Kocaların vaadi: Mehir nedir, ne zaman verilir? Mehir olarak ne istenir? Eğer verilmezse...

Müslümanların zinadan kaçınması ve ahlaklı yaşaması için evlilik büyük önem taşır.

Peygamber Efendimizin (sav) ümmetine tavsiye ettiği evliliğin amacında pek çok hikmet vardır.

İnsanın çift yaratılışındaki gaye; yalnızlığın giderilmesi, beraberlikle birlikte hataların düzeltilmesi, dünya ve ahiret hayatının mutlu bir şekilde sürdürülmesi gibi etkenlere bağlıdır.

Evlenen eşleri birbirini bağlayan iki unsur olarak gören Allah (c.c), Araf suresinin 189. ayetinde, ''Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile sükunet bulsun diye eşini de ondan var edendir.'' buyuruyor.

Evlilik, nikah kıyılmasıyla gerçekleştirilir. Bu nikah esnasında, kocanın karısına ödemesi gereken bir mehir söz konusu olmaktadır.

İslam hukukuna baktığımızda 4 büyük mezhepte de geçerli olan mehir, erkeğin evlenirken kadına verdiği ya da vereceğine bir çeşit söz verdiği mal, mülk, para ya da hediyedir.

Yüce Allah (c.c), Nisa Sûresi 4. âyette şöyle buyurmaktadır:

“Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile cömertçe verin; eğer gönül hoşluğu ile o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu da afiyetle yeyin.”

Mehir konusu birçok kişide kafa karışıklığına ve soru işaretlerine yol açmaktadır.

Peki, mehir nedir? Mehir ne zaman verilir? Mehir olarak ne istenir? Mehir farz mıdır? Mehri yerine geçen şeyler nelerdir? Boşanınca mehir düşer mi? Mehir verilmezse ne olur? İşte dinimizde mehir hakkında tüm merak edilenler...

Mehir nedir:

Erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala mehir denir.

Hanefîlere göre mehir, nikâhın sonuçlarından biridir. Bu nedenle nikâh esnasında belirlenmemiş olsa, hatta nikâh esnasında verilmeyeceği şart koşulsa bile evlenen kadın mehre hak kazanır.

Dinimizce mehir durumunun maneviyattan değil maddi olarak karşılanması hoş görülmektedir.

Mehir ne zaman ödenir:

Mehir, ödenme zamanına göre, mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel olmak üzere ikiye ayrılır: Mehr-i muaccel, peşin olarak ödenen mehirdir. Kadın mehr-i muacceli almadan kocanın evine gitmeme hakkına sahiptir. Mehr-i müeccel ise ödenmesi sonraya bırakılan mehirdir. Bu mehrin ödenmesi için herhangi bir zaman belirlenmişse, bu tarih geldiğinde belirlenen mehrin kadına ödenmesi gerekir.

Şayet bir vakit belirlenmemişse, nikâhın sona ermesiyle mehir muacceliyet kazanır ve ödenmesi gerekir.

Mehir olarak ne istenir:

Mehir olarak maddi veya mali değeri olan her türlü menfaat tespit edilebilir. Mehrin en az miktarı Hanefîlere göre 10 dirhem (o dönemlerde yaklaşık iki koyun bedeli), Mâlikîlere göre ise 3 dirhem gümüştür.

Şâfiî ve Hanbelî hukukçulara göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. Mehrin üst sınırının olmadığı konusunda Hanefî ve Mâlikîler de diğer iki mezhep gibi düşünmektedir.

Kadın mehir olarak altın, ev, araba veya diğer maddi her şeyi isteyebilir.

Mehir farz mıdır:

Kur’an-ı Kerim’de, evlenen erkeğin kadına mehir vermek zorunda olduğu ve bunu zorla geri almasının caiz olmadığı konusunda ayetler bulunmaktadır (Bakara, 2/237; Nisâ, 4/4, 20, 24, 25; Mâide, 5/5).

Mehir ödememenin hükmü:

Mehir, kocanın karısında bir borcudur. Erkek bu borcunu mutlaka vermelidir. Vermeyip, kadın da hakkını helâl etmediği takdirde, koca kul hakkı yemiş olur.

Boşanınca mehir düşer mi:

Boşanma halinde kocanın bu mehri ödemesi gerekir; ölüm halinde de, bırakmış olduğu mirastan ödenir.

Yüce Allah, “Eğer bir eşi bırakıp da yerine başka bir eş almak isterseniz, onlardan birine yüklerle mehir vermiş olsanız bile ondan hiçbirşey geri almayın.” buyurmuştur.