Tunceli'de kadınların kurduğu sofrada sağlık var
Tunceli'de 7 kadın girişimcinin kurduğu kooperatif, yöresel yemeklerle birlikte çölyak hastalarına uygun glütensiz lezzetler de sunuyor.
Tunceli'de 7 kadının girişimiyle kurulan kooperatif, kentin mutfak kültürünü yaşatmak ve kadınların üretime katılımını artırmak amacıyla 2020 yılında resmi olarak faaliyete geçti.
Kooperatif, hem kente özgü yemekleri tanıtarak yerel lezzetlerin korunmasını sağlıyor hem de glütensiz mutfakla çölyak hastalarının ihtiyaçlarına yönelik hizmet sunuyor.
Kooperatif çatısı altında hazırlanan ürünler, Tunceli'nin özgün yemeklerini geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflerken, aynı zamanda sağlık odaklı bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor.
"KENDİLİĞİNDEN GELİŞEN BİR SÜREÇ"
Kadınların kooperatifi kurmadan önce yaklaşık bir yıl birlikte çalıştığını, bu sayede hem birbirlerini hem de yaptıkları işi daha iyi tanıdıklarını ifade eden Yıldız Gündüz, 7 kişi olarak kurdukları kooperatifin kuruluş dönemini anlattı.
Gündüz, "Biz kooperatifi kurmadan önce kadınlarla birbirimizi tanımayı tercih ettik. 2019'da başladık, 2020 yılının Ocak ayına kadar bir çalışma yürüttük. Bu çalışma neticesinde kimin bu yapı içerisinde hangi işi yapabileceğine, nasıl çalışacağına, yetenek alanına ve en önemlisi neler yapmak istediğine baktık. Üretmek istiyor mu, çalışmak istiyor mu? Önünde bir engel var mı? Bu noktalarda ortaklaştık.
Kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Zamanla kimin hangi işi yapabildiğini kendimiz de gördük, o da kendini gördü. Kendinin hangi yeteneklere sahip olduğunu bilmeden bir evin içerisinde zaman geçiren, bir işletmeye gidip gelen, aslında iletişim yeteneği yüksek olmasına rağmen mutfakta çalışan bir kadınla da karşılaştık. Çok iyi tatlı yapmasına rağmen bunu bilmeden sadece temizlik alanında çalışan bir kadınla da karşılaştık.
En nihayetinde bu karşılaşmalar bizi 'Zembul' noktasına taşıdı. O yapının içerisinden bir aşçı çıktı, bir hamur ustası çıktı, bir tatlıcı, bir yönetici, bir pazarlamacı, bir servis elemanı çıktı. Yani o yapı 7 kişilik bir ana kadroyla Zembul Kadın Kooperatifini kurdu." dedi.
"İMKANSIZLIKLAR İMKANA DÖNÜŞTÜ"
Kooperatif çatısı altında yöresel yemeklerin yanı sıra çölyak hastalarına ve glüten hassasiyeti sorunu yaşayan vatandaşlara da hizmet ettiklerini belirten Başkan Gündüz, "Çölyak hastaları için her şey parasal temelde değil. Ama bu toplumda yaşayan bir rahatsızlığı olan çölyak hastaları ve glüten alerjisi olanlar için de üretime geçmeye başladık.
Atıl olan alanlarımızın hepsini kendimize ve topluma faydalı olacak şekilde nasıl revize edeceğimizi ve bu noktada neler yapabileceğimizi çok düşündük. O alanlarda eğitimler aldık. Bugün bir çocuğun glüten alerjisi varsa ailesiyle yemeğe çıkamıyor.
Ailesi de onun için özel bir mutfak kurmak zorunda. Herkesin böyle bir imkanı yok ve bu ürünlere ulaşmak gerçekten çok zor. Her anne evde her ürünü yapamaz. Dolayısıyla biz bu noktada böyle bir rahatsızlığı olan insanlar için bir mutfak kurduk.
Bugün çocuğu çölyak olan bir anne de gelip burada çocuğuyla birlikte hamburger yiyebiliyor. Çölyak olan ve olmayan aynı masada oturabiliyor. Zembul da bu yüzden imkansızlıkların imkana dönüştüğü bir yer oldu." diye konuştu.
"TUNCELİ, TURİZME AÇILAN BİR ŞEHİR"
Gündüz, "Kendi mutfaklarımızda doyduğumuz, çocuklarımızı doyurduğumuz bir yemeğimiz vardı. Yemek, kültürümüzün çok önemli bir parçası. Dolayısıyla en iyi bildiğimiz işi Zembul'un mutfağına koyduk. Tunceli çokça turizme açılan ve turizmin odak alanına alındığı bir şehir.
Şehirde turizm vizyonunun olduğunu ifade eden birçok noktamız var. Bölge planlarımız, toplantılarımız ve ekonomi çalıştaylarımızın hepsinde bunu duyduk ve deneyimledik.
Ancak bu turizmin de bir adı vardı, kültür ve doğa turizmiydi. Doğa zaten vardı, buralardaydı. Kültür de vardı ama o kültürün korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması gibi bir durum söz konusu. Biz kadınlar olarak yüzyıllardır mutfağımızda olan, atalarımızdan aldığımız yemekleri bu noktada sahiplendik.
Yemeklerle tekrardan kucaklaştık. Mutfaklardan kokusu çıkan, damaklardan tadı giden yemeği bir noktada tekrar sofralara taşıdık. Bugün 7'den 70'e herkesin Zembul'e gelip bu yemekleri yediğini görüyoruz. Bunu da masalarımıza baktığımızda fark ediyoruz.
Her kesimden insana bu yemekleri yedirdiğimiz için çok mutluyuz. 'Yemeğimizin porsiyonu küçüktür ama paylaşmaktaki gücü büyüktür' diyoruz. Dolayısıyla yemeğimize sahip çıktık. Yemeği iyi yapıyorduk ve iyi yapmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu.