Fikirci Bey yazdı: BÜYÜK İSYAN

Darbe medyası sahibi ölmüş köpek gibi, bir mezar etrafında ağlayıp, dönüp duruyor. Ona buna havlıyor.

Fikirci Bey yazdı: BÜYÜK İSYAN

Fikirci Bey yazdı: BÜYÜK İSYAN

BÜYÜK İSYAN

Geriye çekilip bakınca insan döngüyü gayet net görüyor:

İşler biraz düzgün gidince önce medyada bir karışıklık başlıyor.

Hayır, işler ters gidince değil, düzgün gidince.

Medya sahte bir gündem ve sorunlar yumağı uyduruyor.

Birileri de buna inanıp sokağa dökülüyor,

“Abdülhamit’in öğrencileri Sarayburnu’ndan denize attığı günlerden beri…” (Deniz Gezmiş’in savunmasından, kendi sesindendir)

“Menderes öğrencileri kıyma makinesine attı”

“Komünistler camileri bombaladı”

“Atamızın Selanik’teki evine bomba atıldı”

Arkasından 6-7 Eylül olayları, Çorum, Malatya, Kahramanmaraş olayları, Madımak, Aczimendiler,  vb.

Sokağa dökülen, yarısı derin devlet görevlisi şuursuz kitle

Ülke yönetilemez hale geliyor, medya üzerine benzini döküyor ve yangın.

Sonra itfaiye edasıyla darbe yetişiyor, yangını söndürüyor ve mutlu son! Herkes kurtuluyor.

O sorun dediğiniz şeyler de bir anda buhar oluveriyor. Bakıyorsunuz komünizm gelmemekle kalmamış, toptan gitmiş. Şeriat tehlikesi zaten yokmuş, sağcılarla solcular aslında kardeşmiş…

Bu kez de aynı şey yapıldı.

Ülkede kişi başına düşen milli gelirin dört katına çıktığı bir dönemde insanlar sahte bir gündemle sokağa döküldüler. Ne vardı, maaşınızı mı alamıyordunuz? Belediye hizmetleri mi aksıyordu, çöp dağları mı oluşmuş, patlamıştı, dolar 2 katına mı çıkmıştı, bankalarınız soyulup yatırımlarınız mı sıfırlanmıştı? Yoo, hiçbiri değil. Bunlar olduğunda kimse sokağa dökülmüyor. Ne zaman ki işler yoluna giriyor, insanlar sokağa çağrılıyor.

Ama bu çapulculuk bir darbe ile taçlanmadı, akim kaldı.

Arkasından tapeler, komplolar, sahte tır operasyonları, Türkiye’yi terörist ülke ilan ettirme çabaları…

Yine darbe ile sonuçlanmadı.

Artık çıldırmak üzerelerdi ki imdatlarına PKK yetişti.

Barış süreci başladığından beri Doğan Medyası ve hempası paralel medya her gün bazen ince, bazen kalın dokundurmalarla sürece saldırdı. “Apo ile masaya oturdular, teröriste taviz verdiler”, “Apo’yu serbest bırakacaklar! İşte çıkınca kalacağı köşk, işte sekreteri!” dediler. Akil insanlara saldırdılar, ülkedeki radikal milliyetçi grupları kışkırttılar, ince dokundurmalarla popüler faşizmi dürttüler, bazen açık karakter suikastı ile “Şerefsiz, Kürtçe albüm yapacakmış!” deyip şeytan taşladılar. Sonra ne zaman ki PKK barış sürecine ihanet edip polisleri uykusunda ensesinden kurşunladı, işte o zaman bayram yaptılar, barışa saldıranları hemen bağırlarına bastılar. PKK yerlere izmarit atmayan, ağaçları kesmeyen yeşilci sivil toplum kuruluşu oldu. Şehit sayımız 100’ü aştı, bir kere bile PKK yapmıştır diyemediler. PKK “yahu biz yaptık” dediğinde bile “yok canım siz yapmamışsınızdır, devlet yapmıştır, MİT yapmıştır” dediler. Eskiden, söylenen bir lafı alır, bağlamından kopartır veya eğip bükerek söylenmedik bir şeyi söylenmiş gibi yaparlardı. Cumhurbaşkanının medyadaki hainleri işaret edip, “onurlu şehit babaları yanında böyle karaktersizler de var” lafını “böyle karaktersiz şehit babaları da var”a dönüştürürlerdi. Şimdi artık hiç söylemediği lafları söylemiş gibi yapıp “400 milletvekili alsaydım 16 asker ölmezdi”ye geçtiler. Artık aklıselimi de kaybettiler. Yani “ülkede yönetenler bilerek ve isteyerek ülkeyi yönetemez hale getirdi” dediler. Ve ertesi sabah hiç kimse “yahu bunda bir mantık hatası var” demedi, sosyal medyada binlerce kullanışlı ebleh bu yalanı paylaştı. Gazeteler bu manşetle çıktı, mizah dergileri bir haftadır bunun üzerinde eşiniyor. Kaynak bile yaptığının mantıksızlığını görüp iddiayı siteden kaldırdı ama çamur atıldı bir kere sosyal medyada hala bunun doğru olduğuna inanan ve daha fazlasına da inanmaya hazır milyonlarca ebleh var.

Ama PKK’nın bütün saldırılarına, teröre ve medyanın tüm benzin dökmesine ve hatta son birkaç gündür sokağa saldırgan gruplar salınmasına rağmen o büyük arzu, o büyük istek, o büyük darbe gerçekleşmiyor. Ülke yönetilemez hale gelmiyor. Hem de geçici hükümete rağmen. Eskiden olsa çoktan hükümet çökmüş, bir otelde yeni bir hükümet kurulmuş ve bakanlar medyanın izniyle belirlenmişti.

Ama olmuyor.

Çünkü bir şey eksik: Asli fail.

Geçmişte bütün bu ortamın merkezine yerleşip fitili ateşleyen derin devlet şimdi yok.

Yani devletin merkezinde hain yok.

Ve şimdi darbe medyası da sahibi ölmüş köpek gibi, bir mezar etrafında ağlayıp, dönüp duruyor. Ona buna havlıyor.

Gerçek köpek olsa ne kadar sadık diye hayran olur insan.

Ama bu metafor…

“Özerklik, öz yönetim” iddialı  “büyük isyan” girişimi, de Cizre’nin ortasında elinde bir ucuz keleşle “bizi kurtarın” diye ağlayan 200 ergenin birkaç saat sonra teslim olmasıyla son bulacak.

Terörist ile halk birbirinden ayrıldı. Kimseye işkence yapılmadı, ev, mezra yakılmadı. Sivillere zorluk yaşatılmadı, PKK haydutlarının arkasına saklandığı siviller dahi sakınıldı. İsyana halk desteği gelmedi. Şehirlerin içine sokulan onlarca yüksek tesirli patlayıcı etkisiz hale getirildi, onlarca roketatar, yüzlerce keleş ele geçirildi. Yakında hepsi teşhir edilir, biz de medyada bize barış meleği diye yutturulanların yolunmuş kanatlarını görürüz.

Yine çıkartılan bunca gürültünün boş olduğu anlaşılır, onlar yeni bir darbe planı için kuyruklarını kıstırıp giderken biz de barış içinde seçime gideriz.

Heyhat, bu kez de darbe yok.

Ve postal medyası tasmasıyla ortada, ipini tutan yok…