Türkiye, küresel yatçılıkta güç merkezi olarak öne çıkıyor

Bir zamanlar Monaco, St. Tropez, İtalyan Rivierası ve Karayipler’e sessiz bir alternatif olarak görülen Türkiye, hızla dünyanın yatçılık elitleri için bir çekim merkezi haline geliyor.

Gelişen tersaneleri, büyüyen marinaları ve sağlam yasal çerçevesiyle Türkiye, kendine küresel yatçılık destinasyonları arasında üst sıralarda bir yer edinmeye başladı.

Sektör verilerine göre Türk tersaneleri 2023 yılında 92 yat inşa etti ve bu rakam Türkiye’yi İtalya’nın ardından dünyanın en büyük ikinci yat üreticisi konumuna taşıdı. Bugün Türkiye, küresel mega-yat sipariş defterinin %12,9’unu elinde bulunduruyor ve inşası süren toplam yat uzunluğunun %14’ünü temsil ediyor—146 projeden toplam 6.400 metreden fazla.

Yerli sektör de büyümeye devam ediyor. Ülke genelinde 548’den fazla yat üretim işletmesi faaliyet gösterirken, yaklaşık 16.000 özel tekne kayıtlı bulunuyor. Charter (kiralama) pazarı da hızla gelişti. 2024 yılında Türk yatları yaz sezonunun en yoğun döneminde neredeyse %90 doluluk oranına ulaştı. Bu yıl 630’dan fazla tekne kiralama için hazır durumda ve haftalık ortalama kiralama bedeli 5.900 € seviyesinde.

Son yirmi yılda Türkiye, yatçılık altyapısını modernize etmeye büyük yatırım yaptı. Bodrum’daki Yalıkavak, Antalya’daki Setur ve Fethiye’deki Ece Marina gibi tesisler artık köklü Akdeniz merkezleriyle yarışıyor, hatta çoğu zaman onları geride bırakıyor. Yalıkavak Marina, lüks hizmetleri Michelin yıldızlı restoranlarla ve üst düzey alışveriş olanaklarıyla birleştirerek dünyanın en iyi süperyat tesisleri arasında defalarca ödüllendirildi.

Konuyla ilgili konuşan üst düzey bir denizcilik yetkilisi, “Türkiye büyük bir ivme kazandı. Tersanelerimiz ve marinalarımız artık sadece bölgesel oyuncular değil—küresel rakipler” dedi.

Yasal Güvenceler Bir Çekim Noktası

Türkiye’nin başarısı yalnızca tersaneler ve marinalardan ibaret değil. Yatların giderek daha fazla yaptırımlar ve mülkiyet anlaşmazlıklarıyla gündeme geldiği bir dönemde, ülkenin açık ve net yasal çerçevesi uluslararası sahipler ve alıcılar için önemli bir cazibe unsuru haline geldi.

San Diego’daki Amadea süperyatının yaklaşan açık artırması, başka yerlerdeki riskleri gözler önüne seriyor. Medyada yaptırımların uygulanmasının ve oligarşik servetin sembolü olarak geniş şekilde yer bulan Amadea, 106 metre uzunluğunda ve 320 milyon dolardan fazla değere sahip. ABD makamları tarafından Rusya’ya yönelik yaptırımlar kapsamında el konuldu. Savcılar yatı yaptırım uygulanan bir Rus oligark ile ilişkilendirse de, başka bir hak sahibi bu el koymaya itiraz ederek satış sürecini karmaşık hale getirdi.

Sektör uzmanları, bir ABD mahkemesinin geminin satışa çıkarılmasına karar vermesine rağmen, işlemin kendisinin son derece riskli olmaya devam ettiğini söylüyor. Potansiyel bir alıcı, yalnızca ABD yargı yetkisi çerçevesinde "temiz" bir mülkiyet hakkı elde ediyor, ancak bu hak ABD yargı yetkisinin ötesinde tanınmayabilir.

Bu, gemi Amerika Birleşik Devletleri dışındaki limanlara girdiğinde, önceki sahiplerinin veya temsilcilerinin talepleri nedeniyle yeni bir haciz tehdidi altında kalabileceği anlamına geliyor. Bu tür bir "yargı yetkisi kesintisi", varlığın yönetimini zorlaştırıyor; sigorta daha pahalı hale geliyor, kiralama ve kiralama daha karmaşık hale geliyor ve gelecekte yeniden satış, itibar ve yasal maliyetlerle dolu oluyor.

ABD mahkeme belgelerine göre, Amadea'nın aylık bakım giderleri, sigorta primleri ve zorunlu onarımlar hariç 600.000 doları aşıyor. Yasal belirsizlik durumunda bu giderler artıyor ve mülkiyetin kendisi finansal ve itibar baskısı kaynağı haline geliyor.

Bir Türk denizcilik avukatı, “Amadea davası, yatların artık yaptırımlar, hukuk ve finansın kesişim noktasında tartışmalı varlıklar haline geldiğini gösteriyor. Küresel yatçılık artık sadece ihtişamla ilgili değil—hukukun üstünlüğüyle ilgili. Türkiye’nin gücü ise her ikisini birden sunabilmesinde” dedi.

Güvenli Liman

Bodrum ve Göcek’ten Antalya ve İstanbul’a kadar Türkiye’nin kıyıları dünyanın en değerli yatlarıyla dolup taşıyor. Doğal güzellikleri, dünya standartlarındaki tersaneleri, modern marinaları ve güçlü yasal korumalarıyla ülke, küresel yatçılık haritasını yeniden yazıyor.

Ve Amadea hikayesinin de gösterdiği gibi, en lüks yat bile istikrarsız hukuki sularda hızla bir yük haline gelebiliyor. Sektörde birçok kişi için Türkiye artık prestijden daha değerli bir şey sunuyor: Güvenli bir liman.