Can Dündar kimdir

Can Dündar kimdir

16 Haziran 1961 yılında Ankara’da memur çocuğu olarak doğan Can Dündar, ilkokulu ve ortaokulu Mimar Kemal ilkokulunda okudu ve ardından Atatürk Lisesi'nden mezun oldu. Lise öğreniminin ardından 1982 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun olan Can Dündar, üniversite yıllarında gazeteciliğe başladı.

AKADEMİDEN HABERCİLİĞE

1986’da İngiltere’de “London School of Journalism”i biterek gazetecilik konusunda öğrenimini tamamlayan Dündar, ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Siyaset Bilimi dalında yüksek lisansını 1988’de, aynı bölümde doktorasını 1996‘da tamamlayarak akademi hayatına giriş yaptı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ve ODTÜ Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi bölümü Kültürel Çalışmalar lisansüstü programında ders veren Dündar Televizyonculuk kariyerine 1988 yılında TRT’de Haber Dairesi'nde başladı.

27 MAYIS DÖNEMİNİ İLGİYLE ARAŞTIRDI

TRT Haber sonrasında 1989 yılından 1995 yılına kadar “32.Gün” program ekibinde çalışan Dündar, birlikte çalıştığı Mehmet Ali Birand ve Bülent Çaplı ile birlikte 1991 yılında Türkiye'de 1946 ile 1961 arasındaki çok partili siyasi yaşama geçiş sürecini, Demokrat Parti dönemini ve 27 Mayıs Darbesi'ni anlatan belgesel dizisi “Demirkırat” ile dikkatleri üzerine çekti. 1994’te yine aynı ekip ile “12 Mart” isimli 10 bölümden oluşan ve yine 27 Mayıs döneminde üç idam ile başlayan belgesel yine Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam cezalarının infazıyla sona eriyordu.

CUMHURİYETİN KRALİÇELERİNDEN SARI ZEYBEK’E

1992 yılında “Cumhuriyet’in Kraliçeleri” isimli 5 bölümlük bir belgesel ile izleyici karşısına çıktı. Türkiye’de ilk kez 1928 yılında düzenlenen güzellik kraliçesi yarışmasından başlayarak, o günden itibaren Türkiye’de güzellik yarışmaları üzerinden değişen güzellik anlayışının sorgulandığı belgesel ile Dündar sadece Türkiye’nin sol tarihinden öteye Cumhuriyet’in temel güzellikleri hakkında yaptığı çalışması ile ekran karşısına çıktı. Ancak Dündar en çok ses getiren belgeseli olan “Sarı Zeybek”i 1993 yılında hazırladı.

SARI ZEYBEK BELGESELİ İLE ÜNLÜ OLDU

Atatürk'ün neden ve nasıl hasta olduğu, teşhiste nasıl gecikildiği, tedavisinin nasıl yapıldığı ve son günlerini nasıl geçirdiğini tanıklıklar ve en yakınındakilerin anılarının ışığında anlatıldığı “Sarı Zeybek” belgeseli 32. Gün ekibi tarafından hazırlandı, sunuculuğunu da Can Dündar yaptı. Sarı Zeybek belgeseli o kadar ses getirdi ki uzun yıllar her 10 Kasım’da televizyon ekranlarında yayınlandı ve o dönemde okullarda öğrencilere belgesel olarak izletildi. Can Dündar’ın anlatımıyla özdeşleşen belgesel, Can Dündar isminin hafızalarda yer etmesine oldukça katkıda bulundu. İlgi çekici belgeselin aynı ismi taşıyan kitabı 2012 yılında Can Yayınları tarafından tekrar basıldı.

HERKESİ 'ÇAPRAZ ATEŞ'E TUTTU

1993 ve 1994 yıllarında Can Dündar, Mehmet Ali Birand ile birlikte “Çapraz Ateş” programını hazırladı. Özellikle 1993 yılında Aziz Nesin ve Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ve yazar Aziz Nesin’in konuk olduğu bölüm gündem yarattı ve üzerinden uzun süre geçmesine rağmen tartışmalara sebep oldu.

