Başbakan Davutoğlu'ndan Yeni Türkiye Yolunda konuşması

yeni türkiye yolunda

Başbakan Ahmet Davutoğlu, televizyonlarda ’Yeni Türkiye Yolunda’ adıyla yayınlanan halka seslenişinde, "Değerli vatandaşlarım, tekrar hayırlı akşamlar diliyorum. Bu yılın ilk ayının sonunda birlikteyiz. Eskilerin güzel bir tabiri vardır, güzel başlangıçtan sonra hep akıbet hayır ola denir. Öncelikle vatandaşlarımıza hitap ederken hep bir ay içinde ülkemizin ve Avrupa’nın değişik köşelerinde vatandaşlarımızla buluşmamız aklıma geldi. 9 vilayetimize ziyarette bulundum bu ay içinde. Ülke dışında Avrupa’da da yurt dışı temaslara da ayrıca değineceğim ama 5 ayrı şehirde vatandaşlarımızla kucaklaştık. Çok zorlu günler sonrasında ne zaman vatandaşlarımızla kucaklaşsam ya da şimdi sizlerle olduğu gibi hitap etme imkanı bulsam yeniden enerjiyle doluyorum. Bu aslında siyasetin, devlet hayatının en önemli prensibi. Enerjiyi halktan alacaksınız ve enerjinizi halk için kullanacaksınız" diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu - Yeni Türkiye Yolunda 31 Ocak 2014 İZLE

OCAK AYI ZİYARETLERİ

Ay içinde Mersin, Osmaniye, Aydın, Muğla, Tekirdağ, Diyarbakır, Batman, İzmir ve Manisa’da ziyaretlerde bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Dikkat ederseniz ülkemizin her köşesi, toplumumuzun her kesimi, güzel coğrafyamızın her dağı ve tepesiyle, nehriyle buluşmak demek bu. Aydın’da Menderes Irmağının, Diyarbakır’da Dicle Nehrinin kenarında vatandaşlarımızla kucaklaştık. Aydın’da efeler karşıladı bizi zeybeklerle, Muğla’da yiğit kardeşlerimizle buluştum. Osmaniye’de yörük obaları büyük bir yörük şenliğinde bizi bir araya getirdi, Mersin’de Akdeniz sahilinde Akdeniz’in sıcaklığıyla kucaklaştık. Nasıl Osmaniye’de yörük obalarının şenliğinde buluşmuşsak, Diyarbakır’da, Batman’da Kürt, Zaza aşiretlerinin güzel zılgıtlarıyla karşılandık her yerde sevinç vardı, coşku vardı, kutluk vardı. Bir tarafta Tekirdağ’da Evlad-ı Fatihan, diğer tarafta Batman’da Evlad-ı Resul. İzmir’de Cumhuriyetimizin yıldız yükselen şehri, Manisa’da Osmanlı’nın şehzadeler şehri. Her biri bize ait, her biri bizden bir şey söylüyor. Ne zaman zorlukla karşılaşsak her biri sanki manen sesleniyor ve biz buradayız diyor."

DİYARBAKIR'DA KÜRTÇE DUA

Siyaset ve devlet sorumluluğunun güzel tarafının bu olduğunu anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl vilayetlerimizde böylesine bir birlik, beraberlik içinde kucaklaşmışsak Avrupa’ya gittiğimdeki tekrar tekrar bütün vatandaşlarımıza selamlarımı iletiyorum. Zürih’te, Brüksel’de, Berlin’de al bayraklarla Avrupalı salonları dolduran gurbetçilerimiz bu kez bir tek vilayetin değil, Türkiye’nin her yanından aynı kaderi paylaşan kardeşler olarak salonlardaydı. Ortak iki şey vardı bütün bu ziyaretlerde farklı lehçelerde bile olsa aynı yürekten dua ve salonları, meydanları dolduran al bayrağımız"

"Hiç unutmuyorum, Muğla’da Şâhidî Hazretlerinin huzuruna çıkarken yol kenarına gelmiş olan 90 yaşlarında bir nine yatalak halde beni beklediğini söyleyerek dualar etmişti" diyen Davutoğlu, Diyarbakır salonunda ise bu kez yine 90 yaşlarında bir dedenin Kürtçe değişlerle dualar ettiğini söyledi.

"TÜRKİYE'NİN VARLIĞINI HİSSEDİYORLAR"

Davutoğlu, bu duaları aldıklarını belirterek "bu yola çıkmışken işte her ay seslendiğimizde arkamızda artık 77 milyonu da aşmış olan bu ay ki istatistikle nüfusumuzun gücünü hissediyoruz. İzmir’le, Diyarbakır, Tekirdağ’la, Batman arasına psikolojik duvar örmeye çalışanlara fırsat vermesin. Al bayrağımızı bir büyük sembol olarak Avrupa’da yüreklerinde ve ellerinde taşıyan gurbetçilerimize güç versin kuvvet versin. O gurbetçilerimiz ki 70’li yıllarda dövize çevrilir mevduatlarla bir yekun içinde sayılıp, çiziliyordu. Şimdi ise arkalarında G-20 Dönem Başkanlığını üstlenen küresel bir gücün, Türkiye’nin varlığını hissediyorlar" dedi.

