Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Misak-ı Milli vurgusu
Ajanslar

Bursa'daki konuşmasında bir kez daha Misak-ı Milli'yi hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı harekatına ilişkin olarak da "Terörden arındırılmış bölge oluşturmalıyız" dedi

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"MİSAK-I MİLLİ DEDİM RAHATSIZ OLDULAR"

Halep gibi geçmişte bize ait olan topraklarda kütüphaneler, medreseler, hastaneler enkaza döndü. Acımasızca vuruyorlar. Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben Misak-ı Milli dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum anlayın. Bu işin tarihinde bu var. Gazi Mustafa Kemal'in de Misak-ı Milli'yi hedef olarak göstermesi yok mu, var. Niye rahatsız oluyorlar? Biz milliyiz, biz yerliyiz. Biz vatanseveriz. Biz milliyetperveriz, farkımız bu.

TERÖRİSTLERİ İNLERİNE KADAR KOVALAYACAĞIZ "

Şu anda Doğu'da, Güneydoğu'da hala çılgınlık içinde olan teröristler var. Bölücü terör örgütü nereye kaçarsanız, kaçın. İnlerine kadar sizi kovalayacağız, kovalıyoruz. Artık terör eylemi olduktan sonra değil, olmadan, o bataklığı kurutmak suretiyle bu vatanı inşallah refaha, huzura kavuşturacağız. Şehitlerimiz var. Şehit veriyoruz. Eyvallah ama ben şuna inanıyorum. Bizim şehidimiz büyüktür. Hamdolsun bu değerlere sahip olan bir millet ne ölür, ne yıkılır.

İDAM İÇİN İZİN Mİ ALACAĞIZ

Parlamentoda idam konusu gündeme gelip Genel Kurul'dan geçtiği anda Cumhurbaşkanı olarak ben buna onayımı veririm. Bunu açıkladım. Bazı Batılılar 'Siz bunu niçin dillendiriyorsunuz' diyor, ya ne olacaktı? Sizden mi izin alacağız? Bugüne kadar on binlerce şehidimin kanı yerde mi kalacak? Bugün dünyanın büyük bir kesiminde hala idam uygulaması var. Dolayısıyla biz, o şehidimizin kanını yerde bırakamayız.

"EL BAB'A MECBUR İNECEĞİZ, ÇÜNKÜ..."

Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konuları tribünden izlemeyeceğiz. Terör koridoruna izin vermeyeceğiz. Şimdi El Bab, ama 'oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD ile veya YPG ile beraber değil. Amerika, koalisyon güçleri, beraber. Terör örgütlerini yanımıza almayacağız.

"ACIRSANIZ ACINACAK HALE GELİRSİNİZ"

Demokrasiden, hukuktan ve adaletten asla taviz vermeden, adeta bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak bu hain örgüt bizim bu hassasiyetimizi dahi sulandırmaya, istismar etmeye... Ne diyorlar, 'mağduriyetim giderilsin' diye yapılan başvurular var. Sen ne diyorsun ya? Ne mağduriyeti? Benim 241 şehidimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? 2 bin 194 gazimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? Biraz insan edep eder. Hangi yüzle gelip bunu söylüyorsunuz. Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz; hukuk içinde, adil bir şekilde kararınızı verin.

"UZAYDAN GELMİŞ GİBİ BAKIYORLAR"

Biz Suriye, Irak, Bosna deyince birileri uzaydan gelmiş gibi yüzümüze bakıyor. Hatta tam cahilce Türkiye'nin Irak'la, Bosna'yla ilişkisi ne olabilir diye soruyorlar. Bu coğrafyalar bizim canımızın parçasıdır.

"SINIRLARI İSTEYEREK KABUL ETMİŞ DEĞİLİZ"

Bu devletin sınırlarını isteyerek kabul etmiş değiliz. Uzun zamandır yaşadığımız kesintisiz savaşların, kayıpların etkisiyle biraz nefes alabilmek, kendimizi toparlayabilmek için o dönemde buna tamam denmiş olabilir. Asıl yanlış dönemin tartışmaları şartlarında yapılan bu fedakarlığa teslim olup, toplumu buna göre inşa etmeye kalkışmaktır. İşte biz buna itiraz ediyoruz.

"YATA YATA BİR NESİL BÜYÜR MÜ?

Kültür ecdaddan devralınan maddi manevi mirasın tümüdür. Birileri çıkmış bize geçmişimizi toptan unutturmaya çalışıyor. Biz unutsak da tarih unutmuyor. Karşımızdakiler hiç unutmuyor. Maalesef bir dönem bu büyük milleti kendi tarihinden, kendi geçmişinden koparmak için kasıtlı bir politka izlendi. Uzun yıllar boyunca öyle çarpık eğitim sistemi uygulanmıştır ki lisede okuduğu kadarıyla tarihinden haberdar olan bir genç bu ülkeyi 90 yıldan ibaret sanır. Bize ne okuttular? 'Yat yat uyu, uyu uyu yat' Bizi öyle yetiştirmeye çalıştılar. Yata yata, uyuya uyuya bir nesil büyür mü?