Başbakan Erdoğan'ın AK Parti grubu konuşması

Başbakan Erdoğan'ın AK Parti grubu konuşması

Partisinin bugünkü grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İmralı ile görüşme sürecini yorumladı. MHP ve CHP'nin tepkilerini sert bir dille eleştiren Erdoğan, Sinop'ta BDP'lilere linç girişimiyle ilgili olarak "Dün BDP milletvekilleri Çorum'a, oradan da Sinop'a geçtiler. Ne yazık ki CHP ve MHP'den oluşan gruplar orada bir provokasyonun içinde yer alıyor. Şimdi de bunlara fırsat vermeyin diyor. Bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir. Oradaki toplantıyı izlemeye de mecbur değilsin. Yasalar çerçevesindeki her toplantıya saygı duyacaksın. Bunlarda saygı denen bir şey yok. MHP budur. Orada bunu engelleyerek ülkemize huzur getirmiyorsunuz, huzursuzluk getiriyorsunuz. Ondan sonra ne Hakkari'ye ne de Van'a gidebilirsin. Hadi Sivas'ın ötesine geçin görelim. Irkçılık yaptınız ayrımcılık yaptınız şeytani bir anlayışa hizmet ettiniz. Bu yüzden Türkiye'nin her yerinde yoksunuz. AK Parti'nin farkı budur. MHP ve BDP gider ırkçılığın diliyle konuşur, ama AK Parti ayrımcılığın diliyle değil milletin diliyle konuşur aramızdaki fark bu" diye konuştu.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları

Konuşmama ekonomideki güzel gelişmeleri aktararak başlamak istiyorum. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki gelişmiş ekonomiler sıkıntı yaşarken Türkiye hedefine doğru adım adım ilerliyor. Yolsuzluk kanallarını kapatarak Türkiye kaynaklarının çok hassas idare edilmesi çerçevesinde tarihi rekorlar yaşamaya devam ediyoruz. Ülkenin imkanları artmaya devam ediyor. Bu noktaya kolay gelmedik. 2002 yılında Türkiye'yi çok büyük bir borç yükü altında teslim aldık. Kamu net borç stoku yüzde 63 düzeyindeydi. Biz bu oranı yüzde 22'ye kadar düşürdük.

Türkiye'de borcun milli gelire oranı şu an itibariyle yüzde 38 seviyesindeyken bu oran Japonya'da yüzde 206, İtalya'da yüzde 106, Almanya'da yüzde 83 seviyesinde. Sadece borç oranlarını düşürmekle kalmadık. İçeride sadece 9 ay vade ile borç bulabiliyordu. Bugün 61 aya borçlanabilen bir ülke konumuna gelindi. Şu anda ortalama vade süresi 69 aya ulaşmış durumda. 2002 yılında devlet olarak borçlanma faizi yüzde 63 iken bunu yüzde 6.5 gibi tarihin en düşük seviyesine çekmiş durumdayız.

BATAN BANKALARIN TÜRKİYE'YE FATURASI 231 MİLYAR LİRA

Yıllarca çalışanların zorunlu tasarruf paralarının ödenmediğini gördük. Ya devlet vatandaşına borçlu olur mu? Maalesef devlet işçisine memuruna borçlu durumdaydı. Bu borcu hemen yapılandırdık. Vadelere böldük ve ödemeleri yaptık. 13.5 milyar lira devletin çalışanlarına borcu vardı. Bunu ödedik. AK Parti iktidarı ödedi. Ve geçmiş iktidarların hepsi bu vebalin altındadır. Bunun içinde ANAP'ı DYP'si, SHP'si vardır hepsi vardır. KEY kesintilerinin de izini sürdük. Çuvallardan belgeleri çıkardık, o günlerin parasıyla 3.5 katrilyon lirayı sahiplerine teslim ettik. Bankacılık krizinin Türkiye'ye maliyeti 111 milyar liraydı. 111 katrilyon. Hazinenin eğer bileşik faiziyle hesaplarsak batık bankaların maliyeti 231 milyar liraya ulaşmıştı. Bu ağır yükü de biz tıkır tıkır ödedik.

Kamu bankaları zarardaydı ve tek çıkış yolları vardı: Görev zararı. Millet yutuyor ya.. Ziraat ve Halk Bankaları şimdi karda. Vakıfbank yine öyle. 2002 yılından bu yana 16 milyar lira temettü geliri elde ettik. Devran bu şekilde değişti. Biz devletin borçlarını öderken vatandaş da refah artışının bir sonucu olarak borçlarını ödemeye başladı.