"ARKANIZDA KUDRETLİ VE ŞEFKATLİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ VAR"

Türkiye’nin her köşesindeki, Avrupa’nın her şehrindeki vatandaşlara bir kez daha seslenmek istediğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Hiç merak etmeyiniz, arkanızda kudretli ve şefkatli Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Siz uyurken dahi, uyumayan, rüyasında sizlerle beraber olan, size hizmet etmek için gece gündüz çalışan temsilcileriniz var. Bundan emin olunuz, hiçbir ırk, mezhep, din ayrımı gözetmeden bütün vatandaşlarını bağrına basan bir siyaset anlayışı var. bugün geçen günlerde bir görevli arayarak bir yakınınız arıyor şöyle bir talep için dediğinde şunu söyledim, benim artık yakınım 77 milyon, 77 milyon yakınım var ayrıca özel bir yakınım yok. İşte bizim yaygınlaştırmak istediğimiz, bir muhabbet tohumu gibi bu topraklara ekmek istediğimiz siyaset anlayışı bu"

"BİZ, MERHAMET SİYASETİNİN BUGÜNKÜ TEMSİLCİLERİYİZ"

Yine bu ay içinde gayrimüslim vatandaşların dini temsilcileriyle bir araya geldiklerini söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçen ay hatırlarsanız Alevi cemaatimizin entelektüel ve dini öncüleriyle bir araya gelmiştik, hep beraber sohbet ettik. Gayrimüslim vatandaşlarımızın dini temsilcilerimizle Diyanet İşleri Başkanımızla birlikte çok güzel bir akşam sofrasında birlikte bu toprakların ortak kültürü üzerine konuştuk. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi, Türk, Kürt, Arap ve Balkan, Kafkas, Ortadoğu kavmi, lehçesi, dili bizim dilimizdir. Bu topraklar bağrına bastığı insanlara merhamet aşılayan topraklardır. Biz merhamet siyasetinin bugünkü temsilcileriyiz"

FRANSA'DA DÜZENLENEN YÜRÜYÜŞ

Paris’te teröre karşı Fransız halkıyla dayanışma için tertiplenen yürüyüşten bahsetmek istediğini hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Evet, Türkiye olarak biz her zaman teröre karşı çıktık, terörden en çok muzdarip olmuş bir millet olarak teröre hiçbir yerde, hiçbir gerekçeyle prim vermedik. Paris’te dünya liderleriyle birlikte yürürken aslında Türkiye adına, İslam dünyası adına hiçbir terör faaliyetinin İslam’la özdeşleştirilemeyeceği gerçeğini haykırmak için oradaydık. Orada Fransa İslam Konseyi temsilcileriyle görüştüğümde şunu söylediler, sizin buradaki mevcudiyetiniz bize güç verdi. Yarın işlerimize daha bir başımız dik gideceğiz. Ama burada şuna da dikkatinizi çekerim, Paris’te de, dünyanın her yerinde de alemlere rahmet olan Hazreti Peygambere dönük herhangi bir hakarete hiçbir zaman sessiz kalmadık, kalmayacağız. Fikir özgürlüğü, karşılıklı saygının başladığı yerle başlar. Birbirine saygı duymayan, inançları muhabbetle karşılamayan, inanç farklılıklarından nefret üretmeye çalışan herkese karşı tavrımız açık ve net olacak. Nitekim Paris’ten, Berlin’e geçtiğimde aynı gün sadece siyasi görüşmeler yapmadım. Ayrıca Berlin merkezinde Mevlana Camisindeki bundan birkaç ay önce bir yatsı namazında yakılan camide yaptığım açıklamayla oradaki vatandaşlarımızla, Müslüman kardeşlerimizle her ırktan buluştuğumda söylediğim şeyi tekrar söylüyorum, eğer Avrupa bir gün gerçekten barışa ve huzura kavuşacaksa bu ancak ve ancak İslam dininin Avrupa’nın asli unsurunu kabul etmekle bu gerçekleşebilir."

MERKEL İLE İKİLİ GÖRÜŞMELER

Almanya Başbakanı Angela Merkel’le ikili görüşmeler yaptıklarını ve Merkel’in de ’İslam Avrupa’nın otantik asli dinidir’ diyerek bu görüşü teyit ettiğini anlatan Davutoğlu, Merkel’e orada teşekkür ettiğini ifade etti. Ayrıca Almanya’yla Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmasının kurulduğunu belirten Davutoğlu, Rusya’yla, Yunanistan’la, Irak’la olan mekanizmayı Almanya’yla da ihdas ettiklerini dile getirdi.

