Binali Yıldırım: Huzur ve istikrar için gayret ediyoruz

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle: "Huzur ve istikrar adası inşa etmek için Türkiye olarak bütün gücümüzle gayret ediyoruz. Her gemi inşasında, her fabrika açılışında gayemiz Türkiye'nin gücüne güç katmaktır. Denize inen gemiler, bacası tüten fabrikalardı. Atılan her adımı destekliyoruz. Taş üstüne taş koyan herkesi sonuna kadar destekliyoruz. 18 Haziran'da Burgazada Korveti'ni denize indirip, 16 Temmuz'da da anfibi gemisini denize indirmeyi planlamıştık. Ancak bir gün önce o hain darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Denize indiremedik, üzüldük ama ülkemizi ikinci Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle çıkardığımıza sevindik. Şimdi TCG Yüzbaşı Güngör Durmuş'u denize indiriyoruz. ONLAR BU MİLLETİN KAHRAMANLARIDIR Yüzbaşı Güngör Durmuş kahraman bir deniz subayıdır. Şehit yüzbaşımızın babası, annesi, eşi, kızları bizlerle beraberler. Yüzbaşı Güngör Durmuş ve bütün şehitlerimiz 79 milyonun kalbinde yaşamaya devam ediyor. Onlar bu milletin istiklali için canlarını feda eden birer kahramanlardır. Gemimizin birçok teknik özellikleri var. Bir lojistik gemisi. 9 bin ton kapasitesi var, 5 bin ton diğer imkanları tamamlayan, 9 bin mil kesintisiz seyahat yapabiliyor. En ağır helikopterlerin iniş kalkış yapabileceği, konteyner yaşıyabilen, küçük cerrahi müdahaleleri yapabilecek çok gelişmiş bir tekneden bahsediyoruz. Bütün bunlar ülkemizin savunma sanayisinde katettiği mesafeyi gösteriyor. 1978'de mesele başladığımda senede 1 gemi indirebilirsek büyük bayram olurdu. Türkiye bunu konuşurdu. Şimdi artık gemi indirmek, gemi teslim etmek, kızağa koymak vakai adiyeden oldu. Türkiye artık gemi inşa sanayisinde, bütün dünyaya her tür gemi ihraç edebilen bir kabiliyete sahip oldu. Yerlilik oranını da süratle artırıyoruz. Savunma sanayinde yüzde 20'lerden, yüzde 60 yerlilik oranına gelmiş olmak, ülkemizin imkan ve kabiliyetlerini göstermektedir. Savunma sanayimize son 14 yılda çok büyük yatırım yaptık. Yaklaşık 35 milyar dolarlık bir yatırımla, dost ve müttefiklerin savunma ihtiyaçlarına da cevap verebilecek bir yetkinliği ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ÇOK BÜYÜK MESAFE KATETTİK 70'li yılların başında Kıbrıs Barış Harekatı'nda yaşadığımız ambargo karşısındaki sıkıntıları unutmadık. O bize ders oldu. Biz savunma sanayimize 80'li yıllardan itibaren yatırım yapmaya başladık. Geldiğimiz noktada çok büyük mesafe katettik. Sadece savunma sanayinde, gerekli başarıyı sağlamak yetmiyor. Türkiye istikrarsızlık ortamında bir istikrar adasıdır. Komşu ülkeler için bir teminattır. Savunma yeterliliğimizin yanında, caydırıcılık kabiliyetimizin de aynı derecede geliştirilmesi, etrafımızdaki ülkelerin barışına, istikrarına çok büyük katkı sağlayacaktır. Bölgede yaşanan olayların en büyük bedelini Türkiye ödemektedir. Bir yandan mültecilerin ülkerini terk eden günahsız insanların yükünü hafifletirken, bir yandan da etrafımızdan kaynaklanan terör hareketleriyle mücadelemiz devam etmektedir. İçeride PKK, dışarıda PYD, DEAŞ'la mücadelemizi sürdürmekteyiz. Ülkemizi terör belasından kurtarmak, komşularımızda yaşanan terör olaylarının yansımalarını kaldırmak. Çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İleri geri laf edenlerin ne dedikleri bizler için önemli değil. Esas olan Türkiye'nin birliği, beraberliğidir. Bunu sağlamak için güvenlik güçlerimiz var gücüyle ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası silahlı kuvvetlerimizin itibar kaybına uğramıştır. Milletimiz sağduyu, basiret sahibidir. Bu terör elemanlarıyla, vatanında, milletine, bayrağına sahip çıkan yurtsever askerlerimizi ayırt etmiş, bu alçaklara gereken dersi vermiştir. Tersanelerimiz 49 yıllığına kiralanmıştı, bu kira süresinin bitmesine 18 yıl kalmıştı, bir karar aldık sıfırlıyoruz, tekrar 49 yıla çıkarıyoruz. Bu tersanelerimizin geleceği daha iyi görmesi, daha iyi plan yapması, kredi saygınlıklarının artırması."

Binali Yıldırım: Huzur ve istikrar için gayret ediyoruz

Başbakan Yıldırım, lojistik destek gemisinin denize indirilmesi töreninde "Tersanelerin kira sözleşmelerini 49 yıllığına uzattık" dedi