IMF'YE 400 MİLYON TL BORCUMUZ KALDI

Şimdi geliyorum sevindirici habere; Türkiye borç noktasındaki en büyük ödemeyi IMF'ye yaptı. 2002 yılında MHP DSP ANAP iktidarında görevi devraldığımızda Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. Son ödememizle Türkiye'nin borcunu 400 milyon dolara kadar düşürdük. Şimdi ekranları başında bizi izleyen vatandaşlara sesleniyorum. Bu ülkenin milliyetçisiyiz diyen o zevaata şunu söyleyin: Milliyetçilik vatanseverliktir, bu milletin kasasını doldurmaktır. Onlar boşalttı biz doldurduk. 10 yılda 23.5 milyar dolardan fazla ödeme yaptık. 3 ay sonra 14 Mayıs'ta IMF'ye borcumuz bitecek bu defteri kapatacağız.

IMF'YE BORÇ VERECEĞİZ

IMF'den bize devredilen borçları ödemiş olacağız ve verecek ilişkimiz kalmayacak. Bundan sonra alacak ilişkisi kurabiliriz. IMF bizden 5 milyar dolar borç talep ediyor. Bu görüşmeler olumlu sonuçlanırsa Türkiye artık alacaklı bir ülke konumuna yükselmiş olacak.

Sayın Bahçeli milliyetçiliğinden dem vuruyor; kafatası milliyetçiliğiyle milliyetçilik olmaz. Sen de öyle yapıyorsun BDP de öyle yapıyor. Bizim milliyetçilik anlayışımız etnik değildir, bu ülkede milletin hizmetkarı olmaktır, insan sever olmaktır. Siz bize MB'yi 27.5 milyar dolar döviz rezerviyle teslim ettiniz. Şimdi bu rakam 125 milyar doları aştı. İşte gerçek manada milliyetçilik, vatan perverlik bu. Eğer bugün bu şekilde konuşabiliyorsak ekonomik olarak bu güç demokrasi olarak yakaladığımız güçtür.

Biz göreve geldiğimizde ey MHP çok ilginç verginin yüzde 85'ini faize ödüyorlardı. Şimdi yüzde 16'sını faize ödüyoruz diğeri yatırımlara gidiyor. Bu yollar, hastaneler, okullar hep böyle yapıldı. Toplumun tüm kesimleri uyarılarıyla, hayır dualarıyla bu tablonun ortaya çıkmasında pay sahibi olmuştur.

10 YIL ÖNCE BOL SIFIRLI PARAYLA YURT DIŞINA ÇIKAMIYORDUK

10 yıl önce bu ülkenin vatandaşı dışarı çıkarken bol sıfırlı parayı gizli yerlere saklıyordu. Ama şu anda parasıyla da pasaportuyla da ay yıldızlı bayrağıyla gurur duyan bir Türkiye var. Benim vatandaşım göğsünü gere gere ben Türk'üm diyebiliyor. Ve siz bu sıçramayı nasıl yaptınız sorusuyla karşı karşıya kalıyor. Ne yazık ki Türkiye'nin yaşadığı bu değişimi görmek istemeyen gruplar var. Şimdi geçmişte yurt dışına çıkan vatandaş üzerindeki bol sıfırlı paradan dolayı mahçup oluyordu şimdi kendi ana muhalefet liderinden ötürü mahçup oluyor. Portekiz'de İngiltere'de kendi ülkesini karaladı. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin küresel değil de bölgesel bir vizyonu olsaydı. CHP Genel Başkanı yurt dışına gidip bölgesel bir vizyon koyabilseydi. Böyle bir ana muhalefet de yok genel başkan da yok. CHP Genel Başkanı'nın tek yaptığı kendi ülkesinden şikayet etmek ve ağlamaktan ibaret. Bir şeyin peşini bırakmayacağımızı söyledik. CHP Genel Başkanı gazeteci adı altındaki polis katillerini savunmaya devam ediyor. İngiltere'de konuşuyor; gazeteci kılığındaki isimler üzerinden Türkiye'yi suçluyor. İngiltere'de 50 gazeteci tutuklandı. Bu operasyon kapsamında 6 gazeteci daha gözaltına alındı. Siz İngiltere muhalefetinin dolaşıp İngiltere'de gazeteciler tutuklu dediğini duydunuz mu?

POLİS KATİLLERİNE GAZETECİ DİYORLAR

CHP Genel Başkanı'nın yaptığı çok büyük bir sorumsuzluktur. Polis katillerinin sırtını sıvazlamaktır. Bölücü terör örgütünün sırtını sıvazlayan teröristlere çiçek çocuk muhabbeti yapan bu partideki hal nedir? Başörtüsü düşmanları maneviyat düşmanları hep bu partinin içinde toplanmıştır. Hayvanların önüne makarna koyup ot bulamıyoruz diyen yalancılar CHP içinde. Bu nasıl muhalefet. Tekrar dua ediyorum; Allah CHP seçmenine yardım etsin.

LAZ MİLLİYETÇİLİĞİNİ DE KÜRT MİLLİYETÇİLİĞİNİ DE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ DE AYAKLAR ALTINA ALIYORUZ

Mardin'de bir dizi açılışlar yaptık. Ardından ertesi gün Midyat ve Kızıltepe ilçelerinde on ayrı tesisin açılışını yaptık. AK Parti il divan toplantısına katıldım. Şimdi burada bir hususun üzerinde durmak istiyorum; Mardin'deki gördüğümüz o heyecan Midyat'a doğru gidince binlerce insanın meydanda onbinlerce insanla bütünleştiğini görünce büyük bir heyecan yaşadık. Belediyelerimizin eserleri taktire şayandır. Bu ülkede etnik milliyetçilik yapan genel başkanlara ithaf ediyorum: Biz yola çıkarken 13 yıl önce dedik ki; etnik bölgesel dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Biz Kürt milliyetçiliğini de Laz milliyetçiliğini de Türk milliyetçiliğini de ayaklar altına alıyoruz. Ama sen beğen diye konuşmuyoruz. Biz milletimizin hepsini kucaklıyoruz ve yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Ve değerli kardeşlerim Midyat'ta biz konuşma yaptığımızda o heyecanı bizimle o halk paylaştı ve bizi uğurladı. Oradan Kızıltepe'ye geldik. Kızıltepe meydanı çok daha büyük bir meydan. Oraya geldik ki orası tıklım tıklım doluydu. Onun için bir tuhaf oldum. Bu çözüm sürecini halkımın nasıl beklediklerini görüyorum. Artık bıktık bu işi çözelim diyorlar. Analar ağlamasın kan akmasın diyorlar. Sayın Bahçeli kalkıp bizi İmralı ile işbirliği tutan parti gibi göstermeye çalışıyor. Onu sen çok daha iyi bilirsin. Getirip size teslim ettikler zaman neler yaptığınız ortada. Biz müzakereyi parlamento çatısı altında olanlarla yaparız mücadeleyi de bölücü örgüt mensuplarıyla yaparız. İkinci bir ülkeye mi giderler nereye giderlerse o güvenceyi veririz sınırda da o güvenliği sağlarız. Biz bölgedeki huzursuzluğu gidermek istiyoruz. Bunu başarmanın gayreti içindeyiz. Bu insanlar birbirine dargın kırgın olmamalı. Batı hangi hizmetleri almışsa Doğu da aynı hizmetleri almalı. Bu ülkenin 780 bin km'sine aynı hizmeti getirmek durumundayız.

KÜRTÇE, TÜRKÇE, ARAPÇA KANI DURDURUN DİYORLAR

Doğu ve Güneydoğu'ya 36 katrilyon yatırım yaptık. Son haftalarda gittiğimiz her ilde şehrin önde gelen temsilcileriyle bir araya geliyoruz. Kayseri'de yaptık Mardin'de yaptık. Bu istişare toplantılarını bu şekilde sürdüreceğiz. Orta Anadolu terörle mücadelede çok sayıda şehit vermiş bir bölge. Mardin farklı din ve mesheplerin bir arada yaşadığı bir şehir. Mardin'in birkaç ilçesinde terör eylemleri var. Şunu bütün samimiyetimle söylüyorum; Kayseri'de verilen mesaj ne ise Mardin'de de aynı mesajı verdiler. 2009 yılında milli birlik ve kardeşlik projesini kararlılıkla yürütürken annelerin ideolojisi siyaseti yoktur dedim. Kayseri'ye gidiyorsunuz oradaki anne Türkçe kanı durdurun diyor. Midyat'a gidiyorsunuz oradaki Arap anne kanı durdurun diyor. Kızıltepe'ye gidiyoruz orada Kürtçe kanı durdurun diyorlar. Geçen hafta Diyarbakır'dan Çanakkale'ye giden çocukların mektuplarını aktardım. Başta CHP Genel Başkanı olmak üzere çocukların bu samimi çağrılarına cevap vermek yerine işin magazin boyutuna takıldılar.

Bir mektubu burada okuyayım; "Sayın Başbakan'ım bizi bu geziye gönderdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. İlk defa uçağa bindim. Sokaklarda insanlar taş atmasın. Akan kanın durmasını istiyoruz. Lütfen bu sorunları çözün. Kan akmasın artık. Bizi gönderdiniz diğer arkadaşlarımızı da gönderin."

SÖZ KONUSU VATANSA 76 MİLYON GÖZÜNÜ KIRPMADAN YÜRÜR

Tıpkı anneleri gibi çocukları da akan kanın durmasını istiyor. Bugün burada bir hususun altını çizmek istiyorum. Her bir vatandaşımın bunu özellikle duymasını istiyorum; eğer söz konusu olan vatansa, topraksa, 76 milyonun tamamı gözünü kırpmadan şehadete yürür kanını bu topraklara feda eder. Biz tarih sahnesinde yerimizi aldığımız andan itibaren bağımsızlığımıza düşkün olduk. Terörle mücadeleden bir tek adım geri atmadık. Bizim güvenlik güçlerimiz teröristin üzerine kararlılıkla gider. Başta MHP olmak üzere bu yeni süreci provoke etmek için yalana ve iftiraya dayalı kampanyalara başladılar. Şuurlarını kaybetmiş şekilde ortalığa şüphe ve tedirginlik yaymak istiyor. Eğer tahammülü olan varsa MHP'nin de CHP'nin de genel başkanlarını dinlesinler. Terör konusunda tek bir cümle kuramadıklarını göreceksiniz.

HADİ SİVAS'IN ÖTESİNE GEÇİN GÖRELİM

Dün BDP milletvekilleri Çorum'a, oradan da Sinop'a geçtiler. Ne yazık ki CHP ve MHP'den oluşan gruplar orada bir provokasyonun içinde yer alıyor. Şimdi de bunlara fırsat vermeyin diyor. Bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir. Oradaki toplantıyı izlemeye de mecbur değilsin. Yasalar çerçevesindeki her toplantıya saygı duyacaksın. Bunlarda saygı denen bir şey yok. MHP budur. Orada bunu engelleyerek ülkemize huzur getirmiyorsunuz, huzursuzluk getiriyorsunuz. Ondan sonra ne Hakkari'ye ne de Van'a gidebilirsin. Hadi Sivas'ın ötesine geçin görelim. Irkçılık yaptınız ayrımcılık yaptınız şeytani bir anlayışa hizmet ettiniz. Bu yüzden Türkiye'nin her yerinde yoksunuz. AK Parti'nin farkı budur. MHP ve BDP gider ırkçılığın diliyle konuşur, ama AK Parti ayrımcılığın diliyle değil milletin diliyle konuşur; aramızdaki fark bu.

BİZ TERÖRLE MASAYA OTURMAYIZ

Bizim terörü bitirmek için verdiğimiz mücadeleyi terörle anlaşma yapmak diye lanse edenlerin bu milletle gönül bağları yoktur. Göremeyenlere anlamayanlara özellikle de kalpleri kilitli olanlara söylüyorum; Biz terörle masaya oturmayız, bizim değil devletin kurumlarının terörist başıyla görüşmesi müzakere değildir. Bu çözüm sürecinde bir imkanın değerlendirilmesidir.

BU NASIL VAMPİRLİKTİR

Bundan nasıl bir çıkar devralmaya çalışıyorlar. Bu nasıl kan davasıdır vampirliktir. Bizim terör karşısında taviz verdiğimizi iddia edenlere sesleniyorum; bizim hangi tavizi verdiğimizi açıklamayan müfteridir, namerttir.

CHP Genel Başkanı'na önce terörist evine ziyarete giden milletvekiline kükremesini tavsiye ediyorum. Bizim tek gayemiz var akan kanı durdurmaktır. Biz terörle mücadele içinde asla rehavete düşmeyiz. Kanı durdurmak için, bu terör belasını sona erdirmek için milletin değerleriyle örtüşen her adımı atarız.

Son derece hassas bir süreçten geçiyoruz. Herkesten özellikle medyadan duyarlı olmalarını istiyorum. Kürtlük Türklük Araplık üzerinde ırkçılık yapanlar bu ülkenin değerlerine hakaret içindedirler. Ak ile karanın ortaya çıktığı bir süreçten geçiyoruz. Faşizm zihniyetleri sahne almaya başladılar. Irkçı hassasiyetle çıkan gazeteler manşetler atmaya başladılar. Milletimin bunlara karşı uyanık olmasını rica ediyorum. Milletimizin hiçbir değerini çiğnetmeyiz. Bu millete yaraşan vakardır sağduyudur soğukkanlılıktır. Biz bu yolda sadece aziz milletimizle yürüyoruz.

Yalova Belediye Başkanı da aramıza katılıyorlar ve 3 ilçe belediye başkanı da bize katılıyor.

Yakup Bilgin Koçal, Başbakan Erdoğan'ın taktığı AK Parti rozetiyle partiye katıldı.