Tabal Krallığı’nın bilinen tek yerleşimi, Göllü Dağ’da
Niğde’nin Çiftlik ilçesinde yer alan Göllü Dağ zirvesindeki Geç Hitit Antik Kenti, yaklaşık 2 bin 800 yıl önce bölgede hüküm süren Tabal Krallığı’nın siyasi ve kültürel yapısına ışık tutuyor.
Niğde’nin Çiftlik ilçesine bağlı Kömürcü köyü sınırları içinde, Göllü Dağ’ın zirvesinde konumlanan Geç Hitit Antik Kenti, yaklaşık 100 yıl önce köyde çobanlık yapan Civan Ali tarafından tesadüfen keşfedildi. Keşfin ardından, Cumhuriyet’in ilk yıllarında dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla bölgede bilimsel kazı ve araştırmalar başlatıldı.
3 AYRI DÖNEMDE KAZI ÇALIŞMALARI YAPILDI
Antik kentteki ilk kazılar 1934 yılında Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık başkanlığında gerçekleştirildi. Daha sonra 1968’de arkeolog Burhan Tezcan ve 1992–1993 yıllarında Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Wulf Schirmer tarafından yürütülen çalışmalarla kentin bugünkü görünümü ortaya çıkarıldı. Yapılan üç aşamalı kazıyla antik yerleşimin büyük bölümü gün yüzüne çıkarıldı.
IZGARA PLANLI, ANITSAL BİR KENT
Arkeolog Mustafa Eryaman, Göllü Dağ’ın Geç Hitit dönemine ait bu antik kentle adeta bütünleştiğini belirterek, yerleşimin bilinçli bir planlamayla kurulduğunu ifade etti. Havadan çekilen görüntülerde cadde, sokak ve yapıların simetrik bir düzene sahip olduğunu belirten Eryaman, kentin Anadolu’daki en düzenli ve görkemli örneklerden biri olduğunu vurguladı.
SARAY, AYNI ZAMANDA TAPINAK İŞLEVİ GÖRÜYORDU
Kentteki ana yapının saray olduğunu aktaran Eryaman, bu yapının aynı zamanda dini bir merkez niteliği taşıdığını söyledi. Geç Hitit inancında kral ve kraliçelerin tanrısal bir statüye sahip olması nedeniyle sarayın tapınak işlevi de gördüğünü belirten Eryaman, iç surla çevrili bu alanın ve onu dıştan kuşatan güçlü sur sisteminin Göllü Dağ’ı tamamen korunaklı bir yerleşime dönüştürdüğünü kaydetti.
ASLAN HEYKELLERİ VE SÜTUN KAİDELERİ DİKKAT ÇEKİYOR
1934’te yapılan ilk kazılarda devasa çift başlı aslan heykelleri ve sütun altlıklarının gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Eryaman, yaklaşık 1,5 metre yüksekliğe sahip heykellerin önce Kayseri’ye, daha sonra Niğde Arkeoloji Müzesi’ne taşındığını ifade etti. Buluntuların bir kısmının Kayseri, bir kısmının ise Niğde Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiği belirtildi.
KENTİN TERK EDİLİŞİ, GİZEMİNİ KORUYOR
Kazılarda günlük yaşama ait seramik buluntuların sınırlı olmasının, kentin kuruluş aşamasında terk edildiğine işaret ettiğini söyleyen Eryaman, bu durumun nedenine ilişkin farklı görüşler bulunduğunu aktardı. Sert iklim koşulları, dış saldırılar veya salgın hastalık ihtimallerinin öne çıktığını ancak bu iddiaları destekleyecek kesin bilimsel verilerin bulunmadığını dile getirdi.
TABAL KRALLIĞI'NIN BİLİNEN İLK VE TEK KENTİ
Göllü Dağ’daki Geç Hitit Antik Kenti’nin, Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından ortaya çıkan Tabal Krallığı’na ait bilinen ilk ve tek yerleşim yeri olduğunu vurgulayan Eryaman, kentin Niğde’nin tarihsel ve kültürel kimliği açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Eryaman, antik kentin turizme açılmasının hem bölge kültürünün tanıtılması hem de yerel ekonomi açısından önemli bir fırsat olacağını belirterek, Göllü Dağ’ın Anadolu arkeolojisi içindeki değerinin daha görünür hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.