ABD'nin en prestijli ödülü Tuncelili Hamdi Ulukaya'ya

ABD'nin en prestijli ödülü Tuncelili Hamdi Ulukaya'ya

Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firmalarından Ernst & Young 'ın düzenlediği Yılın Girişimcisi 2012 yarışmasının Amerika Birleşik Devletleri birincisi 'Chobani Yoghurt' un kurucusu Hamdi Ulukaya oldu. Ernst & Young Yılın Girişimcisi Yarışması, ABD'de bu alandaki en prestijli ödül olarak biliniyor.

YOĞURDUN STEVE JOBS'I

Forbes Dergisi'nin Yoğurd'un Steve Jobs'ı olarak tanımladığı Ulukaya, ABD'nin en prestijli girişimcilik ödülünü, Kaliforniya'da düzenlenen Ernst & Young Strategic Growth Forum'da aldı. 244 bağımsız jürinin oyları sonucu bu ödülü almaya hak kazanan Ulukaya, bu çok özel gecede yüzlerce izleyicinin heyecanla izlediği ve kimi zaman alkışlarıyla böldüğü bir konuşma yaptı.

"HİKAYEMİ ANNEME BORÇLUYUM"

Türkiye'nin doğusunda bin kişinin yaşadığı küçük bir köyde doğduğunu ve bu köyden çıkabilmenin tek yolunun eğitim olduğunu dile getiren Ulukaya, "11 yaşında yatılı okula gittim. Şimdi ise New York'ta yaşıyorum. Hikayemi anneme borçluyum. Bizim için çok büyük fedakarlık yaptı" dedi.

"BİR İLAN GÖRDÜM, HAYATIM DEĞİŞTİ"

Yolda gördüğü bir ilanın yaşamını değiştirdiğini kaydeden Ulukaya, "İlan, tam teçhizatlı 95 yıllık bir yoğurt fabrikasının satılık olduğuna ilişkindi. Fabrikada çalışan 55 kişi, kapatılacak olmasına rağmen ellerinden gelenin en iyisini ortaya koyuyorlardı. Burayı satın almaya karar verdim. Ancak param yoktu. Küçük ölçekli işletmelere yönelik bir krediye başvurdum. Bu 55 kişiden beşini istihdam etmeye karar verdim. Sonraki iki yılı yoğurt üretmekle geçirdim. İlk yönetim kurulu toplantımızda duvarları boyadık. Çünkü duvarlar son 25 yıldır boya yüzü görmemişti" diye konuştu.

BİR MİLYAR DOLAR CİROYA ULAŞIYOR

Aynı fabrikanın, şu anda haftada iki milyon kasa yoğurt ürettiğini ve iki bin kişiye istihdam sağladığını dile getiren Ulukaya, sektöründe bir numara olan Chobani'nin bir milyar dolar ciroya ulaşmak üzere olduğunu da sözlerine ekledi. Tunceli'de doğan Hamdi Ulukaya, ailesinin koyun çiftliği ve peynir üretim tesisinde çalışarak büyüdü. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Aldephi Üniversitesi'nde İngilizce eğitimi almak üzere ABD'ye gitti. Daha sonra New York State University'de işletme dalında yüksek lisans (MBA) yaptı. Ulukaya, bu sırada ABD'de süt ürünleri alanındaki boşluğu gördü. Girişimci vizyonu ile ilk şirketini toptan beyaz peynir satışı üzerine 2001 yılında New York Jonstown'da kurdu. 2005 yılında ise o tarihe kadar fazla dokunulmadığını gördüğü yoğurt segmentinde fırsat yakaladı. Kraft'a ait eski bir fabrikayı satın alan Ulukaya, kendi damak tadının izinden günlerce süren yorucu uğraşı sonucunda Amerikan tüketicisinin beğenisine uyabilecek formülü yakaladı. 2007 yılında ABD'deki tüketicilerin dilinde artık bir Türkçe isim vardı: Ulukaya'nın yoğurtları, Chobani markasıyla tüketiciler arasında tanınmaya başlamıştı.

SOSYAL MEDYADA BÜYÜDÜ

Ulukaya, dört yıldan kısa bir süre içinde Chobani markasını hayallerin ötesine taşıdı. Bütün rakipleri TV reklamları ve kitlesel pazarlama yolunu seçerken Ulukaya kendi markasını farklı bir alana yöneltti. O tarihe kadar kimsenin tercih etmediği sosyal medya ve ağızdan ağıza iletişim yoluyla kendi markasını tanıttı. Chobani markasının, şu anda 600 bin facebook takipçisi bulunuyor. Girişimcilik vizyonu ve tutkusuyla kurduğu şirketle Amerikan vatandaşlarının yoğurt zevklerini ve yoğurt hakkındaki tüm düşüncelerini değiştiren Ulukaya, bu sayede sağlık reformuna da katkıda bulunmuş oldu.

Ulukaya, geçtiğimiz yıl verdiği bir röportajda başarı hikayesini şu sözlerle anlatmıştı:

MUNZUR DAĞLARI'NIN ETEĞİNDE KÜÇÜK BİR KASABADA BÜYÜDÜM

Dedem Elazığ'daki Şavak aşiretinin lideriydi. Ondan sonra da babam geldi. Ancak aşiret denilince hep mal mülk üzerine işleyen bir sitem gelir akla. Bizimki öyle değildi. Dedem de babam da manevi liderlerdi. Ben altı kardeşli bir ailede, Fırat Nehri'nin kenarında, Munzur Dağları'nın eteğinde küçük bir kasabada büyüdüm. Hayatım dedemin dizinin dibinde aşireti nasıl yönettiğini izleyerek geçti. Verilen sözün tutulması gerektiğini, bir işte önceliğin insan ve ona duyulan güven olduğunu ondan öğrendim. Babam mandıracılık yapardı. Ben de yazları yaylaya çıkar, ona yardım ederdim.

"AMERİKA'YA KÜÇÜK BİR SIRT ÇANTASIYLA GİTTİM"

Dil öğrenmek için Amerika'ya gittim. Öylesine, bir gidip bakayım dedim ve Long Island'a gittim. İlk başlarda her giden gibi bocaladım, yalnız kaldım çok. Amerika'ya küçük bir sırt çantasıyla gittim, hiçbir şeyim yok sanıyordum ama meğer ailemden öğrendiğim deneyim ve bilgilerle doluymuşum. Başarılı olmak için gereken her şeye sahipmişim.

NEDEN YUNAN YOĞURDU?

Ulukaya ambalajında neden Yunan Yoğurdu dediğini de şu sözlerle açıklıyor: Fransızlar da, Yunanlılar da, Bulgarlar da, biz de böyle diyoruz. Oysa yoğurt bir yöreye ait değil. Yunan yoğurdu Türk yoğurdundan farklı. Bizim süzme yoğurda benziyor ama daha sulu ve tatlı. Ayrıca onlar bu pazarı oluşturmuş, insanlar Yunan yoğurdu diye bir şeyle tanışmışken aynı ürünü başka bir isimle lanse etmek iş anlamında büyük bir hata olurdu. Buradaki Türk işadamı arkadaşlarımdan bazı tepkiler almıştım ama zamanla geçti. Yunanlıların da tepkileri oldu, "Bir Türk geldi ve bizi geçti" diye epey üzüldüler.