BRÜKSEL ZİYARETİ

Almanya’da yaptığı bu görüşmeleri tamamlar mahiyette bu kez Brüksel’e gittiğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Brüksel’de biliyorsunuz Avrupa Birliğinde geçen yıl içinde bir yönetim değişikliği oldu, aynen Türkiye’de olduğu gibi. Nasıl Sayın Cumhurbaşkanımız halk oylarıyla seçilerek görevine başlamasının ardından ben Başbakanlığı üstlenmişsem, Avrupa’da da yeni konsey ve komisyon başkanları göreve başlamıştı. Onun için aslında Ekim ayında görevi alır almaz yani 62. Hükümeti kurduktan sonra ilk Bakanlar Kurulu’nda Avrupa Birliği Bakanımıza Ocak ayını Avrupa ayı ilan ediyorum ve Avrupa’nın büyük merkezlerine giderek Avrupalı meslektaşlarımızla görüşmek ve Avrupa Birliği perspektifimizi bir kez daha Avrupa’nın kalbinde haykırmak istiyoruz demiştim, nitekim programlar ona göre cereyan etti."

Almanya’da yaptığı bu görüşmeleri tamamlar mahiyette bu kez Brüksel’e gittiğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Brüksel’de biliyorsunuz Avrupa Birliğinde geçen yıl içinde bir yönetim değişikliği oldu, aynen Türkiye’de olduğu gibi. Nasıl Sayın Cumhurbaşkanımız halk oylarıyla seçilerek görevine başlamasının ardından ben Başbakanlığı üstlenmişsem, Avrupa’da da yeni konsey ve komisyon başkanları göreve başlamıştı. Onun için aslında Ekim ayında görevi alır almaz yani 62. Hükümeti kurduktan sonra ilk Bakanlar Kurulu’nda Avrupa Birliği Bakanımıza Ocak ayını Avrupa ayı ilan ediyorum ve Avrupa’nın büyük merkezlerine giderek Avrupalı meslektaşlarımızla görüşmek ve Avrupa Birliği perspektifimizi bir kez daha Avrupa’nın kalbinde haykırmak istiyoruz demiştim, nitekim programlar ona göre cereyan etti."

LONDRA ZİYARETİ

Başka bir ziyareti de Londra’ya gerçekleştirdiğini belirten Davutoğlu, "Sayın Cameron’la hem ikili ilişkileri hem bölgesel ve küresel gelişmeleri ele aldık. Bir gün içinde 10’u aşkın toplantı da yatırımcılarla bir araya geldik, finans kuruluşlarıyla bir araya geldik, uluslararası ekonomi örgütlerinin analistleriyle bir araya geldik. Türkiye’ye yatırım yapan şirketlerle tek tek görüşmeler yaptık. Size bir müjde mahiyetinde memnuniyetle ifade etmek isterim ki, dünya ekonomisi krizdeyken bütün bu yatırımcılar için Türkiye cazip bir yatırım havzası halinde" dedi.

DAVOS ZİYARETİ

Başbakan Davutoğlu, Davos’ta siyasi ve ekonomik ağırlıklı görüşmeler yaptıklarını anlatarak sözlerine şöyle devam etti:

"Şunu ifade etmek isterim Davos’ta, G-20 Dönem Başkanlığı vasfıyla bulunduk. G-20 Dönem Başkanlığındaki perspektifimizi anlattık. Bu perspektif içinde Türk ekonomisinin getirdiği büyük potansiyeli ve en az gelişmiş ülkelerle, dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında bir adalet köprüsü olacağımızı ifade ettim. Gerçekten bugün dünyada ekonomik adalete her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Avrupa ve dünyanın her yerinde aslında aynı prensibi haykırıyoruz. Türkiye olarak haykırıyorduk, şimdi G-20 Dönem Başkanı olarak haykırmaya devam edeceğiz. Eğer uluslararası barış olacaksa, uluslararası huzur olacaksa, insanlık bir kardeşlik geleceğine hazırlanacaksa sihirli kelime açıktık adalet, adalet, adalet"

"BUGÜN ULUSLARARASI EKONOMİK KRİZLERİN ARKASINDA ADALETSİZLİK VARDIR"

Uluslararası ekonomik krizlerin arkasında adaletsizliğin olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları söyledi:

"Eğer Sahra Güney Afrika’da 650 milyon kişi hala elektrikle tanışmamışken, sadece New York’un elektrik tüketimi Afrika tüketimine yakınsa böyle bir düzen dünyadan ekonomik düzen beklemek çok zor. Eğer mülteciler Suriye’de, Irak’ta büyük bir çaresizlik içinde komşu ülkelere kaçarken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi hala hiç bitmeyen kısır hesaplar içine girmişse uluslararası düzeni kurmak çok zor. Davos’ta bunu haykırdık ve adaletin sözcülüğünü yaptık ikili görüşmeler bağlamında. Ürdün Kralı Sayın Abdullah’la, Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’yla, Finlandiya, Malezya, Sırbistan ve Yeni Zelanda Başbakanlarıyla ve çok sayıda uluslararası örgüt temsilcisiyle görüşmeler yaptık, Türkiye’nin görüşlerini anlattık. Türkiye’yle ilgili bazı karanlık çevrenin üretmeye çalıştığı algı operasyonlarına karşı gerçeği yüzleri haykırdık, haykırmaya devam edeceğiz. Türkiye aydınlık yüzlü insanların, aydınlık geleceğe yürüdüğü bir ülkedir. Türkiye tarihin derinliğinden, istikbalin aydınlığına yürüyen bir ülkedir"