'Bilgiyle hareket eden öğretmenler yetiştirmek istiyoruz'
AA

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, öğretmenlerin kendilerini öğrencilere bilgi satan bireyler olarak görmemesi gerektiğini belirterek, "Öğretmen akademileri gibi şeyleri dava bilinciyle ve bilge misyonuyla hareket eden öğretmenler yetiştirmek için yapıyoruz." dedi.

EĞİTİMDE YAŞANAN DEĞİŞİKLİKLER

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı İstanbul Öğretmen Akademileri ve İstanbul Öğretmen Atölyeleri 2. dönem kapanış dersinde konuşan Yusuf Tekin, eğitimdeki çok sık değişikliklerin olmasının kamuoyunda çok tartışılan, kendi içinde tutarsız bir tez olduğunu belirtti.

Başta eğitim olmak üzere tüm bilim alanlarındaki değişimi ve gelişimi, öğretmen akademileriyle eğitim sistemine yansıtmayı ve öğretmenlerle buluşturmayı amaçladıklarına dikkati çeken Yusuf Tekin, "Bu gelişmeleri yansıttığınız zaman medyada bakanlığın çok sık değişiklik yaptığına dair eleştirilerle karşılaşıyorsunuz. Bu süreçle ilgili bizim bir felsefemiz ve amacımız var. Bu amaca yönelik adım atıp tedrici usülle değişiklikler gündeme getirerek bir nihayete ulaşmak istiyoruz. Bu değişiklikleri planladık, programladık. Stratejik olarak her attığımız adım o değişikliğe bizi kazasız belasız ulaştıracak bir yol haritasının izdüşümleridir." diye konuştu.

'Bilgiyle hareket eden öğretmenler yetiştirmek istiyoruz'

EĞİTİMİN İDEOLOJİLEŞMESİ

Eğitim kurumlarındaki değişilkiliğin devletlerin modernleşmesiyle ortaya çıktığına işaret eden Yusuf Tekin, Orta Çağ Avrupası sonlandırılıp dünyada pozitivim ve aydınlanmayla birlikte modern devletlerin ortaya çıkmasıyla okulların form değiştirdiğini ve asli işlevinden uzaklaşarak, merkezi otoritenin yetiştirmek istediği insan profiline uygun hareket eden ideolojik kurumlar haline dönüştüğünü anlattı.

BİLGİNİN YEGANA MERKEZLERİ OLAN OKULLAR

Okulların modernitenin sağladığı zihniyet yapısının içinde kavramsallaştırılan eğitim anlayışının evrensel olduğu kabul edilen ahlaki ve epistemolojik doğruları öğrencilere aktarmaya başlayan kurumlar haline geldiğini belirten MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, bu paradigmaya göre aile, toplum gibi alternatif bilgi kaynaklarının artık bilimsel sayılmadığını ve okulların bilgi üretmenin yegane merkezi haline dönüştürülmeye çalışıldığını söyledi.

Bilim felsefesi alanında son yüzyıldaki gelişmelerin pozitivizmin sorgulandığı bir süreci başlattığına dikkati çeken Tekin, "Günümüz eğitim anlayışı okullara ve öğretmenlere, genç nesilleri hayata hazırlama, özgür ve esnek düşünebilme becerileriyle donatma yükümlülüğü getirmiştir." ifadesini kullandı.

'Bilgiyle hareket eden öğretmenler yetiştirmek istiyoruz'

"ÇOCUKLARI DEVLETE KÖLE GİBİ YETİŞTİREN MANTIK YOK"

Yusuf Tekin, "Biz de bu değişikliği görüp ona göre davranmalıyız. Yapmak istediğimiz şeyleri bu felsefi temel etrafında şekillendirmeliyiz. Artık çocukları okulda iyi vatandaş yetiştirmek üzere kurgulayan bir devlet felsefesi yok, devlete köle olarak yetiştiren, fabrika gibi gören bir mantık yok. Yeni dönemde eğitim felsefesi bunun üzerine inşa edilmeli. Öğretmenliği bir pragmatik gelir kaynağı olarak gören insanlar bizim tanımladığımız bu işlevi yerine getirecek eğiticiler değillerdir. Dava adamı kavramını ideolojik bir tanımlama olarak değil, öğretmeyi bir dava olarak görenleri kastediyoruz. Bütün arkadaşlarımızın birer dava adamı olarak yanımızda olmasını istiyoruz. Bizler öğretmen olarak kendimizi öğrencilere bilgi satan bireyler olarak görmemeliyiz. Kendimizi erdem ve bilgelik etrafında tanımlamalıyız. Öğretmen akademileri gibi şeyleri dava bilinciyle ve bilge misyonuyla hareket eden öğretmenler yetiştirmek için yapıyoruz." dedi

'Bilgiyle hareket eden öğretmenler yetiştirmek istiyoruz'

EĞİTİMCİLERE 3 İLKE

Çağdaş dünyanın eğitimden ve eğitimcilerden uymasını beklediği 3 temel ilke olduğuna işaret eden Yusuf Tekin, "Birincisi, insanlar doğaları gereği birbirinden farklıdır, bunu kabul etmek durumundayız. Farklı insanları tek renge boyamanın hiçbir anlamı yoktur. Farklılıkları kabul edip, farklılıklar üzerinde başka şeyler inşa etmek gereklidir. İkincisi, mesleki hayatınız boyunca en çok ihtiyaç duyduğumuz şey öğrencilerin üzerinde oluşturacağımız meraktır. Eğer merak duygusunu kaybettirirseniz, emeğinizin hiçbir karşılığı olmayacaktır. Üçüncüsü, karşımızdaki bizden medet uman kitlenin yaratılıcıklarını asla köreltmemeliyiz." şeklinde sıraladı.

Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)