GÖLGEDEKİLER

1994 ve 1995 yıllarında “Gölgedekiler” belgesel dizisini hazırlayan Can Dündar, Yakınçağ Türkiye tarihinin gölgede kalmış kahramanlarının öykülerini anlatıyordu. Atatürk için ölüme giden bir kadın, şeriatçılarla başı kesilerek öldürülen bir asker, savaş içinde kurulmuş bir meclis ve Çanakkale’nin meçhul askeleri gibi konu başlıklarıyla yayınlanan belgesel dizisi, Dündar’ın televizyonculuk geçmişinde önemli bir yer teşkil etti.

ATATÜRK’TEN AHMET KAYA’YA

Can Dündar, 1996 ve 1997 yılında Show Tv için hazırladığı 10 bölümlük “Aynalar” belgeseli ile tekrar gündeme geldi. Can Dündar, böylece politik ve tarihi konuların dışında ilk kez popüler kültüre yönelik bir çalışma yaparak söz konusu belgesel ile Türkiye popüler tarihinde yer eden isimlerle ilgili olarak bir çalışma sergiledi. Dündar; Ahmet Kaya, Yılmaz Güney, Sezen Aksu, Zeki Müren, Kemal Sunal, Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses ve Türkan Şoray gibi isimlerin hayatını anlatan bu belgesel serisi ile popüler bir araştırmacı gazeteci olma yolundaki ilk çalışmasını gerçekleştirmiş oldu.

CAN DÜNDAR İLE 40 DAKİKA

Can Dündar, 1996 yılında son 5 yıldaki 3 belgeseli ve 2 program çalışması ile araştırmacı, tarihsever, Kemalist ve popüler bir gazeteci olduğunu adeta kanıtladıktan sonra 2 yıl süre ile Show Tv’de “40 Dakika” isimli belgesel-haber programını hazırlayıp sundu. Program “ Haber almak, İnsan hakkıdır ” sloganı ile yayına başlıyordu. Özellikle 7 Ocak 1997’de yayınlanan programda Susurluk kazasından yola çıkarak yapılan araştırmalarla ilgili iddialar uzun süre gündemde kaldı. Programa Bülent Ecevit, Doğu Perinçek, Alparaslan Türkeş gibi isimler yorumlarıyla katılmıştı.

YÜKSELEN BİR DENİZ

1998 yılında “Yükselen Bir Deniz” belgeselini hazırlayan Dündar, belgesel çalışmasıyla aynı ismi taşıyan kitabını 2002 yılında piyasaya sürdü. Belgeselde yine Atatürk konu olarak ele alınıyor ve Atatürk’ün öğrencilik hayatındaki ülke durumunu ve Atatürk’ün beraberliğinde gerçekleşen değişimleri anlatan bir çalışma. Yayınlandığı dönemde Cumhuriyet’in 75. yılında izleyicilerle buluşan belgesel Sarı Zeybek kadar ilgi çekmese de 2013 yılında Pera Müzesi tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yıl dönümü anısına gerçekleştirdiği etkinliklerle tekrar gündeme geldi.

İSMET PAŞA BELGESELİ

Can Dündar, 1999 yılında “İsmet Paşa” belgeselini Bülent Çaplı ile birlikte hazırlayarak tekrar ekranlara dönüş yaptı. İsmet Paşa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü'nün yaşam öyküsünü anlatan belgesel dizisidir. “Hayranları kadar düşmanları da oldu; sevenleri kadar nefret edenleri de…” yorumu ile DVD formatında da piyasaya sürülen belgesel, bir süre sonra İmge Yayınevi tarafından basıldı.

BELGESELCİLİĞE DEVAM ETTİ

2000’li yıllara gelindiğinde Can Dündar, artık farklı konulara da el atarak 1999 yılında "Zaten Tiyatro Dediğin Nedir Ki?" isimli Devlet Tiyatroları konulu belgeselini hazırladı. Köy Enstitüleri için hazırladığı belgesel 2000 yılında ATV'de yayınlandı ve o dönemde yine dikkat çekti. 2000 yılında NTV'ye 10 bölümlük “4. Nesil” ve “İş Bankası” belgesellerini hazırlayan Can Dündar, 2001 yılında CNN Türk için “Halef” belgeselini hazırlayarak İsmet Paşa ile bıraktığı Türkiye tarihi çalışmaları serisine tekrar devam etti.

