Gelenekselci risk anlayışından, risk stratejisti bakış açısına geçişin anahtarları
Değişen risk ortamını ve işletmelerin bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacaklarını ortaya koymak amacıyla EY, belirsizliklere karşı şirketlerin stratejik risk yaklaşımlarını yeniden şekillendirmelerini öneriyor.
EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması’na göre; risk alanına stratejik bir yaklaşım olarak odaklanan liderler, işletmelerini belirsizlikler karşısında daha dirençli hale getiriyor.
Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY; değişen risk ortamını ve işletmelerin bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacaklarını ortaya koymak amacıyla EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması’nı yayımladı.
ARAŞTIRMA, DÖNÜŞEN İŞ DÜNYASINDA RİSK YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARINI KAPSIYOR
Küresel çapta 1.200 risk profesyoneliyle birlikte gerçekleştirilen araştırma, dönüşen iş dünyasında şirketlerin risk yönetimi yaklaşımlarını yeniden şekillendirmenin önemini vurguluyor.
Araştırmada, risk yönetimi uygulamalarının dönüşümüyle şirketlerin hem daha dayanıklı hale geldiği hem de daha başarılı sonuçlar elde edebildiği ifade ediliyor.
RİSKİN BOYUTU VE ETKİLERİ DEĞİŞİME UĞRUYOR
Son yıllarda yaşanan bir dizi küresel gelişmeyle birlikte risk kavramı da köklü bir değişikliğe uğruyor. Bu durum, risk yönetimi ve stratejiyi uyumlu hale getirme ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Yapay zekâ alanındaki önemli gelişmelerden birbirini takip eden jeopolitik belirsizliklere kadar birçok durum, neredeyse anında çok geniş çaplı etkiler oluşturabiliyor.
Böyle bir ortamda, kurumsal risk stratejilerinin vizyonu ve alınan aksiyonlar büyük bir önem arz ediyor.
BİRÇOK ŞİRKET İÇİN HALA UYUM ODAKLI YAKLAŞIM ÖN PLANDA YER ALIYOR
Araştırmaya göre; küresel çapta birçok şirket halen risk yönetimine stratejik bakış açısından ziyade uyum odaklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Ancak “gelenekselci” risk yaklaşımını benimseyenlerin aksine, araştırmada “risk stratejistleri” olarak isimlendirilen uzmanlar risk fonksiyonunu yalnızca işletmenin stratejisiyle uyumlu hale getirmekle kalmıyor; aynı zamanda stratejik kararları risk içgörüleriyle besleyerek işlerinin büyümesini de destekliyor.
Bu yaklaşım sayesinde ayrıca risk kavramı, iş süreçlerine daha iyi entegre edilerek hızla değişen risk ortamında başarı için gerekli yatırımlar doğru zamanda yapılabiliyor.
DEĞİŞEN RİSK İKLİMİ, İŞLETMELERİN RİSK YÖNETİMİ YAKLAŞIMINI DÖNÜŞTÜRÜYOR
Araştırmaya göre risk stratejistleri, geleneksel risk yönetimini uygulamaya devam eden şirketlere kıyasla risk ikliminin artık daha hızlı değişen ve birbirine bağlı hale geldiğini yalnızca fark etmekle kalmıyor; aynı zamanda değişimlere yanıt verecek kontrol mekanizmalarını da daha etkin biçimde uyguluyor. Bu durum, risk stratejistlerinin risk yönetimi yaklaşımında geniş çaplı bir dönüşümü benimsediklerini de ortaya koyuyor. Araştırmaya göre risk stratejistlerinin yüzde 58’i, pandemi sonrası risk ortamında yaklaşımını orta düzeyde ya da tamamen dönüştürdüğünü belirtiyor.
Bu grubun yüzde 20’si yaklaşımını tamamen dönüştürmüşken, geleneksel yaklaşıma sahip olanların dönüşüm oranının ise yalnızca yüzde 7 olduğu görülüyor.
