın köle ticareti

Her gün medyada boy boy insan hakları ve sivil demokrasiden bahseden ülkelerin insanlık dışı utanç tarihi unutulmasın. Nice Avrupa ülkeleri, tarih boyunca yaptıkları soykırım ve katliamlarla adını kara listeye yazdırdı. Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan daha saymakla bitiremeyeceğimiz birçok ülkeyi sömürgesi altına alan Hollanda’nın da soykırım listesi baya bir kabarık. Bunlardan en insanlık dışı olanı, kuşkusuz Afrikalı kölelere yaptığı zulümlerdi. HOLLANDA’NIN İNSANLIK UTANCI Dünya üzerindeki birçok bölgede sömürgesi olan Hollanda, Afrika kıtasının birçok ülkesini yıllarca kendi çıkarları için kullandı. İliğinden kemiğine kadar sömürdüğü doğal kaynaklarla sınırlı kalmayan ülke, bu topraklarda yaşayan binlerce Afrikalıyı da insanlık dışı oyunlarına alet etti; katletti, işkence etti, kaçırdı, sattı. BİNLERCE AFRİKALIYI KÖLE OLARAK KULLANDI 17. yüzyıldan itibaren Afrika kıtasının birçok yerinde sömürge oluşturmaya başlayan Hollanda; Fildişi Sahili, Gana, Güney Afrika, Angola, Namibya ve Senegal'de birçok koloni kurdu. Ülke 15. ve 17. yüzyıllar arasında sömürgecilik namına ‘altın çağını’ yaşadı. Bu zamanlar kaçırdığı binlerce Afrikalı içinse en büyük azap günleriydi. KHOIKHOI KATLİAMI Hollandalılar adeta pirana gibi Afrika’ya doluşmuş, sayılarını on binlere taşımıştı. Kıta, tam anlamıyla Hollanda esaretinin altında çaresiz kalan Afrikalı kölelerle doluydu. İsyan edip kabullenmeyen insanlara yaptığı katliamlarla onları köleleştiriyordu. Bu yaptırımların en acımasız olanı kuşkusuz Khoıkhoı katliamı. Hollanda, 1659, 1673 ve 1674-1677 yılları arasında Khoikhoi kabilesini köleleştirmek için büyük katliamlar yaptı. Afrikalı halkın ev ve arazilerine el koyan ülke, burada yaşayan ne kadar insan varsa katletti. KÖLE LİMANI İŞLETİYORDU Hollanda, Gana'da 1642 yılında inşa ettikleri Elmine Kalesi ile de Gana'dan Amerika ve Avrupa kıtalarına binlerce Afrikalıyı köle olarak kaçırdı. Namibya sahillerine 1793 yılında gelen sömürgeci Hollandalılar, ülkenin en gözde limanı olan Walvis Bay Limanı'nı ele geçirdi ve burada yaşayanları katletti. Walvis Bay Limanı artık köle limanı olmuştu. İSYAN EDENLERİ ‘KURBANLIK HAYVAN’ GİBİ BAĞLIYORLARDI ‘Mecburi kölelik’ dediğimiz işkence yöntemleri Afrika’nın her karışında yayıldı. Köle ticareti yapan gemilerdeki kaptan ve sömürgecilerin en korktukları şey, kölelerin isyan etmeleriydi. Bu yüzden ‘insanlık dışı’ uygulamalarını da eksik etmeyerek; köleler götürülecekleri yere, el ve ayaklarından birbirlerine bağlanarak sevk ediliyordu. ‘İNSAN’ TİCARETİYLE GÜCÜNE GÜÇ KATTI 18. yüzyıla gelindiğinde, Hollandalılar artık Atlantik İmparatorluğu’na dayanan bir güç olmaktan çıkarak, tüm dünya ile ilgilenen bir ticari güce dönüştü. Yine de, köle, altın ve fildişi ticaretine devam etmekten de geri kalmadı. Koloniyi kurduğu ülkenin etinden sütünden geçtim, insan canından para kazanıyor, servetine servet katıyordu. İNSANLIK SUÇUNU DEVRETTİLER 18’inci yüzyılın ilk yarısında Köle Sahili’nde de ticaret noktaları oluşturan Hollandalılar, İngiliz ve Fransızlara karşı güç kaybederek sömürgelerini bu ülkelere devretmek zorunda kaldı. KATLİAM LİSTESİ 1740'da Hollandalı koloni askerleri, bugün Jakarta'da bulunan Batavia sahil kentinde 10-12 gün içinde 10 binden fazla yerli Çinliyi katletti. 9 Aralık 1947'de Hollanda sömürge birlikleri bugün Endonezya’nın Java adasında bulunan Rawagede köyünde silahsız 430'dan fazla kişiyi katletti. Sırp ordusu 6 Temmuz'da Srebrenitsa'ya girmesiyle iki gün içinde katliam başladı. 5 gün içinde 8 binden fazla Bosnalı Müslüman soykırıma uğradı. Kızıldereli Katliamı; 5-6 yaşındaki çocuklar ise annelerinin kucaklarından alınarak parçalandı. Bazıları alevlere, bazıları nehirlere atıldı.

Hollanda’nın köle ticareti

Batı Afrika’dan başlayarak birçok ülkenin doğal kaynaklarını sömüren Hollanda, esir aldığı binlerce insanı katlederken, sağ bıraktıklarını da köle olarak kullanıyordu.