NAZIM HİKMET’TEN FENERBAHÇE'YE

Can Dündar'ın 2002 yılının Ocak ayında hazırladığı Nazım Hikmet belgeseli, CNN Türk kanalında yayınlandı ve gündem yarattı. Yine aynı yıl Fenerbahçe’nin tarihinin anlatıldığı “Bahçedeki Fener” belgeseli de sporseverler tarafından ilgi ile karşılandı. 2003 yılında Dr. Nejat Eczacıbaşı’nı anlatan “Bir Yaşam İksiri” belgeselini ve Türkiye’nin kaderini değiştiren 11 günün 24 saatinin anlatıldığı “O Gün” belgesel dizisini hazırladı.

BELGESELLERİ ESKİ İLGİYİ GÖRMEDİ

Can Dündar, 2004 yılında “Yüzyılın Aşkları” ve Bülent Ecevit’i konu aldığı “Karaoğlan” belgesellerini yayınlayarak gündemde kalmaya devam etti. 2005 yılında "Yetiştik Çünkü Biz!.." Mülkiye Belgeseli ile artık daha dar bir kitlenin çalışmalarıyla ilgilendiği Dündar, geçmişteki belgesel başarısını sürdürememeye başladı. Bu nedenle 2006 yılında Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkını anlatan "Tatarım" belgeseli ile belgeselcilik konusunda tekrar şansını deneyen Dündar, 2006 yılında “Çalıkuşları: Notre Dame de Sion’un Çocukları” belgeselini hazırladı. Ancak Türkiye tarihinin Notre Dame de Sion okulunun belgeleriyle açıklandığı belgesel, okulun rahibelerinin tuttuğu arşiv belgelerini içeriyordu. Okulun mezunlarının da yorumlarıyla katkıda bulunduğu belgeselde, Notre Dame de Sion mezunlarının belki de en ünlüsü olan Nazlı Ilıcak yer almıyordu.

LİDER PORTRELERİ ÇİZDİ

Can Dündar, Neşat Ertaş Belgeseli ve İETT tarihinin anlatıldığı belgesel çalışmalarından sonra hala beklediği ilgiyi göremediği için, 2007 yılında NTV için Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Mehmet Ağar ve Devlet Bahçeli’yi konu aldığı “Lider Portreleri” belgeselini yayınladı. Belgesel çalışması, konu olan isimler nedeniyle ilgi çekse de sonrasında 2013 yılında hazırladığı “Delikanlım, İyi bak yıldızlara…” isimli Deniz Gezmiş belgeseli beklediği etkiyi yaratmadı. Son olarak hazırladığı “17 Aralık – Erdoğan’ın en uzun günü” başlıklı belgeseli, Artıbir TV’de yayınlandı ve gündemde yer almadı.

KÖŞE YAZARLIĞINA DEVAM ETTİ

Can Dündar, belgeselcilik ve televizyon programları ile birlikte köşe yazarlığına ilk olarak 1994 yılında Aktüel dergisinde başladı. Aynı yıl Yeni Yüzyıl gazetesinde günlük köşe yazıları yazan Dündar, gazetede 5 yıl çalıştı. Yeni Yüzyıl gazetesi kapandıktan sonra 1999 yılında 2 yıl kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığına devam eden Dündar, aynı zamanda 1994-2005 yılları arasında Aktüel dergisinde köşe yazıları yazmaya devam etti. 2001 yılından sonra yaklaşık 2 yıl kadar Milliyet gazetesinde köşe yazılarına devam eden Dündar, Milliyet'ten ayrıldıktan sonra Doğan Tılıç'ın köşesinde, bir ay boyunca haftada üç gün BirGün gazetesinde yazmaya başladı. 2003-2004 yıllarında Milliyet gazetesi için Popüler Kültür ekini çıkaran Dündar, Ekim 2013 tarihinden itibaren de Cumhuriyet gazetesinde yazmaktadır. 9 Şubat 2015 tarihinde, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'nun oy birliğiyle aldığı karar uyarınca Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevini de sürdürmektedir.

