El Cezire: Filistin İsrail'e Doğu Kudüs'ü teklif etti

El Cezire: Filistin İsrail'e Doğu Kudüs'ü teklif etti

Şu ana kadar açıklanan belgelerde en dikkat çekici detay, Filistin Yönetimi'nin müzakerelerde İsrail'e Doğu Kudüs'ün en önemli kısımlarını teklif etmesi, ancak Tel Aviv yönetiminin bunu reddetmesiyle ilgili. İsrail tarafına, "Size tarihin en büyük Kudüs'ünü teklif ediyoruz" dediği iddia edilen Filistin Yönetimi Başmüzakerecisi Saeb Erekat ise belgeleri "büyük bir yalan" olarak nitelendirdi.

El Cezire'nin elinde, 1999-2010 yıllarına ait e-mail, harita, özel görüşmelere ait detaylar, üst düzey takaslara ait bilgiler, stratejik notlar ve power point sunumlarına kadar binlerce sayfa belge bulunuyor. Belgelerin tamamının, 23 ile 26 Ocak tarihleri arasında açıklanacağı belirtildi. El Cezire, içerdikleri hassas bilgilerden dolayı, bu belgelere nasıl ulaştıklarını ve kaynaklarını açıklamayacaklarını ifade etti. Kurum belgeleri Guardian'la da paylaştı.

Elde edilen belgelerde öne çıkan en önemli bilgiler arasında, Filistin Yönetimi'nin Doğu Kudüs'teki yasadışı İsrail yerleşimlerini kabul etmesi, Haremüşşerif'in statüsü hakkında "yaratıcı" olunması ve mülteciler ile Filistinlilerin ana vatanlarına geri dönmesi hakkındaFilistin Yönetimi'nin vermeye hazırlandığı tavizler yer alıyor.

FİLİSTİN YÖNETİMİ'NDEN SERT TEPKİ

Filistin Yönetimi Başmüzakerecisi Erekat, belgeleri "bir yığın yalan" olarak nitelendirerek haberlere tepki gösterdi. Belgelerin kamuoyuna duyurulmasının hemen ardından El Cezire televizyonuna konuşan Erekat, Filistinli liderlerin "saklayacak hiçbir şeyi olmadığını" söyleyerek haberleri yalanladı.

Erekat, "Ben her zaman Doğu Kudüs'ün Filistin'in bir parçası olduğunu söyledim. Hiç kimse hiçbir şeyden vazgeçmedi. Bir yıl önce Kudüs haritasını El Cezire'de kameralara gösterdim. Toprak takası prensibi daha öne konuşulmuştu" dedi.

Bütün belgelerin daha önce Arap Birliği, Mısır, Ürdün ve Katar'la paylaşıldığını belirten Erekat , "Madem bu tavizleri verdik, İsrail neden barış anlaşması imzalamadı" dedi.

Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise Kahire'de gazetecilere yaptığı açıklamada Arap Birliği'nin bütün görüşmelerden haberdar edildiğini belirterek, "El Cezire'nin bu gizli şeylerle nereden çıktığını bilmiyorum. Bizim kardeşlerimiz Araplardan saklayacak hiçbir şeyimiz yok" dedi.

2008 yılındaki görüşmelerde Başmüzakereci olarak görev yapan Ahmed Kurei ise Associated Press'e, "Belgelerin büyük bir kısmının Filistin Yönetimi ve Filistinli liderleri karalama kampanyasının bir parçası olarak uydurulduğunu" söyledi.

HAMAS: KENDİLERİNDEN UTANSINLAR

Hamas lideri Mahmud el Zahar ise Filistinli yetkililerin kendilerinden utanması gerektiğini belirtti.

Filistin Yönetimi'nin 2008'deki müzakerelerini yürüten ekibin bir parçası olan Diana Buttu ise Guardian'a yaptığı açıklamada belgelerde sözü edilen teklifi "şoke edici" ve Filistin halkının dileklerinden kopuk olarak nitelendirdi.

Buttu, Erekat'ın istifa etmesi gerektiğini belirterek tavizlerin İsrail'i yerleşim faaliyetlerinden ötürü ödüllendirmek anlamına geleceğini söyledi.

DOĞU KUDÜS ŞOKU

Filistin Yönetimi'nin, Doğu Kudüs'teki İsrail yerleşimleri hakkında vermeyi teklif ettiği taviz Ortadoğu'da deprem yarattı.

Geçtiğimiz yıl ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın İsrail'i ziyareti esnasında, Tel Aviv 1,600 yeni konutun inşa edilmesi kararını onayladı.ABD, İsrail'in Ramat Şlomo bölgesinde yeni konut birimleri inşa etme kararına tepki gösterirken, Biden, barış görüşmelerinin yeniden başlaması için "ihtiyaç duyulan güvene büyük zarar verildiğini" ifade etti.

Ancak, El Cezire'nin ele geçirdiği Filistin belgeleri, İsrail'in Ramat Şlomo'daki inşaatı durdurmak için hiçbir nedene sahip olmadığını gösterdi. Belgelere göre, Filistin Yönetimi yetkilileri bu yerleşim dahil, Kudüs'teki yasadışı tüm inşaatların tümünü 2008'de kabul etti. Filistinli müzakereciler, neredeyse karşılığında hiçbir şey almadan, İsrail'in yasadışı yerleşimleri topraklarına katmasını onayladı.

Filistin Yönetimi'nin yaptığı, eşi benzeri daha önce görülmemiş teklif, 15 Temmuz tarihinde Tel Aviv'de yapılan üç taraflı görüşmede geldi. Görüşme, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice, o dönem İsrail'in Başbakanı olan Tzipi Livni, yine dönemin FilistinYönetimi Dışişleri Bakanı Ahmed Kurei ve Filistin Yönetimi başmüzakerecisi Said Erekat arasında yapıldı.

KUREİ: TARİHTE BİR İLK

Görüşmenin detayları şöyle:

Kurei: "Bu son teklif, takas sürecinde yardımcı olabilir. İsrail'in Cebel Mukebir (Har Homa) dışında, Kudüs'teki tüm yerleşimleri topraklarına katacağını teklif ettik. Tarihte bu tür bir teklifi ilk defa yapıyoruz. Camp David'de böyle yapmayı reddetmiştik" ifadesini kullandı.

Ardından Erekat, Filistin Yönetimi'nin kabul etmeye istekli olduğu yerleşimleri teker teker saydı: Fransız Tepesi, Ramat Alon, Ramat Şlomo, Gilo, Talpiot ve Kudüs eski şehirdeki Yahudi bölgesi. Yaklaşık 120 bin kişinin yaşadığı bu bölgelerin dışında, Erekat Pisgat Ze'ev ve Neve Ya'akov gibi yerleşimlerden bahsetmedi. Ancak Kurei'nin sözleri buraların İsrail'in parçası olarak kalacağı imasını verdi.

Ekim 2009'da düzenlenen bir başka görüşmede, Erekat, Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde coğrafi bir bölümünü, Yahudi Bölgesi ve "Ermeni Bölgesi'nin bir kısmının" kontrolüyle beraber İsrail'e vermeyi teklif etti.

Doğu Kudüs'teki yerleşimler uluslararası yasalar altında yasadışı olsa da, İsrail bu bölgeleri belediye sınırları içinde kabul ediyor.

YERLEŞİMLER İSRAİLLİLERİ DE BÖLDÜ

İsrailliler, yerleşimler konusunda ciddi ayrılık yaşıyor. Geçtiğimiz yıl Yedioth Ahronoth ve Ha'aretz gazetelerinin düzenlediği anketlere göre, katılımcıların sırasıyla yüzde 46 ve yüzde 41'i, yerleşimlerdeki inşaatların durdurulmasını destekledi.

Diğer yandan, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Kudüs'te inşaat yapmanın "Tel Aviv'de inşaat yapmaktan farklı olmadığını" söylemiş, Erakat'ın bahsi geçen imtiyazları verdiği günlerde başbakan olan Tzipi Livni ise "Tel Aviv'i Filistinlilerle yapılacak hiçbir anlaşmada bölmeyeceklerini" belirtmişti.

Öte yandan, Filistinliler Batı Şeria'daki önemli yerleşimler konusunda daha prensipli bir duruş sergiledi. Doğu Kudüs hakkındaki görüşmenin gerçekleştiği aynı yerde, Kurei, Livni'ye "Ma'ale Adumim, Ariel, Giv'at Ze'ev, Ephrat ve Har Homa yerleşimlerinin İsrail topraklarına katılmasını kabul edemeyeceklerini" söyledi.

Har Homa dışında, tümü Batı Şeria içinde kalan bu yerleşimlerin İsrail topraklarına katılması gelecekteki Filistin devletinin sürdürülebilirliği açısından yıkıcı olabilir. Öte yandan, bu yerleşimleri parçalamak İsrail'e de avantaj sağlamayacak. Yaklaşık 18 bin kişinin yaşadığı Ariel, önemli bir sanayi bölgesi. Nüfusu 30 bine çıkan Ma'ale Adumim ise Doğu Kudüs'te hızla büyüyen bir yerleşim konumunda.

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK

Filistin belgeleri, Ma'ale Adumim ve Ariel gibi yerleşimler konusunda girilen çıkmazı ortaya koydu. Ancak, Filistinli müzakerecilerin birçok görüşmede öne çıkardığı bir üçüncü bir seçenek mevcut: Bu Yahudi yerleşimlerinin gelecekteki Filistin devletinin bir parçası olarak kabul edilmesi. 2008 yılında bu teklifi birçok kez Livni'ye götüren Kurei arasında, Haziran ayında şu konuşma yaşanmış:

"Ma'ale Adumim muhtemelen Filistin egemenliği altında kalacak. Bu, işbirliği ve bir arada yaşamaya örnek olabilir.

Livni: Bu konu yerleşimcilere giriş izni sağlamıyor.

Livni, Mayıs 2008'de gerçekçi olmadığı gerekçesiyle Kurei'nin teklifini reddetti.

Ma'ale Adumim ve Ariel'in aralarında bulunduğu iki devletli çözüm, ABD eski başkanı George Bush'un yönetiminin de amacıydı. DöneminABD Dışişleri Bakanı Rice, Temmuz 2008'de Kurei'ye "İsrail'in Ma'ale Adumim'den vazgeçmeye niyetli olmadığını belirtmişti.

Bu görüşmenin ardından geçen iki buçuk yılda, İsrail-Filistin görüşmelerinde yaşanan çıkmazda bir gelişme olmadı. (Hürriyet)