RİSK KONUSUNA STRATEJİK YAKLAŞAN ŞİRKETLER DAHA İYİ PERFORMANS GÖSTERİYOR
Değişken risk ortamı, iş sonuçları üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. EY’ın jeostrateji alanında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre; şirketlerin yarısından çoğu siyasi risklerin satış ve gelirleri olumsuz etkilediğini belirtirken, jeopolitik risklerin de planlanan yatırım veya elden çıkarma kararlarını ertelemelerine ya da iptal etmelerine sebep olduğunu ifade ediyor.
Araştırmaya göre, risk konusuna stratejik yaklaşan şirketler ise daha dirençli hale gelerek etkili sonuçlar elde ediyor. Bu şirketler, kritik metriklerde beklenmedik risklerin etkisinin azaltılması, risk sahipliği ve kültürü, olayları tanıma ve müdahale süresi gibi konularda geleneksel yaklaşıma sahip şirketlerden çok daha iyi performans gösteriyor. Bununla birlikte, geleneksel yaklaşıma sahip şirketlerin, risk yönetimini daha çok bir maliyet merkezi ve uyum aracı olarak gördüğü anlaşılıyor.
“GELENEKSELCİ” RİSK ANLAYIŞINDAN “RİSK STRATEJİSTİ” BAKIŞ AÇISINA GEÇİŞ İÇİN 5 TEMEL ADIM
EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması’na göre liderlerin risk dönüşümü için atabileceği beş adıma yönelik önerilerde bulunuluyor:
Vizyon ve yol haritası belirlenmeli: Hem risk uzmanları hem de diğer paydaşlar tarafından sahiplenilen ve stratejik bakış açısını önceliklendiren bir risk vizyonu ve yol haritası belirlenmeli.
Kültürel dönüşüm başlatılmalı: Riskten kaçınma ve uyum odaklı risk bakış açısından stratejik değer üretimi odaklı bir risk anlayışına geçiş için kültürel dönüşüm başlatılmalı.
Yeni metrikler belirlenmeli: Kurum bünyesinde sadece risk azaltma faaliyetlerini değil, doğru riskleri üstlenmeye olanak sağlayan diğer çalışmaları da dikkate alan bir metrik seti uygulanmalı.
Teknoloji dönüşümüne odaklanılmalı: Yapay zekâ stratejik risk yönetimi vizyonunun önemli bir parçası haline getirilmeli.
Başarının kilidi olacak yetenekler geliştirilmeli: Yetenek havuzu genişletilmeli, risk uzmanları “iş dilini” etkin kullanabilecek seviyede yetiştirilmeli ve geri bildirim alınmalı.
"YENİ BİR RİSK VİZYONU VE YOL HARİTASI, KÜLTÜREL FARKINDALIK VE AYRICA BİR TEKNOLOJİ VE VERİ DÖNÜŞÜMÜ GEREKTİRİYOR"
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Risk Danışmanlığı Lideri Emre Beşli, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
Son dönemde dünyada yaşanan gelişmelerle birlikte tamamen değişen bir risk ortamı ile karşı karşıyayız. Günümüzde risk faktörleri giderek birbiriyle daha bağlantılı hale gelirken, bu faktörlerin doğrusal olmayan yapıları ve yüksek ivme ve değişkenlikleri de risk yönetiminde farklı bakış açılarına duyulan ihtiyacı artırıyor. EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması, bu dönüşüm ihtiyacını “risk stratejisti” personası ile anlatmaya çalışan özgün bir çalışma. Risk stratejistleri hem risk yönetimine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşırken, hem de simülasyon, senaryo planlama, stres testleri, ufuk taraması ve davranışsal ekonomi gibi görece daha az uygulanan tekniklerden yararlanıyorlar. Öte yandan, teknoloji ve yapay zekâyı da tüm risk çalışmalarının merkezine konumlandırıyorlar. Elbette tüm bunlar kurum içerisinde yeni bir risk vizyonu ve yol haritası, kültürel farkındalık ve ayrıca bir teknoloji ve veri dönüşümü gerektiriyor. Aynı zamanda, bu çerçevede risk profesyonellerinin de kendi yetenek envanterlerini güncellemeleri ve çeşitlendirmeleri bekleniyor.