NEW AGE MEHMET ALİ BİRAND

Can Dündar, belgesel çalışmalarıyla gündeme gelse de köşe yazarlığına devam ederken NTV'de 19 Eylül 2006'da başladığı 'Neden' isimli tartışma programını 9 Haziran 2009 tarihine kadar hazırlayıp sundu. 16 Şubat 2009'dan Haziran 2010'a kadar NTV'de "Canlı Gaste" programını yayınlayan Dündar, Eylül 2010'dan Haziran 2011'e kadar NTV'de "Canlı Ana Haber" programını sundu.

ADINIZ CAN MI? JEAN Mİ?

2007 yılında Can Dündar, NTV'de yayımlanan "Neden" adlı programına katılan eski MİT'çi Nuri Gündeş'in açıklamalarıyla gündeme geldi. Gündeş, programda Çakıcı için "Dinliyorsa yanaklarından öperim, eğer devlete bir hizmeti varsa" dedi. Dündar da Gündeş'e, derin devletin kullandığı isimlerin niteliğine ilişkin sorular yöneltti. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde tutulan Çakıcı, program nedeniyle Dündar'a tehdit mektubu gönderdi. Dündar'ın ofisine faksla yollandığı öğrenilen 4 sayfalık el yazısı ile kaleme alınmış mektup, "Siz ve bazı arkadaşlarınız, elinizdeki kalemleri kullanarak, sınır tanımadan kişilerin onuruna saldırma hakkını nereden alıyorsunuz? Savcı ve yargıç gibi işinize geldiği türde, tüm gayrı ahlaki kuralları kendi kişisel çıkarlarınız doğrultusunda yasal zeminlere taşıyorsunuz. Küresel medya patronlarının Türkiye'deki işbirlikçi elemanları olarak çeteleştiğinizi biliyor musunuz? Türkiye'nin son yaşadığı Hrant Dink şokunun yüzde 90'ının sorumluluğunun sizlere ait olduğunu biliyor musunuz? Merak ediyorum. Sizin adınız Can'mı Jean'mıdır?" cümleleriyle başlıyor ve "Siz Alaattin Çakıcı'nın, ağzının ayarının sınır tanımadığını biliyor musunuz? Bakınız beyefendi! Lütfen yaptığınız işi insani ve mesleğinizin ahlaki kuralları çerçevesinde yapmaya çalışın ve akıllı olmanızı sizden rica ediyorum. Yine de beyefendilik bende kalsın. Selam, sevgi ve esenlikle." cümleleriyle bitiyordu.

GEZİ BELGESELİ YAYINLADI

2014 yılında Cumhuriyet yazarı Can Dündar, Gezi Parkı direnişi ile ilgili hazırladığı “Gözdağı” adını verdiği ve Gezi olayları sırasında gözünü kaybeden 6 gencin öyküsünü anlattığı belgeselin ilk gösterimini 30 Mayıs’ta ilk kez Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Dündar, belgeseli kanallarda yayınlamak yerine bir forum mantığı ile Gezi Parkı olaylarının yıldönümü olan 31 Mayıs’tan itibaren parklarda, meydanlarda, salonlarda, kampüslerde ücretsiz olarak gösterileceğini söyledi.

HÜKÜMETE KARŞI SUÇ

2015 yılında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Can Dündar hakkında, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl Hatay ve Adana'da, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili, "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle bireysel suç duyurusunda bulundu. Can Dündar’ın TCK’nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” “Gizliliğin ihlali”, “Hükûmete karşı suç”, “ Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “Siyasal ve askeri Casusluk”, “Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istemi ile gündeme geldi.

Can Dündar, @candundaradasi Twitter hesabını kullanmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.